Abdulbari Atvan: İran'daki ulusal birlik ABD ve İsrail'i şaşırttı
Filistinli tanınmış gazeteci Abdulbari Atvan, İran'daki ulusal birliğin ABD ve İsrail'i şaşırttığını belirterek, Tahran'ın Tel Aviv ile Washington'a büyük bir ders verdiğini söyledi.
Welayet News - Arap dünyasının tanınmış analistlerinden Abdulbari Atvan, Mehr Haber Ajansı'na verdiği özel demeçte İran ile Siyonist rejim arasında yaşanan 12 günlük savaşı değerlendirdi.
*İsrail, sabahın erken saatlerinde bir yıldırım saldırısı düzenleyerek ve İran askeri ve güvenlik görevlilerini öldürerek İran'da karışıklık yaratabileceğini düşündü. Ancak bu plan, Ayetullah Hamanei’nin stratejisi ve şehit komutanların yerine yeni komutanların atanması ülkede kaosun çıkmasını engelledi. İsrail'in bu hesaplama hatasının sebebi neydi?
İsrail, İran'ın bu saldırganlıkla başa çıkmak için yüksek düzeydeki hazırlık seviyesi ve İran'ın tepkisinin gücü karşısında şaşırdı. İsrail her zaman şok ve dehşet ve terörizm politikasını kullanmaya alışkındır, ancak İranlılar bu politikayı çok akıllıca kontrol edebildiler ve buna benzeri görülmemiş bir hızla karşılık verdiler.
Saldırıdan sadece birkaç saat sonra, İran füzeleri İsrail'in derinliklerine hedeflendi ve Siyonistler bunu beklemiyordu.
Bir diğer konu da İsrail'in İranlıların rejime ve İslam Devrimi'ne karşı ayaklanmasını beklemesiydi. Ancak İran halkının çoğunluğunun Devrim Lideri’ni desteklediğini ve İsrail'in çok tehlikeli planını engellediğini gördüklerinde şaşırdılar. İran milleti, İsrail saldırganlığına karşı koymada Devrim Lideri Ayetullah Hamanei ve İslam Devrimi'nin yanında durmayı seçti.
Üçüncü nokta İran'ın nükleer reaktörleri (tesisleri) ile ilgilidir. İsrail, ABD'nin desteği ve katılımıyla İran'ın nükleer programını tamamen yok etmek istemiştir, ancak bu amacına hiçbir şekilde ulaşamamıştır.Üstelik İsrail bu saldırısında gelişmiş ve yıkıcı silahlar ve bombalar kullanmıştı. Dolayısıyla İsrail bu savaşta mağlup oldu.
Tel Aviv ve Hayfa hayalet kasabalara dönüştü ve 7 milyondan fazla İsrailli, tarihlerinde ilk kez sığınaklarda ve metro tünellerinde günler ve geceler geçirdi. Bu durum İsrail'de normal değil.
Yani Netanyahu tarihi bir zafer kazandığını övündüğünde hiçbir ülkeden tek bir tebrik mesajı almadı. Bu bir gerçektir, çünkü kazanmadı ve gerçekten başarısız oldu.
Ama sorunuza geri dönersek; İranlılar başlangıçta İsrail hava savunma sistemlerini test etmek için eski nesil balistik füzeleri kullandı. Sonraki aşamada Seccil, Fetah ve Hayber gibi daha gelişmiş füzeler kullandılar. Bu füzeler İsrail'i şaşırttı çünkü hipersoniktiler ve küme savaş başlıklarına sahiptiler ve savaş başlıklarının yıkıcı gücü bir buçuk tondan fazlaydı. Bu İsrail'i şaşırttı ve İran füze üretiminde böyle bir ilerleme beklemiyorlardı ve ön görmüyorlardı.
Örneğin, İran füzeleri dünyanın en önemli teknoloji merkezlerinden biri olan tarihi Weizmann Enstitüsü'ne ulaşıp onu yok etti. İran füzeleri ayrıca İsrail ordusunun ve askeri ve istihbarat kurumlarının operasyon odalarına da ulaştı. İsraillileri şaşırtan bir diğer şey de dört tane çok gelişmiş hava savunma sistemine sahip olmalarıdır.
Birincisi, son derece gelişmiş Amerikan TAAD füze sistemi, ikincisi Hitit (Arrow) füze sistemi, üçüncüsü Demir Kubbe sistemi ve dördüncüsü David's Sling sistemi. Bu dört hava savunma sisteminin hiçbiri İran füzelerini düşürmeyi başaramadı. Sonuç olarak, Tel Aviv'de yaygın ve benzeri görülmemiş bir yıkım ve tahribat meydana geldi.
Beerşeba'daki ve askeri tesislerindeki yıkım da kapsamlı ve
şiddetliydi ve bu yıkım Hayfa'da da hissedildi. Tel Aviv'deki Ben Gurion Havaalanı veya El-Del de tamamen kapatıldı, bu durum İsrail'in işgal altındaki Filistin'i işgal etmeye başlamasından bu yana geçen 76 yılda hiç görülmemişti.
*Batı ve İsrail her zaman iç kaos ve İran halkı ile hükümet arasında bir anlaşmazlık yaratmayı umdu. İsrail saldırısında ise tam tersine bu saldırı iç birliğe yol açtı. Sizce bu birliğin ve Batı'nın kaos umudunun başarısızlığının kökleri nelerdir?
(İsrail’in) planı, ilk füzenin düşmesiyle İran milletinin rejime karşı ayaklanacağı düşüncesine dayanıyordu. İsrail ve ABD, İran'da iç sabotaj yapmayı iyi planlamıştı. Netanyahu'nun İran vatandaşlarına hitap ettiğini ve onlara şunu söylediğini duyduk: Biz sizin dostlarınız ve ortak bir düşmanımız var ve bu düşman İran rejimi ve lideri Seyyid Ali Hamanei'dir. Bu rejimden kurtulmanızı istiyoruz ve sizi kurtaracağız ve gelecekte sizi destekleyeceğiz.
**Uzman olarak, İran’a karşı başlayan saldırı savaşının kazananları ve kaybedenleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Kaybetmek mi? Hiç öyle bir şey yok. Bu, İran için çok büyük bir zaferdir. İran kiminle karşı karşıya geldi? Tarihin en büyük süper gücü olan ABD’yle. Ayrıca Batı destekli Siyonist gruplarla da mücadele etti. İran kazanmıştır çünkü yenilmedi; İsrail kaybetmiştir çünkü üstün gelemedi. Savaşın sonucu budur ve ABD ile düşman İsrail’e karşı çok güçlü bir şok, darbe ve tokat anlamına gelir. Artık tüm dengeler değişti ve İran bu dengeleri tamamen altüst etti.
İran liderliği tüm denklemleri değiştirdi çünkü İsrail, savaşlarını Araplara karşı birkaç saat içinde bitirmeye alışmıştı. Ama bu savaş 12 gün sürdü. İsrail yenildi ve ateşkes için ABD’den arabuluculuk istedi; çünkü devam edemedi ve bu füzelerle birkaç İsrail kentinin yıkımını kaldıramadı. Ateşkes isteğinde bulunan taraf İsrail oldu, İran değil; ateşkes isteyen kaybetmiştir, gerçekte kazanan ateşkes istemeyendir.
İran hem İsrail’e hem ABD’ye yanıt verdi; Katar’daki El Udeid Üssü’ne saldırdı. Ayrıca başka üsler de benzer yıkıma uğrayacak. Bu yüzden Trump hızla savaşı durdurdu ve sahte bir zafer iddiası ortaya koydu; İran’ın Fordo, İsfahan ve Natanz’daki üç nükleer merkezini yok ettiğini söyledi. Ancak bu merkezler yıkılmadı, hâlâ korunuyor. 400 km’den fazla yüzde altmış oranında zenginleştirilmiş uranyumumuz yerinde duruyor. Eğer bu tesisler gerçekten yıkılsaydı, sadece İran’da değil tüm bölge genelinde bir nükleer sızıntı olurdu. Bu da İran’ın nükleer tesislerinin hâlâ sağlam olduğunu, ciddi bir zarar görmediğini gösteriyor.
**İran son yıllarda ilk kez İsrail’e etkili bir saldırı gerçekleştirdi. 10 günden uzun süre İsrail’in farklı bölgelerini hedef aldı ve verdiği zarar Siyonistler için gerçekten şaşırtıcıydı. Bu İran’ın İsrail’e karşı diğer aktörlere de nasıl bir yol açabilir?
Bu, İran’ın liderliği ve ordusunun sadece İsrail ve ABD’ye değil, tüm Batılı güçlere verdiği çok güçlü bir mesajdır. İran onlara ‘yanlış adrese geldiniz’ dedi. İran büyük bir bölgesel güçtür. İran, İsrail gibi dışarıdan füze veya insansız hava araçları ithal etmez. İsrail, İran füzeleriyle şaşırdı; İran’ın füze sanayisinin Rusya’dan daha gelişmiş olabileceğini fark etti.
Rusya’nın Ukrayna savaşında İran füzelerinden faydalandığını gördük; insansız hava araçları ve füzeler bu savaşta önemli rol oynadı. Bu füzeler ve İHA’lar Rusya’ya Ukrayna savaşında güç dengesi sağladı. Çin de bu durumun farkında. Bu büyük bir sürprizdir. Ben şahsen ummuştum ki, Rusya karşılık vererek İran’ı S-400 hava savunma sistemleriyle donatırdı.
Neden bunu yapmadı, bilmiyorum; kesin bir yorumda bulunmuyorum, ama eminim ki İran’daki kardeşlerimiz bunun cevabını iyi biliyor. Bu savaş, sadece İsrail ve ABD için değil, tüm dünya için büyük bir sürpriz oldu.
'Bence İsrail ve ABD, bir sonraki savaş turu için yeni hesaplar yapacaklar ve muhtemelen ikinci tur hazırlıkları başlamış durumda.'
Bence İsrail ve ABD, bir sonraki savaş turu için yeni hesaplar yapacaklar ve muhtemelen ikinci tur hazırlıkları başlamış durumda. İran hiçbir şekilde ABD ile müzakere zemini bırakmadı. Bu müzakerelerin amacı, İran’ın her konuda Trump lehine taviz vermesi ve nükleer programını tamamen ortadan kaldırmasıydı. ABD ve İsrail, Libya modelini İran’da uygulamak istiyordu: Yani İran sadece nükleer tesislerini yıkmakla kalmayıp, bunu ABD’ye teslim etmeliydi. Bu asla olmayacaktı. İran müzakerelerde ödün vermedi, dayanışmasını korudu ve bu süreçte zafer kazandı.
*Son olarak, Sayın Atwan, bazı İranlı uzmanlar ‘önümüzdeki günlerde İsrail’in yeniden İran’a saldırabileceğini’ düşünüyor; bazıları ise şu aşamada böyle bir plan yok diyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Gerçek şu ki, İsrail yenildi ve Netanyahu kötü bir durumda. Netanyahu tarihi bir zafere ulaştığını iddia etti, ancak bunu doğru değil. İşgal altındaki Filistin'deki Arap kardeşlerim bana yıkımın boyutunun olağanüstü olduğunu ve İran füzelerinin Tel Aviv'in kalbindeki gökdelenleri yıktığını söylediler. Ayrıca, 18 ve 20 katlı binalar tamamen yıkıldı. İran füzeleri İsrail kurum ve askeri merkezlerini tam isabetle vurarak yok etti. İşgal rejiminin en büyük limanı olan Hayfa da kapatıldı. Şu anda iki milyondan fazla İsrailli işgal altındaki Filistin'den kaçtı. Onların her biri tekne ile Kıbrıs’a kaçmak için 20 bin dolar ödedi. Güney Kıbrıs şu anda İsraillilerle dolu. Siyonistlerin birçoğu Taba'ya (Mısır'ın Sina Yarımadası'ndaki bir şehir) kaçtı ve oradan Şarm el-Şeyh havaalanına giderek işgal altındaki Filistin'i terk etmek zorunda kaldı. Bu bir başarısızlık işaretidir.
İsrail’in imajı çizildi ve ordusu da artık bölgedeki en güçlü ordu değil. Bu faktörler göz önüne alındığında, İsrail'in ABD ile birlikte İran’a saldırıyı tekrarlayabileceğini inanıyorum. Belki de İran'a yeni bir saldırı yapılabilir. Netanyahu, önümüzdeki hafta ABD'ye yapacağı ziyaret sırasında İran’a saldırı planını gündeme getirebilir.
Bu bir gerçek. Netanyahu artık başarısız oldu. İsrailliler de onu sorguluyor ve ona şöyle diyor: Bu zafer nerede? Evimizi yıktın, bizi yok ettin ve onurumuzu kırdın.
İsrail'de artık güvenlik ve istikrar yok ve ekonomisi kriz içinde. Bu savaş İsrail'e günde yarım milyar dolardan fazla maliyete yol açtı. İsrail'in silahları da tükendi ve ABD'den yeni füzelerin gönderilmesini beklemek zorunda.
İran yerli silahlarıyla bunu başardı. İran nükleer programı hala sağlam ve ABD istihbarat servislerinden gelen gizli raporlar, İran'ın nükleer tesislerindeki hasarın büyük çaplı olmadığını ve İran'ın birkaç ay içinde tam nükleer kapasitesini geri kazanacağını doğruladı.
Görünüşe göre İsrail rejimi, Gazze, Lübnan, Suriye ve İran'dan sonra İslam dünyasındaki diğer önemli ülkelere saldırmayı planlıyor. Sizce İsrail bölgedeki diğer ülkelere de saldıracak mı?
İran kararlılıkla tüm Arap bölgesini korudu. İsrail saldırganlığına güçlü bir yanıt veren İran, birçok İslam ülkesi için dokunulmazlık yarattı. Bakınız, İsrail Amerika'dan yardım istedi, İran ise hiç kimseden yardım talep etmedi. İran tek başına sorumluluk aldı. İran İslam Cumhuriyeti Rusya'dan hiçbir destek veya silah istemedi.
İran müttefiki Çin'den hiçbir destek veya silah istemedi. İran işgal altındaki Filistin, Lübnan ve Yemen'deki direniş gruplarından veya Irak'taki Haşdi Şabi’den bile bu savaşa katılmasını istemedi. Aksine onlara, ‘Bu savaşa tek başıma gireceğim ve kazanacağım’ dedi. Bu, İran'ın azminin ve kendini savunmasının ayırt edici noktasıdır. Vurgulamak istediğim bir diğer konu ise, İran ve liderliğinin mantıklı davranmasıdır. Onlar İsrail’in saldıgan olarak tanımlanması için sabrettiler. İsrail bu tuzağa düşüp İran’a saldırdı ve İran’ın planı çok akıllıcaydı.
'İsrail, İran saldırganlıktan sorumludur. Bu yüzden İran hükümeti, ABD ve İsrail'den tazminat talep etmelidir.'
İsrail, İran saldırganlıktan sorumludur. Bu yüzden İran hükümeti, ABD ve İsrail'den tazminat talep etmelidir. İran, ABD ve İsrail'e Saddam rejiminin Kuveyt işgali için hala bu ülkeye tazminat ödediğini hatırlatmalıdır.
Saddam ayrıca İsrail'e füze saldırısı düzenlediği için milyarlarca dolar ödedi. Libya, Lockerbie faciasıyla ilgili ABD’li mağdurların ailelerine üç milyar dolardan fazla ödeme yaptı.
Bu, İran'ın tazminat talep etme hakkına sahip olduğunu gösteriyor. İsrail ayrıca Holokost iddiaları nedeniyle Almanya'dan 150 milyar dolardan fazla para aldı. İsrail'in bu konudaki şantajı bitmiyor. Bu üç örnek, İran'ın haklı olduğunu gösteriyor.
İran artık tüm dünyanın dayanışmasından yararlanıyor çünkü saldırgan taraf İsrail rejimi Gazze, Lübnan ve Yemen'de soykırımcı bir savaş yürüttü. İkinci bir saldırı turu başlarsa, İran bunu memnuniyetle karşılayacaktır çünkü eli tetikte olduğu bir gerçek.
Siyonist İsrail’in başka ülkelere saldırıp saldırmaycağıyla ilgili olarak İsrail'in İran'a karşı bu yenilgiyi yaşadıktan sonra, yeni bir saldırıdan önce muhtemelen hesaplarını bin kez yeniden gözden geçireceğine inanıyorum. Ancak diğer ülkeler İran'ın yanında yer almalı. Mısır'ın da hedef olduğunu söylüyorum çünkü son günlerde İran ile iletişim kanalı açtı. Mısır ayrıca İsrail'in Gazze'de yaşayan iki buçuk milyon insanı zorla yerinden etme planına da karşı çıkıyor. Mısır hükümeti Trump'ın Yemen savaşına müdahale etme ve ABD ile birlikte bombalama talebine de karşı çıktı ve bu nedenle Trump ateşkesi kabul etmek ve Yemen'deki Ensarullah Hareketi’ne yönelik tüm saldırılarını durdurmak zorunda kaldı.
*Sayın Atvan, görüşlerinizi İranlı okurlarla paylaştığınız için size teşekkür ediyoruz.
Ben de teşekkür ederim; İran, Arap halklarını özellikle Filistin’i desteklediği için saldırıya uğradı. İran, bazı Arap ülkeleri gibi İsrail ile ilişkilerini normalleştirmiş olsaydı, durum farklı olurdu. Ancak İran ve İslam Devrimi, Arap, İslami, insani ve ahlaki değerlere ve ilkelere bağlı kaldı ve bu nedenle dünya çapında saygı görüyor.
Yeni yorum ekle