Siyonist Askerler Deliriyor; Toplu İntihar ve Kâbuslarla Boğuşuyororlar

Per, 12/06/2025 - 14:13

Bir grup Siyonist askeri personel, ordunun herhangi bir askeri hedef olmaksızın savaşı sürdürdüğünü belirterek şunları vurguladı: Hepimiz yorgunuz ve bir kâbusta yaşıyoruz. Bir dizi asker intihar etti ve bizim de kaderimiz bu. Kabine bizi robot sanıyor.

Welayet News  - Gazze savaşının ilk aylarından bu yana Siyonist askerlerin psikolojik çöküşü ve aralarında intiharın da olduğu çok sayıda rapor yayınlanırken, İbranice medya kuruluşları, savaşın ön saflarında yer alan askerlerin açıklamalarına atıfta bulunarak, İsrail ordusunun içinde bulunduğu büyük kabusa yeni bir raporda değindi.

Siyonist rejim gazetelerinden Yedioth Ahronoth'un muhabiri Gal Ganot, bu konuda İsrailli askerlerle röportaj yaptı ve bu röportaj, İsrail ordusunun savaştaki durmunun karanlık bir resmini çiziyor. Bu raporlar Travma sonrası stres bozukluğunun İsrail güçleri arasında sessiz bir salgın haline geldiğini ve uzun süreli çatışmalardan kaynaklanan yorgunluğun İsrail askerleri için bir katil olduğunu ve intiharın da yaygın olduğunu vurguluyor.

Her Yerde Ölüm

Ordunun piyade tugaylarından birinde görev yapan 22 yaşındaki İsrailli asker Şahir bu konuda şunları söyledi: Savaşa karşı başlangıçta hissettiğim coşku ve motivasyon kısa sürede ölümcül bir yorgunluğa dönüştü. İlk günlerde her şeyi, hatta tek kız kardeşimin düğününü bile bırakıp geldim ama Gazze'de iki ay geçirdikten sonra her yerde ölüm gördüm.  Bugün Gazze Şeridi'ne dönmemizi emrettiklerinde tüm vücudum titriyor, bazen parmaklarım ağrı ve yorgunluktan silahı tutamıyor ve doktorlar bunların psikolojik semptomlar olduğunu söylüyor ama komutanlar bunun hiçbir şey olmadığını ve bu ağrılara aldırmamamız gerektiğini söylüyorlar ama çok yorgunuz.

21 yaşındaki Siyonist asker Noam da aynı bağlamda şunları söyledi: Savaşın başında çok motive olmuştuk ve herkes ne yapacağını biliyordu, hepimiz Gazze Şeridi'ne girmek ve bu savaşta etkili olmak istiyorduk ve bu konuda hiçbir şüphe yoktu, ancak geçen Ocak ayında çok fazla değişiklik hissettim ve aniden saldırı görevlerinden savunma görevlerine geçtik.

İsrail ordusu için mühimmat, askerlerinin hayatlarından daha önemli

Bu asker şöyle devam etti: Sıkışıp kaldığımızı, bir şeylerin olmasını beklediğimizi ve pasif bir durumda olduğumuzu hissettiğimiz bir noktaya geldik, bu durum son bir yıldır devam ediyor. Bu çok zor ve sinir bozucu ve ben kendim savaşın hedeflerini ve anlamını sorgulamaya başladım.

İsrail güçleri ordunun askeri denkleminde sadece birer rakam haline geldi, İlk başta komutanlar bize; "Topraklarımızı özgürleştiriyorsunuz." Dediler ama bugün bize; "Daha az mühimmat kullanın ve tasarruf edin’ diyorlar. Aslında kastettikleri şey, bizim birer piyon olduğumuz ve hayatlarımızın değersiz olduğudur. En önemli şeyin askerlerin hayatları değil, silahlar ve bombalardan tasarruf etmek olduğunu gösteriyor.

Bu savaşta her şeyimi verdim, ruhumu, hayatımı, bana geri verebilir misiniz? Böyle şeyler olduğunda ve savaşın net bir askeri hedefi olmadığında ve sadece siyasi kaygılarla yürütüldüğünde ve ilerlememize izin verilmediğinde, motivasyon kaybolur.

Kâbuslar

Bu Siyonist asker şöyle devam etti: Bu koşullarda, kendimizi sadece silahlı bir et parçası gibi hissediyoruz. Psikolojik krizler hepimizi sardı ve gece çöktüğünde durum daha da kötüleşiyor, rüyalarımda patlama sesleriyle bilinçsizce uyanıyorum ve çığlık atıyorum, sonra arkadaşlarım gülüyor ve diyorlar ki; "Bu ordumuzdaki yeni bir özellik: toplu kabuslar.", Ama hepimizin içimizde kırık bir şeyler olduğunu biliyorum.

Ölüm ve intihar

İsrail ordusunda 23 yaşında bir asker olan ve ordunun zırhlı birliğinin komutanı olan Amir şunları söyledi: Bir hafta önce, tankın zırhlı kuvvetlerinin iki üyesi ilerleme emrini yerine getirmeyi reddetti ve; "Yorgunuz ve bu bir intihar." dedi. Ama komutanlar onları dinlemek yerine tutukladılar.

Onları anlıyorum, tanklardaki ve zırhlı araçlardaki İsrail askerleri aslında bu makineler gibidir ve öyle muamele görürler ancak gerçek şu ki insanların bedenleri ve zihinleri çelikten yapılmamıştır. Arkadaşlarımdan biri yorgunluktan direksiyonda uyuyakaldı ve bir İsrail askerini ezdi, ancak ordu onun ölüm nedeninin bir patlama olduğunu duyurdu, oysa biz gerçeği biliyoruz, yorgunluk bizi düşmandan önce öldürüyor.

Sayeret Metkal özel birliğinde çalışan 24 yaşındaki Siyonist asker Ben, İsrail ordusunda düzenli ve yedek kuvvetler arasındaki farkı belirterek şunları söyledi: Yedek kuvvetler bir ay geliyor ve sonra ailelerine dönüyor, ancak düzenli askerler olarak hayatımız Ekim 2023'ten beri sona erdi. Arkadaşlarımdan biriyle konuşurken bana; "Uyumaktan korkuyorum çünkü uyanamayabilirim” ve şu ifadelerde bulundu: Yedek askerler izinden döndüklerinde bize eşlerinden ve çocuklarından bahsediyorlar ama biz savaşsız hayatın nasıl olduğunu hatırlayamıyoruz. Bu durum çok endişe verici ve normal hayata dönmek istiyoruz ama bunun mümkün olmadığını biliyoruz ve uzun bir süre tekrar çağrılacağız ve ordu hiçbir koşulda bizi terk etmeyecek.

Yedek askerlerin çok zor bir dönemden geçtiğini ve bazılarının intihar ettiğini görüyorum ve bu bizim de başımıza gelecek. Çok hayal kırıklığına uğradık ve kabine ve İsrail toplumunun her şeyi boş verdiği ve bizim insan değil makine olduğumuzu düşündüğü anlaşılıyor.

‘IDF Anneleri Cephede’ hareketinin başkanı Agmit Jaliu şunları söyledi: Son zamanlarda onlarca düzenli IDF askerinin annesi bizimle iletişime geçti ve çocuklarının bitkin olduğunu ve travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip olduğunu söyledi.

Yedek askerler bir süreliğine izin alabilirler, ancak düzenli askerler uzun bir savaş dönemine mahkûm ve bu yorgunluk ordudaki etkisiz performanslarında, dikkat eksikliğinde ve zihinsel bozukluklarda açıkça görülmektedir ve savaş bitse bile asla normal hayata geri dönemeyecekler.

Gazze savaşının başlangıcından bu yana, rejimin medyasında Siyonist askerlerin zihinsel ve psikolojik bozuklukları ve yaralanmaları hakkında çok sayıda rapor yayınlandı ancak Siyonist işgal güçlerinin psikolojik gerginliğinin, özellikle kadınlar ve çocuklar olmak üzere masum sivillere karşı işledikleri suçlardan duydukları pişmanlıktan değil, direnişten aldıkları ağır ve eşi benzeri görülmemiş darbelerden kaynaklandığı oldukça açık.

Bu bağlamda, Siyonist ordunun zırhlı birliğinde çalışan "Alon" lakaplı bir Siyonist asker (çoğu İsrail askerinin röportajdan sonra taciz ve ceza korkusuyla isimlerini açıklamadığını belirtmek gerekir) şunları söyledi: Gazze'de üç hafta süren sürekli çatışmalardan sonra bize bir roket isabet etti, komutanım gözlerimin önünde öldürüldü ve bir başka albay ağır yaralandı. Onları askeri bir helikopterle çatışma alanından çıkardık ve ben başka bir askerle Seddi Timan üssüne gittim.

Seddi Timan üssüne transfer edildiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu; hatta üniformamız bile, yedek askerler bize bir pantolon ve bir ceket verdiler ve sonra ruh sağlığı görevlisi bizimle konuştu. Üç hafta sonra eve döndüm ve savaşta öldürülen arkadaşımın babasının cenazesine katıldım ve Gazze'ye döndüğümde artık dayanamayacağımı fark ettim, subaylardan birine "Artık savaşmaya devam edemeyeceğimi hissediyorum" dedim/tesnim



Yeni yorum ekle