Amerikalı Doktor Siyonist Vahşetin Boyutunu Anlattı: Gazze Adeta Bir Hiroşima
Ateşkes döneminde Gazze'de bulunan Amerikalı bir doktor, Siyonistlerin Gazze şeridindeki sağlık sistemi altyapısına yönelik saldırılarının yeni boyutlarını ortaya koyarak: ‘Gazze'deki durum, nükleer saldırı sonrası Hiroşima'nın durumuna benziyordu ve hastanelerde gördüğümüz görüntüler akıl almazdı’ dedi.
Welayet News - Birçok uluslararası doktor, Gazze Şeridi'nden döndükten sonra Gazze Şeridi'ndeki sağlık sisteminin kritik durumu hakkında şok edici raporlar sunarken bu kez Clayton Dalton isimli Amerikalı bir doktor, Gazze'deki doktorların şahit olduğu korkunç durumu gözler önüne serdi: ‘Tamamen çökmüş bir sağlık sisteminde yaralıları ve hastaları kurtarmak için hayatlarını tehlikeye atıyorlar ve ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar’ ifadelerini kullandı.
İsrail'in hastanelere yönelik saldırılarında ortaya attığı askeri hedef iddiaları yalan
Bu Amerikalı doktor, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasından iki hafta sonra 12 doktorla birlikte Gazze'ye nasıl gittiğini şöyle anlattı: Gazze'ye yolculuğumuza, beton bariyerlerden oluşan bir labirentin içinden geçerek ve ön camı kırık bir araçla, BM konvoyuyla Han Yunus'tan başladık. Şehirdeki binalar tamamen yıkılmıştı. Minaresi yıkık bir caminin tepesinde, çatısı olmadığı halde burada oturmuş çay içen bir aile gördüm.
New Yorker dergisinde yayınlanan bu haberde doktor şöyle devam ediyor: Geceyi Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde geçirdik ve hayatımızın en uzun gecesiydi. Hastane, Şubat 2024'te İsrail ordusunun büyük bir saldırısına maruz kalmış, 12 kişi katledilmiş ve oksijen kaynağı tamamen kesilmişti. İsrail ordusu, o dönem Nasır Hastanesi'ne yönelik operasyonunun hastalara ve sağlık personeline zarar vermeden gerçekleştirildiğini amacının hastanede bulunan Hamas güçlerini hedef almak olduğunu iddia etmişti. Ancak İsrailliler, Hamas güçlerinin hastanede bulunduğuna veya sivillerin zarar görmediğine dair medyaya veya uluslararası kuruluşlara herhangi bir kanıt sunmadı.
Gazze İsrail’in Hiroşima'sı
Doktor şöyle devam etti: Ancak en büyük yıkım Gazze'nin kuzeyinde yaşandı. Atom saldırısından sonra Hiroşima'nın geldiği durum gibiydi. Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki 22 hastane yıkıcı saldırılara maruz kalmıştı ve büyük el-Şifa Hastanesi'nin tamamen yıkılıp hizmet dışı bırakıldığını duyuyordum.
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi'nin tüm bölümlerinin durumunu anlatan Clayton, şunları söyledi: ‘En üst kattaki yoğun bakım ünitesinde ve duvarlarında çizgi film figürleri bulunan çocuk servisindeki doktorlardan biri, İsrail ordusunun bombalaması sonucu eli kesilen ve şarapnel parçasıyla mesanesi tamamen yırtılan 9 yaşındaki Meryem isimli kız çocuğunu tedavi ediyordu. 9 yaşındaki bu çocuk 5 ameliyat geçirmişti. Gördüklerimin gerçek olduğuna ve bu kadar korkunç bir şeyin gerçek olabileceğine inanamıyordum.’
‘Gazze'deki tıbbi altyapının durumu da son derece vahim ve anormaldi’ diyen doktor: ‘O dönem el-Aksa Şehitleri Hastanesi Müdürü, Gazze genelindeki hastanelerdeki durumu belgelememizi önermişti. Aksa Şehitleri Hastanesi'nin yanındaki ambulans bölümünü ziyaret ettim ve sağlık görevlileriyle konuşurken, savaş zamanında işlerinin en zor kısmının ne olduğunu sordum. Bunlardan biri çocukların cesetlerini bulmanın en zor kısım olduğunu belirtirken bir diğeri de dünyanın burada insanların başına böyle korkunç şeylerin gelmesine izin vermesinin gerçekten tuhaf olduğunu söyledi.’ İfadelerini kullandı.
Amerikalı doktor şunları ekledi: Bir tıp öğrencisiyle birlikte ortopedi bölümüne gittim ve ortopedi uzmanı bana hastaların vücutlarındaki yaralanmaların, yasaklanmış silahlarla hedef alınma sonucu oluştuğunu ve çoğu zaman yaralıların uzuvlarını kesmek zorunda kaldıklarını, bunun çok acı olduğunu ve ayrıca ameliyat imkânı da olmadığını söyledi.
Gazze'de bulunduğu beşinci günün sabahında, Akdeniz kıyısındaki Raşid caddesi üzerindeki tıbbi heyetin koordinatörlerinden Ahmed el-Asuli ile birlikte Gazze'nin kuzeyindeki en önemli hastaneleri ziyaret etmek üzere yola çıktığını belirten bu doktor şunları belirtti: 7 Ekim 2023'ten bu yana bir yabancının Gazze'nin kuzeyine girmesi ve hastaneleri ziyaret etmesi nadiren mümkün olmuştu. Zir İsrail ordusu yabancı gazetecilerin ülkeye girişine izin vermiyordu ve sağlık personeli güvenlik nedeniyle sık sık aynı hastanede toplanmak zorunda kalıyordu.
İsrail'in vahşi saldırısının ardından Kemal Advan Hastanesi'nin korkunç durumu
Clayton şöyle devam etti: Yoldaki korkunç manzaraları ve meydana gelen muazzam yıkımı gördükten sonra Gazze Şehri'nin kuzeyinde bulunan Kemal Advan Hastanesi'ne ulaştık. Çok kötü durumda olan bu hastane tamamen yıkılmış vaziyetteydi. İsrail ordusu, hastanenin Hamas'ın askeri komuta merkezi olduğunu iddia ederek korkunç bir şekilde yakıp yıktı. Bu iddiayı destekleyen hiçbir delil de sunulmadı. Hastanenin acil servisinde çok kötü bir koku vardı ve yerde kırık cam şişeler vardı. Hastanenin elektriği kesikti, ışık yoktu, cep telefonlarımızın flaşlarını kullandık. Doktorlardan biri beni yukarı kata çıkardı. Doğumhane, yenidoğan yoğun bakım ünitesi ve küvözlerin yakılıp yıkıldığını gördüm.
Kemal Advan Hastanesi'nin ameliyathanesi tamamen yanmıştı. Diyaliz servisi ise kullanılamaz haldeydi. Hastaneden ana girişinden çıktık ama orada da çökmek üzereydi. Hastanenin önünde toplu mezar vardı ve orada kaç kişinin gömülü olduğunu bilmiyorduk. İsmi Hamid olan bir doktor, el-Şifa Hastanesi yıkıldıktan sonra doktorların burada bulunan çok sayıda hasta ve yaralıyı, ağrı kesici veya anestezi kullanmadan, iç yaralanmalardan kaynaklanan baskıyı azaltmak için göğüs cerrahisi gibi zorlu ameliyatlar yapmak zorunda kaldığını ve bunun çok korkutucu olduğunu söyledi. Yaralıların çığlık çığlığa bağırırken, çoğunun solunum yetmezliği sonucu hayatını kaybettiğini de söyledi.
İsrail, Gazze hastanelerini kasıtlı olarak 2000 kiloluk bombalarla hedef aldı
Amerikalı doktor şahit olduklarını anlatmaya şöyle devam ediyor: Şifa Hastanesi'nin arkasında büyük bir mezarlık oluşturulmuş ve çok sayıda sivil buraya gömülmüştü. İsrail, hastanelerin hiçbir koşulda hedef alınmaması gerektiğini ve sivil kayıplara yol açabilecek her türlü saldırının kesinlikle yasak olduğunu belirten Cenevre Sözleşmesi'ne taraftır. Hatta İsrail'in Avrupa Birliği Büyükelçisi bile masum sivillere zarar vermemek için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. ‘Biz uluslararası hukuka bağlıyız!’ dedi ancak Gazze hastanelerinde gördüklerimiz bu iddiaların tamamen tersini gösteriyor.
Clayton bu raporda şunu vurguladı: Harvard Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı, yaptıkları çalışmada Gazze'deki hastanelerin yüzde 84'ünün 2 bin kiloluk bombalarla hedef alındığı, İsraillilerin sivilleri veya sivil altyapıyı korumaya çalıştığına dair bir kanıt bulunmadığı sonucuna vardı. Endonezya'da kardiyolog ve hastane yöneticisi olan Dr. Mervan Sultan, doktorların beyin cerrahisi ameliyatlarını dişçi koltuğunda gerçekleştirdiğini, amputasyonların ise yerde yapıldığını söyledi.
Bu Amerikalı doktor İsrail’in hastanelerdeki tüm tıbbi ekipmanları imha ettiğini ve ordudan açıklama istediklerinde, ordu sözcüsünün İsrail ordusunun tıbbi ekipmanları hiçbir şekilde kasıtlı olarak hedef almadığını iddia ettiğini belirtti.
Dalton Clayton şöyle devam etti: Amerikalı bir cerrah olan Firuz Saydeva bana şunları anlattı: Han Yunus'ta büyük bir patlama sesiyle uyandık ve hemen acil servise koştuk. Bir saat sonra hastaneye kaldırılan 221 kişiden 92'si hayatını kaybetti. Tam bir kaosa tanık olduk ve odalar yerde cansız yatan, aşırı kan kaybeden, çığlık atan, ağlayan, vücut parçaları parçalanmış çocuklarla doluydu...
Bu Amerikalı doktor, Şubat ayında ABD'ye döndüğünü ve İsrail'in 2 Mart'tan bu yana tıbbi ekipman da dahil olmak üzere tüm insani yardımların Gazze'ye girmesini engellediğini belirterek şunları kaydetti: ‘İsrail, 18 Mart gecesi Gazze'ye yönelik bombardımanını yeniden başlattı ve gece boyunca 400'den fazla kişi hayatını kaybetti. Gazze'deki doktorlar bana hastanelerin bir kez daha İsrail saldırılarının hedefi olduğunu, bu hastanelerin her gün hastalarla ve yaralılarla dolduğunu, onları tedavi edecek imkânlara sahip olmadıklarını söylediler.
Yeni yorum ekle