Abdulbari Atvan: Direnişin Gücü Siyonistleri Göstermelik Yardıma Zorladı
Arapları ve uzlaşmacıları hiçbir kayırmacılık yapmadan eleştiren Halil el-Heyya’nın son açıklamalarını öven Atvan, direniş baskılarının Siyonistleri Gazze'ye göstermelik yardım yapmaya zorladığını ve bölgenin geleceğinin direnişe ait olduğunu vurguladı.
Welayet News - Arap dünyasının önde gelen analistlerinden ve bölgesel gazetesi Rey el-Yem genel yayın yönetmeni Abdulbari Atvan, başyazısını Gazze Şeridi’ndeki Hamas Hareketi’nin lideri Dr. Halil el-Heyya’nın son açıklamalarına ayırdı. Atvan, Halil el-Heyya’nın Pazar gecesi yaptığı görüntülü konuşmanın içeriği nedeniyle “cesaret ve liyakat madalyasını hak ettiğini” yazdı.
Dr. Halil el-Heyya, konuşmasında Mısır, Katar ve sözde ABD’nin arabuluculuğunda işgalci Siyonist rejimle yapılan dolaylı müzakerelere artık katılmayacağını ilan etti. Bu müzakereler 22 ay boyunca sürmüş, ancak bu süreçte Gazze Şeridi’ndeki bebekler için ne bir dilim ekmek ne de bir kutu mama temin edilebilmiştir. El-Heyya, müzakerelerin kuşatma, soykırım, çocukların, kadınların ve halkımızın açlıkla karşı karşıya olduğu bir ortamda sürdürülmesinin hiçbir anlamı olmadığını açık bir şekilde ifade etti.
Dr. Halil el-Heyya, Arap ve İslam halklarına çağrıda bulunarak Filistin’e yürümelerini, Siyonist rejim büyükelçiliklerini kuşatmalarını ve Gazze ablukasını kırmalarını istedi. Atvan’a göre bu konuşmanın asıl önemli yanı içerdiği cesaret değil, hiçbir korku ya da dalkavukluk içermeyen açıklığıdır. Özellikle de havadan atılan yardım paketleri hakkında konuşurken, “Biz havadan yardım atma adı altında yapılan bu gülünç gösterileri reddediyoruz. Çünkü bunlar sadece bu suçları gizlemek için yapılan sahte reklamlardır” sözleriyle.
Dr. Halil el-Heyya, havadan yapılan beş yardım atımının ancak küçük bir kamyon dolusu yüke denk geldiğini belirtti ve Gazze’deki açlık felaketine gerçekten son vermek isteyenlerin özellikle ölüm geçidine dönüşen Refah Sınır Kapısı’nı açması gerektiğini vurguladı.
Gazze Şeridi’nde açlık ve katliamlara rağmen direniş sürüyor
Abdulbari Atvan’ın analizinin devamı şöyle: Gazze Şeridi’ndeki İslami direniş hareketleri, özellikle Hamas ve İslami Cihad, açlık ve katliamlara rağmen enkazların altından ve tünellerin derinliklerinden işgalci düşmana karşı direnmeye devam ediyor. Direniş savaşçılarının her gün keskin nişancılar, özel kuvvetler, tanklar ve Siyonist rejim ordusunun araçlarını hedef alarak ağır insan kayıplarına yol açtıkları bir gerçek. Bu kahramanca ve cesur eylemler, Arap rejimlerinin tamamen teslim olduğu bir dönemde Siyonist rejim ordusunun zayıflığını ve yenilgisini ortaya koymakta; öyle ki, onları ister havadan yardım atmakla isterse son derece sınırlı şekilde sınır kapılarını açarak birkaç kamyonla yardım girişine izin vermeye mecbur bırakmıştır.
Rey el-Yem genel yayın yönetmeni, Siyonist düşmanın Gazze’ye yardım gönderimini sadece bir gösteri düzeyinde gerçekleştirmesinin bile direnişin baskısının sonucu olduğuna işaret ederek, direniş savaşçılarının Siyonist suçlulara karşı küresel bir başkaldırıyı güçlendirdiğini ve hatta bu rejimin ana destekçileri arasında yer alan bazı dünya devletlerini bile bu rejime duydukları körü körüne bağlılıktan vazgeçmeye ve işledikleri suçları kınamaya zorladıklarını vurguladı.
Uzlaşmacılarla açık konuşmak
Atvan şunları belirtti: Dr. Halil El-Heyya ayrıca Gazze'nin derin yarasına açıkça işaret ederek, Filistin sınırında yer alan Mısır ve Ürdün halkından, Gazze'nin açlıktan ölmesine izin vermemelerini istedi. Cesur bir şekilde Refah Sınır Kapısı’nı "ölüm kapısı" olarak nitelendirmesi, bazı Ürdün ve Mısır medya kuruluşlarının tepkisini çekti ve bu sözleri “diyalog ve hitap üslubunun sınırlarının dışına çıkmak” olarak değerlendirdiler. Bu, ateşkes ve siyonist esirlerin serbest bırakılması konusundaki meşru şartlarından bir milim dahi sapmayan, Arap arabulucuların baskısına boyun eğmeyen ve Siyonist-Amerikan düşmanın tuzaklarına düşmeyen bir direniştir. Bu direnişin ve liderliğinin, müzakere süreçlerini düşmanı teslim olmaya zorlayacak şekilde yönetme konusundaki olağanüstü yeteneklerine ek olarak, yüksek düzeyde bilinç, sorumluluk ve uzmanlık sergilediği görülüyor. Ve önümüzdeki günlerde çok daha büyük sürprizlerin yolda olduğu açıkça belli.
Abdulvari Atvan şunları vurguladı: Dr. Halil El-Heyya ve Gazze Şeridi’ndeki tüm direniş liderleri, her türlü aldatmacaya karşı bağışıklıklarını göstermiş ve Aksa Tufanı’nın nihai durağına ulaşması konusundaki kararlılıklarını ortaya koymuşlardır; bu nihai durak, Siyonist düşmanın gerçek suç yüzünü açığa çıkarmak ve bu rejimin çirkin yüzünü dünyadan gizleyen tüm sahte maskeleri yırtmaktır.
Bu makaleye göre, Siyonist rejimin gerçek yüzünü ifşa etme konusunda direnişin bu başarısı artık tam anlamıyla gerçekleşti. Bunun örneğini, devletleri Siyonist rejimi destekleyen ülkelerdeki halkların geniş öfke dalgasında görmekteyiz. Atvan, bir kez daha Halil el-Heyya’ya teşekkür edilmesi gerektiğini, çünkü direniş cephesinde duranlarla Siyonist rejimle işbirliği yapan veya onun suçlarını izleyenler arasında açık bir ayrım yaptığını belirterek şunları vurguladı: El-Heyya, her gün Tel Aviv, Hayfa, Eşdod, Askalan ve Eylat’ın kalbine süpersonik füzeler atan Yemen halkına, Amerikan uçak gemilerine ve işgal rejimine ait ya da onun mallarını taşıyan tüm gemilere saldıranlara özel olarak teşekkür etti. Ayrıca, özellikle Cezayir, Tunus, Libya ve yardım konvoylarıyla Gazze ablukasını kırmak için yürüyüş düzenleyen Fas halklarına teşekkür etmeyi de ihmal etmedi.
Atvan şunları belirtti: Bu, tüm taraflara hitap etmenin tek etkili yoludur ve kuşatma altındaki ve açlık içindeki Gazze Şeridi'ndeki direniş liderliğinin ve halk tabanının temsilcisi Dr. Halil el-Heyya, Gazze'ye karşı soykırım savaşına ortak olan ve Siyonist suçlulara taze gıda göndermek için kara köprüleri kuran ve karşılığında Gazze'deki aç halkla dayanışma içinde gösteri yapan onurlu insanları tutuklayan Arap devletlerinin iğrenç nezaketlerinden kaçındı.
Söz konusu raporun sonunda Atvan şunlara değindi: Bu cihat, bu azim ve bu cesur dille, tüm müttefikleriyle birlikte savaş meydanında kahramanca ve özverili operasyonlarla direniş, Ortadoğu haritasını yeniden çizecek olanlardır; ordusuyla birlikte giderek artan yenilgiler alan ve son nefesini veren Siyonist rejimin suçlu Başbakanı Binyamin Netanyahu değil. Önümüzdeki günlerdeki gelişmeler her şeyi netleştirecek.
Yeni yorum ekle