Trump ve Bolton’un İran’ı sıkça müzakereye davet etme çağrılarının perde arkası

Çar, 08/08/2018 - 13:39

Son bir ayda, başta Amerika Başkanı Donald Trump olmak üzere bu ülkenin yetkilileri İran’a yönelik tehditleri ve yaptırımlarının yanında, Tahran ve Washington arasında süren çeşitli ihtilaflar ve konular etrafında İranlı yetkililerle görüşme ve kapsamlı müzakere yapma talebinde bulundular.

Welayet News - Tabnak internet sitesinin bildirdiğine göre, aynı doğrultuda, geçen gün de çoğu gözlemcilere göre İran’la müzakereye karşı olan ve rejimi değiştirme politikasını tek çözüm yolu olarak gören Trump yönetiminin ulusal güvenlik danışmanı John Bolton, İran’dan Amerika’yla müzakere masasına oturmasını istedi.

Bolton, Fox News’a verdiği demeçte, “Biz İran’a görülmemiş bir baskı yapacağız. Bizimle müzakere edin!” açıklamasında bulunarak, İran İslam Cumhuriyetinin Amerika’nın yeni yaptırımlarından kurtulması için müzakere masasına dönmesi gerektiğini söylemişti.

 Amerika ulusal güvenlik danışmanı, Pazartesi günü müzakere teklifinde bulunarak, “Onlar (İranlılar) başkanın (Trump) müzakere önerisini kabul edebilirler; başkanın önerisi nükleer ve balistik füze programının tam ve doğrulanabilir şekilde kenara konulması yönündedir; teklifimiz, hoşumuza hiç te gitmeyen İran anlaşmasının muğlak ifadelerinin devamı değildir” demişti. Bolton, Fox News ile gerçekleştirdiği mülakatın devamında, “Eğer İranlılar gerçekten ciddi ise müzakere masasına gelirler. Ciddi olup olmadıklarını anlayacağız” ifadelerini kullanmıştı.

Halkın Mücahitleri terör örgütü ile oldukça sıkı ilişkileri bulunan ve bu teröristlerin bir toplantısına katılması için kendisine yapılan 40 bin dolarlık bir ödeme belgesi de sızdırılan John Bolton, Trump yönetiminin İran’a hakim rejimi değiştirmeye yönelik kararlılığıyla ilgili çıkan haberlere de tepki göstermiş ve “rejimi değiştirmenin bizim politikamız olmadığını” iddia etmişti. İran petrol ihrcatının durması halinde Hürmüz boğazından petrol ihracatının imkansız hale geleceğine dair İran’dan gelen tehdide de tepki gösteren Bolton,  İran’ın blöf yaptığını ve böyle bir işe kalkışması durumunda, “en kötü hatasını yapmış olacağını” ileri sürdü.

Bu bağlamda, pek çok gözlemci, Trump ve Bolton gibi danışmanların gerçek hedeflerinin müzakere değil, dünyada İran hakkında yeni bir güvenliksel algı oluşturmak ve bu ülkede iç çatlak yaratmak olduğuna inanmaktadır.

İran nükleer ekibinin eski üyesi Seyit Hüseyin Museviyan da, “Trump’la müzakerenin hiçbir faydası yok. Ama müzakere önerisini reddetmememiz gerekir. Çünkü bu öneri, sonraki programlar için yapılan içi boş bir öneridir” açıklamasında bulunarak, John Bolton’un kendi planında: “İran’ın anlaşmadan çıkmasından sonra, Amerika İran’la müzakere sloganını gündeme getirmeli, çünkü İranlılar artık Amerika ile müzakere etmeyecekler ve bu da Amerika’ya, bu senaryoyu İran’ın atom bombasını yapma programını izlediğine dair kötü niyetinin kanıtı olarak kullanma imkanı verecektir” ifadelerine değindiğini söyledi. Eski İran diplomatı, son olarak, Trump ve Bolton’un kirli oyununa esir olmamamız gerekir, dedi.

Bu konuda, İsrailli düşünce kuruluşu Bengin - Sadat ise Amerikalı yetkililerin, özellikle Trump’ın İran yetkilileriyle müzakereye ilişkin açıklamaları hakkında yayımladığı bir yazıda, “ABD Başkanı Donald Trump’ın İranlı meslektaşı Hasan Ruhani ile ön koşulsuz şekilde bir araya gelme eğilimi bulunmuyor ve sürpriz bir şekilde Hasan Ruhani ile görüşme temayülünün açıklanması da Amerika ulusal güvenlik danışmanı John Bolton’un yaklaşık bir yıl önce, ülke yönetiminin bünyesine daha alınmamışken tanzim ettiği planın bir parçasıdır” değerlendirmesi yaptı. İsrailli bu düşünce kuruluşu, Trump’ın ön koşulsuz müzakere konusunu gündeme getirerek İran’ı kötü gösterme peşinde olduğunu yazdı.

Bengin – Sadat düşünce kuruluşu, hazırladığı raporun diğer bir bölümünde: “Donald Trump’ın şaşırtıcı açıklaması İran’ın nükleer kapasitesini geliştimeye eğilimli olduğuna yönelik ithamı güçlükle ispatlamakta ve ahlaki veche kazanma, Avrupa, Rusya ve Çin’in nükleer anlaşmaya verdikleri destekleri zayıflatma çabası doğrultusunda olup İran’ı asi ve müzakere masasına yanaşmayan bir ülke olarak göstermeyi hedeflemektedir” ifadelerine yer verdi.

Adı geçen düşünce kuruluşu, “Trump’ın önerisi, İran’ı zor bir duruma sokuyor, öyle ki önerinin kabul edilmeyişi Trump’ın amaçlarına hizmet ederken, kabul edilmesi halinde ise İran’daki radikallerin cumhurbaşkanı üzerinde baskıları artacak ve Amerika’nın izlediği politikaları nedeniyle başarı umudunun az olması üzerinden onu sıkıştıracaklardır” değerlendirmesinde bulundu.            

Çev: Mehmet Gönül

Welayet News      



Yeni yorum ekle