Devrim Muhafızları: Savaşı başlatan İsrail'di ancak İran Silahlı Kuvvetleri sonunu getirdi

Per, 26/06/2025 - 17:25

Devrim Muhafızları, yaptığı açıklamada ‘dayatılan savaşın başlatıcısı Siyonist terörist ordusuydu ancak sonu silahlı kuvvetlerin, özellikle Devrim Muhafızları Havacılık Kuvvetlerinin Gerçek Vaad-3 Operasyonunun yirmi ikinci dalgasında getirildi’ dedi.

Welayet News  - İslam Devrimi MuhafızlarıOrdusu, Siyonist rejimin İran'a dayattığı savaşla ilgili son ve ayrıntılı açıklamasını yayınladı ve şunları söyledi: Dayatılan savaşın başlatıcısı Siyonist terörist orduyu ancak sonu silahlı kuvvetlerdeki, özellikle İslam Devrimi Muhafızları’nın Havacılık Kuvvetlerindeki, Gerçek Vaad-3 Operasyonunun yirmi ikinci dalgasında ulusun gayretli ve cesur evlatları tarafından getirildi. Son darbe o kadar ölümcüldü ki, düşmanın ‘ateşkes uluması’ vahşi Siyonist rejim ve hayalperest ABD başkanının gırtlaklarından yükseldi

Bu açıklamanın metni şu şekildedir:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah Teâlâ'nın yardımıyladır

Cesur ve kahraman İran milleti ve şehit aileleri:

Siyonist ordunun ülkemizin semalarını işgal etmesinden ve İran İslam Cumhuriyetine karşı dayatılan savaşın başlamasından sonra, İslam Devrimi Muhafızları Ordusu'ndaki evlatlarınız ve hizmetkarlarınız, Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutanı'nın çağrısına yanıt vererek ve İran milletinin desteğiyle, saldırganları cezalandırmak için güç ve beceriklilikle, 22 dalga şeklinde, sürekli ve çok katmanlı olarak Gerçek Vaad-3 operasyonunu başlattı ve işgal altındaki Kudüs topraklarındaki düşmanın çeşitli ve çok sayıda askeri noktalarını hedef aldı. Onlar bir kez daha vatanın cesur askerlerinin hiçbir saldırganın saldırısını cevapsız bırakmayacağını kanıtladılar ve Allah'a güvenerek, büyük bir kararlılıkla ve sert bir darbeyle İran'ın teslim olacağına ilişkin cahil yanılsamasını paramparça ettiler.

Bu dayatılan savaşın şehitlerini anıyor ve yüce ruhlarını selamlıyoruz. İran milletinin 12 günlük kutsal savunmasında, İslam Devrim Muhafızlarının şehit komutanları, Tümgeneral Muhammed Bakıri, Gulamali Raşid, Hüseyin Selami, Ali Şadmani ve Tümgeneral Emir Ali Hacızade ve diğer şehit komutanlar, İran'ın şehit bilim adamları ve kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere şehit vatandaşlarımız, parlayan bir güneş gibi, bu sürecin yol gösterici ışığı oldular ve vatanı ve İslam Devrimi'ni korumak uğruna fedakarlık yapmanın tüm Allah yolundaki insanların yaşam amacı olduğunu gösterdiler.

Özellikle şehit aileleri, İslam Devrimi'nin Yüce Lideri, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Ayetullah Ali Hamanei, büyük din otoriteleri ve alimler, devletin üç kuvvetinin başkanları, özellikle hükümetin saygıdeğer başkanları ve üyeleri, akademik seçkinler, diplomatik makamlar, ulusal medya ve sosyal medya aktivistleri, siyasi gruplar ve tıbbi ve yardım personeli olmak üzere İran milletinin eşsiz tutumuna şükran ve saygımızı ifade etmek gerekir. Tüm bu milli hazineler ve kapasiteler silahlı kuvvetlerle birlikte şekilde parladı ve tarihte ölümsüzleştirildi.

İran milleti, “Sekiz Yıllık Kutsal Savunma” değerleri doğrultusunda, tarihi bir zafer niteliğinde verdiği bu mücadelede ulusal onurunu, sarsılmaz direncini ve iç birliğini tüm dünyaya gösterdi. Tüm bu birlik ve özveri, Güçlü İran gerçeğini ortaya koydu ve küresel müstekbir hesapların – hem İran halkına hem de kutsal İslam Cumhuriyeti’ne karşı – çökertilmesine vesile oldu.

Dayatılan savaştan ilk günlerinde Devrim Liderinin serinkanlılığı, sağduyulu yaklaşımı ve kararlılığı, tüm milleti seferber eden bir milli direnişin biçimlenmesinin en büyük kaynağı oldu. Bu, hepimize İslam sisteminin birliğinde İmametin seçkin rolünü hatırlattı. İşte böylesine muazzam bir millet ve yüce bir liderin gölgesinde, silahlı kuvvetlerin evlatları tarihî ve medeniyetî bir meydan okumada cesaret kazandılar.

İslam Devrimi Muhafızları Ordusu, özellikle Hava-Uzay Kuvvetleri mensubu şehit kahramanlar, füze birlikleri, daima meydanda olan fedakâr Besicler (gönüllü birlikler), gizli istihbarat askerleri ve hava savunma savaşçıları gibi silahlı kuvvet mensuplarının eşsiz fedakârlığını betimleme çabasında elbette yetersiz kalır. Bu büyük mücadelelerin gerçek karşılığı yalnızca şehadet olabilir.

Saldırganların cezalandırılması ve Siyonist terörist katillerin ve kana susamış destekçilerinin çaresizliğine sebep olan bu süreçte elde edilen başlıca kazanımlar: Milli birliğin güçlenmesi ve sosyal sermayenin artması, Halkın silahlı kuvvetlere güveninin yükselmesi, Silahlı kuvvetlerin özgüveninin pekişmesi, İç sabotaj ağlarının tespiti ve etkisiz hale getirilmesi, İran’ın İslam dünyasındaki saygınlığının artması, Cumhuriyetimizin meşruiyetinin uluslararası düzeyde tanınması, Siyonist ordunun sistem değiştirme hedefine yönelik hain planlarının başarısızlığa uğratılması, Nükleer programın ve askeri-mekânsal altyapının korunması, Düşmanın çok katmanlı savunma efsanesinin çökertilmesi, Siyonist rejimin topraklarındaki varlığına dair krizin derinleştirilmesi, Siyonist ordunun “yenilmezlik” mitinin çökertilmesi, Dünya mazlum halklarına “istikbara karşı direniş” umudunun aşılanması oldu.

Suçlu ve çoktan yenilmiş Amerikan ordusunun, Siyonist ordunun zavallı askerlerini kurtarmak için savaş alanına girmesi de savaş dengesini lehimize çevirmeye ve üstün duruşumuzu sarsmaya yetmedi. İran’ın “Beşarat-ül Fetḥ Operasyonu” (Fetih Müjdesi) kapsamında Katar’daki El‑‘Udeyd üslerine yönelik misilleme saldırısı, İran’ın güç sembolünü bir kez daha gayet net şekilde ortaya koydu.

Dayatılan savaşın başlatıcısı Siyonist terörist orduyu ancak sonu silahlı kuvvetlerdeki, özellikle İslam Devrimi Muhafızları’nın Havacılık Kuvvetlerindeki, Gerçek Vaad-3 Operasyonunun yirmi ikinci dalgasında ulusun gayretli ve cesur evlatları tarafından getirildi. Son darbe o kadar ölümcüldü ki, düşmanın ‘ateşkes uluması’ vahşi Siyonist rejim ve hayalperest ABD başkanının gırtlaklarından yükseldi

Bir kez daha, Allah'ın yardımıyla, kahraman İran milletinin ve şehit ailelerinin huzurunda, İslam Devrimi Muhafızları Ordusu'nun stratejik ve sabit hedefleri olarak işgalci Amerika'nın bölgeden çıkarılması ve çocuk katili Siyonist rejimin yıkılması hedeflerinden bir an bile vazgeçmeyeceğimizi taahhüt ediyoruz, çünkü bölgedeki gerçek istikrar ve barış bu iki mübarek hedefe bağlıdır ve bu hedeflere ulaşmak için düşmanın yakasını bırakmayacağız ve onları sürekli olarak cezalandırmak için her türlü eylemi yapmaktan çekinmeyeceğiz.

Zafer Yalnızca Yüce ve Hikmet Sahibi Allah'tandır

İslam Devrimi Muhafızları Ordusu



Yeni yorum ekle