Atvan: Şaron'un Gazze'deki Acı Kaderi Netanyahu'yuda Bekliyor
Önde gelen bir analist, direnişin ve Filistin halkının kararlılığı gölgesinde Siyonist rejimin Gazze savaşındaki hedeflerinin başarısızlığına değinerek, Netanyahu ve İsrail'in hayatlarının bir olduğunu ve Ariel Şaron'un Gazze'deki kaderinin Netanyahu'yu beklediğini vurguladı.
Welayet News - Bölgeler arası yayın yapan Rey el-Yevm gazetesinin genel yayın yönetmeni ve tanınmış bir Filistinli analist olan Abdulbari Atvan, yeni başyazısında Gazze'deki son gelişmelere değinerek şunları yazdı: İşgal rejiminin Başbakanı Binyamin Netanyahu ve faşist kabinesinin, Gazze'ye karşı 650 günden uzun süren soykırım savaşı boyunca ortaya koyduğu planların çoğu, azami güç ve açlığı silah olarak kullanmak da dahil olmak üzere tüm suç teşkil eden yöntemlere rağmen başarısız oldu.
Gazze halkının kararlılığı ve direnişi karşısında Netanyahu'nun hedeflerinin başarısızlığa uğraması
Atvan şunları ekledi: ‘’Siyonistlerin bu başarısızlığının tek bir nedeni var: Direnişin ve destekçisi grupların, özellikle Hamas hareketinin askeri kanadı Kassam Tugayları ve İslami Cihat hareketinin askeri kanadı Kudüs Tugayları ısrarı ve Gazze halkının onlara verdiği destek. Günde 4-5 kez Siyonist yerleşimcilere mutlak zafer yanılsaması aşılayan, koltuklarını kabartarak yürüyen kibirli Netanyahu, şimdi yüzünde umutsuzluk ve yenilginin izlerini açıkça görebildiği bir durumda.
Netanyahu, Gazze'ye karşı yürütülen bu soykırım savaşında kendisinin ve destekçisi ABD Başkanı Donald Trump'ın artık tüm dünyada nefret edildiğinin farkında. Netanyahu, bir buçuk yıldan fazla bir süredir gece gündüz şu meşhur sözünü tekrarlıyor: "Hamas silahlarını bırakıp teslim olmak için beyaz bayrağı çektiğinde, savaş sona erecek ve bu hareketin liderlerinin ve kadrolarının Gazze'den ayrılmasına izin verebiliriz." Ancak Hamas Gazze'de kalmaya devam ediyor ve giderek daha dirençli ve güçlü hale geliyor zira bu hareketin başında, sahadaki savaşı yöneten, akıllı planlar tasarlayan, istihbaratı takip eden ve askeri operasyonları hassasiyet ve titizlikle yürüten güçlü beyinler var.’’
Direnişin teslim olması bir yanılsamadan başka bir şey değil
Bu makale şöyle devam ediyor: ‘‘Salı günü İsrail ordusu, bir yedek subayın öldüğünü ve birkaç askerin de yaralandığını kabul etti. Bu, işgal ordusunun son 24 saatteki ikinci askeri kaybıydı. İsrail ordusunun kendi istatistiklerine göre, 10 günden kısa bir sürede ölü sayısı 10'un üzerine çıktı. Ayrıca, işgalci orduya ait çok sayıda Merkava tankı, zırhlı personel taşıyıcı ve buldozer, direnişçiler tarafından imha edilmeye devam ediyor.
Sizce, savaşçıları enkaz altından ve tünellerden çıkıp önceden hazırlanmış pusularda Siyonist askerleri avlayan bu güçlü direniş, Netanyahu ve işgalci rejimin ordusunun genelkurmay başkanı Eyal Zamir'in istediği gibi teslim olmayı, silahlarını bırakmayı ve beyaz bayrağı çekmeyi düşünüyor mu? Eyal Zamir, Salı günü ordusunun Gazze Şeridi'nde çok zorlu bir savaş yürüttüğünü ve ağır bir bedel ödediğini itiraf etti.
Bu kararlılık, bu efsanevi direniş ve kan ve canla desteklenen bu halk desteği, İsrail'in parçası olmadığı yeni Orta Doğu haritasını şekillendirecek. Siyonist rejimin yüzüne taktığı bu sahte demokratik maske yırtıldı ve gerçek, kana susamış ve terörist yüzü en çirkin haliyle ortaya çıktı. Evet, İsrail'in yedi cephede savaştığı doğru ancak hepsinde kaybediyor; özellikle Filistin cephesinde, yani Gazze ve Batı Şeria'da ve aylardır sürekli kapalı olan Ben Gurion Havalimanı'nı göklere kadar yükselen dağların ardından süpersonik füzeleriyle hedef almaya devam eden Yemen cephesinde. Ayrıca, Yemen füzeleri Umm el-Rişaş (Eylat) limanını resmen kapattı ve çok yakında Hayfa, Aşdod ve Aşkelon limanları da kapatılacak.
Şaron'un Gazze'deki kaderi Netanyahu'yu bekliyor
Abdulbari Atvan şöyle devam ediyor: Bugün, Suriye’nin güney cephesi artan gerilim aşamasına girdi ve İsrail ordusu, işgal altındaki Filistin'in derinliklerine ulaşabilecek saldırılar öngörerek tam teyakkuz halinde. Dera ve Huran'daki bazı onurlu Suriye vatandaşları intikam almaya, orijinal Arap kimliklerini geri kazanmaya ve Suriye'de bir iç savaş başlatmayı amaçlayan ülkeyi normalleşme tuzağına çekecek Amerikan-Siyonist komployu boşa çıkarmaya hazır.
Sadece Netanyahu'nun değil, Siyonist oluşumun da ömrünün sayılı olduğundan eminiz. Netanyahu, "İsrail'i desteklemek istemeyen Amerikalılar (Amerikan halkını kastediyor) aslında Amerika'nın destekçisi değiller" dediğinde ve Itamar Ben-Giver ve Bezalel Smotrich'ten bile daha Siyonist ve suçlu olan ABD büyükelçisi Mike Huckabee, İtalya, İngiltere, Fransa ve Avustralya'nın başını çektiği 25 Avrupa ülkesinin Gazze'ye yönelik açlık ve soykırım savaşının derhal durdurulması gerektiği yönündeki açıklamasını "iğrenç" olarak nitelendirdiğinde, Netanyahu, Trump ve Nazi örgütünün yenilgisini kanıtlamış oldu.
Siyonist rejim tahminlerine göre Hamas, 7 Ekim 2023'te tarihi Aksa Tufanı Harekâtı'nı gerçekleştirdiğinde savaşçı sayısı 24.000'i geçmezken, şimdi bu sayı üç katından fazla arttı. Ayrıca, Siyonist düşmanın Hamas'ın mühimmatının biteceği yönündeki iddiası da boşa çıktı; Yasin roketleri tavşanlar gibi çoğalırken, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden, merkezinden ve güneyinden füzeler atılmaya devam ediyor ve Gazze çevresindeki kasabalarda hava saldırısı sirenleri susmadı.
Netanyahu'ya, Gazze'yi tamamen işgal etmekle tehdit etmeden önce Ariel Şaron'un anılarının Gazze Şeridi ile ilgili bölümünü okumasını tavsiye ediyoruz; belki bir ders çıkarır ve çok geç olmadan geri çekilir; çünkü Şaron gibi o da Gazze'den yenilmiş ve aşağılanmış bir şekilde ayrılacak ve gelecekteki gelişmeler her şeyi gösterecek.’’
Yeni yorum ekle