Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Başkanı, bir başkanlık kararnamesi yayınlayarak Washington ve Londra'yı San’a'ya düşman taraflar ilan etti ve Yemen'in Amerika ve İngiltere’ye “çatışma” ilkesine göre davranacağını vurguladı.

Welayet News  - Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Başkanı Mehdi el-Mişat dün, ABD ve İngiltere'yi Yemen'e düşman ülkeler kategorisine alan bir başkanlık kararnamesi yayınladı.

Bu kararnamede şu ifadeler yer aldı: ‘Washington ve Londra San’a'nın düşmanıdır. Çünkü hem işgalci İsrail rejimini destekliyor hem de işgal güçlerinin Filistin milletine karşı başlattığı soykırım suçuna ortak oluyorlar.

Bu karara göre, San’a'a, Londra ve Washington’a Yemen'in iki düşmanı olarak "çatışma" ilkesine göre davranacaktır. İnsani Operasyonları Koordinasyon Merkezi bu emrin hayata geçirilmesi için gerekli adımları atacaktır. Aynı zamanda güvenlik kurumları, yetkili taraflarla koordineli olarak ABD ve İngiltere'nin Yemen'deki hareketleriyle mücadele etmekle görevlidir.’

Hatırlatmak gerekir ki, ABD Hazine Bakanlığı, Gazze halkını destekleme ve işgalci Siyonist rejime karşı durma konusundaki onurlu duruşu nedeniyle Yemen hükümetine ve halkına karşı yürüttüğü düşmanca eylemler çerçevesinde yakın zamanda Ensarullah Hareketi'nin adını terör örgütleri listesine ekledi ve Cuma günü yaptığı açıklamada Ensarullah'a yönelik yaptırımların uygulanacağını duyurdu.

San’a müzakere heyeti başkanı Muhammed Abdüsselam, Amerika'nın bu düşmanca eylemine yanıt olarak şunları söyledi: ‘Washington'un bu eylemi Amerika'nın bariz ikiyüzlülüğünü gösteriyor. Amerika, İsrail'i desteklemek amacıyla Yemen'e zarar vermek ve Siyonistleri Gazze Şeridi'nde Filistin halkına karşı soykırımı sürdürmeye teşvik etmek istiyor.’

Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti Dışişleri Bakanlığı da ABD'nin bu düşmanca eylemine yanıt olarak bir açıklama yayınladı ve şu ifadelerde bulundu: ‘Washington, birçok ülkeye karşı terör uygulayan bir taraftır ve ABD'nin bu konudaki son kararı, Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ndeki Filistinli sivillere yönelik terörüne destektir. Ancak Yemen, işgalci rejime deniz ablukası uygulayıp, bu rejimin gemilerini veya işgal altındaki Filistin limanlarına giden gemileri hedef alarak insani ve ahlaki duruşunu sürdürme kararına bağlıdır.’