Bir Siyonist rejim medyası, İsrail’in hem esirlerini kaybettiğini hem de uluslararası arenada istikrarsız bir konuma düştüğünü belirterek, rejimin çifte bir yenilgi yaşadığını vurguladı.

Welayet News  - Dana Wolf, Yediot Aharonot gazetesinde kaleme aldığı yazıda Siyonist rejim İsrail’in performansını eleştirerek, durumu benzeri görülmemiş bir siyasi çöküş olarak nitelendirdi.

İbranice yayın yapan bu medya kuruluşuna göre, eşi benzeri görülmemiş bir siyasi çöküş ortamında ve daha fazla ülkenin Filistin devletini tanıma safına katılmasıyla birlikte, İsrail bu hafta Gazze’de tek taraflı bir ateşkesten söz etti. Aslında bu, günde 10 saat süren geçici bir ateşkes ve Gazze Şeridi’ne insani yardımların girişine ve dağıtımına olanak sağlamak için!!

Yazarın itirafına göre, bu durum Siyonist rejimin bu adıma karşılık Hamas’tan hiçbir taviz alamamış olmasına rağmen gerçekleşmektedir.

Yaklaşık iki yıl süren savaşın ardından ve Gazze Şeridi’nin çoğu bölgesinin Siyonist rejimin işgali altına girmesine rağmen, İsrail hâlâ bu bölgedeki insani krizi yönetmekte yetersiz kalmaktadır. Dünya ülkeleri İsrail’i, Gazze Şeridi’nin fiili işgalcisi ve mevcut koşulların sorumlusu olarak görmektedir.

Yazının başka bir bölümünde şu ifadeler yer almaktadır: ‘Uluslararası hukukta insani yardımların dağıtımı savaş hukuku ilkelerinin temel taşlarından biri olarak kabul edilirken, bugün bu yardımlar (dağıtılmaması ve bu durumun Siyonist rejim için bir skandala dönüşmesi), İsrail’e karşı bir silaha dönüşmüştür. Öyle ki, bu durum uluslararası mahkemelerde İsrail’e karşı dava açılmasına yol açmış; Güney Afrika gibi ülkeler İsrail’i soykırımla suçlamış ve Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail Başbakanı hakkında tutuklama kararı çıkarmıştır. Bunlar İsrail’e karşı gerçekleşen benzeri görülmemiş ve yıkıcı hukuki ve siyasi gelişmelerdir.’

Bu analize göre; ‘Hukuki açıdan bakıldığında, İsrail hükümeti savaşın ilk aşamasından hiçbir ders ve tecrübe çıkarmamış, iş öyle bir noktaya gelmiştir ki eski ABD Başkanı Trump bile Gazze’deki açlıktan açıkça söz etmektedir... Bu durum İsrail’in çıkarlarına büyük bir darbe vurmuş, öyle ki bu darbelerin etkisi yıllarca sürecek ve bu savaşa (bu suçlara) katılan askerleri hukuki kovuşturma riskiyle karşı karşıya bırakacaktır.’

Siyonist yazarın itirafına göre, ‘‘savaşın başlamasından yaklaşık iki yıl geçmesine ve Hamas’ın altyapılarına yönelik geniş çaplı saldırılara rağmen, bu Filistinli grup hâlâ siyasi nüfuzunu ve gücünü korumakta, hatta bu alanda İsrail’e karşı inkâr edilemez bir üstünlüğe sahip. İsrail’in bugünlerde ilan etmek zorunda kaldığı ve karşılığında Hamas’tan hiçbir taviz alamadığı ateşkes, bizim zayıflığımızın ve Hamas’ın üstünlüğünün bir göstergesidir.

Bu zayıflık, Gazze Şeridi’ndeki ateşkes ile esirlerin serbest bırakılması arasında bir kopukluk ve mesafe oluşturmuş ve Hamas’ın siyasi üstünlüğünü korumasına ve bunu İsrail’e dayatmasına imkân sağlamıştır.

Bu bağlamda, Gazze’deki İsrailli esirler de bu başarısız çabaların bedelini defalarca ödemektedir. Bugün Hamas bu kozunu kullanmakta ve onları yalnızca bir ateşkes karşılığında serbest bırakmak gibi bir niyeti bulunmamaktadır ve bu hedefine de ulaşmıştır.

Tarih göstermiştir ki, Hamas gibi bir yapıyı sadece askeri araçlarla ortadan kaldırmak mümkün değildir ve bunun için siyasi zeminin de hazırlanması gerekir. Bu nedenle Hamas’ın yenilgiye uğratılmasının ve tüm esirlerin geri alınmasının tek yolu, savaşı sona erdirmek için kapsamlı bir anlaşma ve Filistin devleti kurmak üzere gerekli siyasi altyapının oluşturulmasıdır; bu devlet de ılımlı Arap ülkelerinin desteğiyle kurulmalıdır.

Bunun dışındaki her çözüm hem esirlerin hayatını tehlikeye atar hem de İsrail’in uluslararası konumuna ağır bir darbe indirir. Bu da Filistin devletinin tanınması sürecine kadar ilerler ve tüm sonuçlar Hamas’ın lehine olur.’’