Velayati: ABD ve Batılı ülkelerin İran'ı İzole Etme Politikası Başarısız Oldu

Sa, 29/08/2023 - 11:23

İran İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei’nin Danışmanı, el-Meyadin kanalına verdiği röportajda, İran'ın küresel olarak gelişen ekonomik grup BRICS'e daimi üyeliğinin, dış ticaretin gelişmesi için önemli bir fırsat ve büyük küresel ekonomi aktörleriyle bağlantı sağladığını vurguladı.

Welayet News  - İran İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei’nin Uluslararası İlişkiler Başdanışmanı Ali Ekber Velayeti, el-Meyadin haber kanalına verdiği röportajda, İran'ın BRICS grubuna katılmasının boyutlarını değerlendirdi ve İran'ı izole etme politikasının kesinlikle başarısız olduğunu ve başka bir ülkeyi izole etmeye çalışanların, başta kendi etraflarına set ördüğünü vurguladı.

Ali Ekber Velayeti şu ifadelerde bulundu: ‘Bölge ülkeleri dış politikada farklı politikalar benimsemeleri nedeniyle Amerika'ya daha az güveniyorlar. Öte yandan doğuya bakma ve bölge ülkeleriyle daha fazla ittifak ve işbirliği kurma politikasını da dış politikasının başına koymuşlardır.’

Bu röportajın tam metni şöyle:

El-Meyadin: BRICS üyeliği İran'ı izole etme projesini nasıl sonlandırabilir veya bunu nasıl zayıflatabilir?

Velayeti: Elbette bu soru doğru değildir. İran İslam Cumhuriyeti hiçbir zaman izole olmamış, farklı ülkelerle olan iletişim ve etkileşimlerini çeşitli çerçevelerde takip etmiştir. Özellikle İnkılabın yüce liderinin vurguladığı ve hükümetin ciddi bir şekilde takip ettiği doğuya ve komşulara bakma politikasının benimsenmesiyle bu alanda ciddi bölgesel ve uluslararası gelişmelere şahit olduk.

Bugün ABD ve müttefiklerinin İran İslam Cumhuriyeti'ni izole etmeye yönelik politikalarının başarısızlığa uğradığına, bu başarısız politikaların İran'ın Şangay Örgütü'ne resmi üyeliği ve şimdi de BRICS’e resmi üyeliğiyle daha da belirginleştiğine şahit oluyoruz. Bölge ülkeleri dış politikada farklı politikalar benimsemeleri nedeniyle Amerika'ya daha az güveniyorlar. Öte yandan doğuya bakma ve bölge ülkeleriyle daha fazla ittifak ve işbirliği kurma politikasını da dış politikasının başına koymuşlardır.

Dolayısıyla İran'ı izole etme politikası kesinlikle başarısız olmuş ve başka bir ülkeyi tecrit etmeye çalışanlar ilk etapta kendi etraflarına set örmüşlerdir. İran İslam Cumhuriyeti inkılabın başlangıcından günümüze kadar ekonomik ve siyasi kuşatma altındadır ama hiç kimse İran'ın Amerika ve destekçilerinin kararı nedeniyle izole olduğunu ve kendisi dışında dünyayla ekonomik veya ekonomik olmayan hiçbir ilişkisinin olmadığını iddia edemez!?

Amerikalılar ve müttefikleri başından beri İran için tecrit kelimesini kullanmaya çalıştılar ama başaramadılar. Elbette İran'ın kazandığı bu itibarla bugün dünyayla resmi ilişkisini geliştirdiğini de vurgulamalıyım.

BRICS'in önemine gelince, bu grubun dünya nüfusunun yarısını barındırması nedeniyle yüksek bir ekonomik kapasiteye ve potansiyele sahip olduğunu belirtmek gerekir. Bu açıdan bakıldığında İran'ın yeni kapasite oluşturmada, üye ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesinde, ekonomik ve siyasi etkileşimlerin genişletilmesinde önemli bir rol oynayabileceği ve Amerikalıların ve Batılıların İran hakkında tebliğ ve iddia ettiği izolasyonun düşmanlar için hiçbir sonuç vermediği görüldü.

El-Meyadin: BRICS'e İran ile Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi bazı ülkelerin eş zamanlı üyeliğinin etkisi nedir? Bu olayın Batı Asya ülkelerinin bölgesel ilişkilerine olumlu bir yansıması olabilir mi?

Velayeti: BRICS'te Rusya, Çin ve Hindistan gibi ekonomik güçlerin varlığı, İran İslam Cumhuriyeti'nin bu gruba katılımı ve üyeliğinin İran'ın siyasi ve ekonomik konumunu iyileştirdiği gerçeğini doğrulamaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi üyeliğin etkilerinden biri de yaptırımların etkisiz hale getirilmesi olabilir. İran'ın BRICS'e üyeliği İslam Cumhuriyeti'nin dünyayla yapıcı ilişkiler kurma kararlılığını gösterirken, Amerika ve küresel müstekbirlerin her zaman peşinde olduğu tecrit planının başarısız olduğunu gösteriyor. Bugün İran İslam Cumhuriyeti geçmişe göre çok daha güçlüdür ve her alanda aktif diplomasi ile bölgede ve dünyada son derece yapıcı ve olumlu bir rol oynamaktadır.

Önemli olan şu ki, dünyada yeni güç kutuplarının oluşması ve büyük bölgesel güçlerin bir arada bulunması, doların merkeziliğinin zayıflamasında ve sona ermesinde etkili olabilir. Bu da ülkelerin azim ve iradesinde eskiye nazaran daha çok gördüğümüz bir konudur.

Bu olay, söz konusu ülkeler ile İran İslam Cumhuriyeti arasında daha ciddi bir işbirliği ve dayanışmanın olduğunu göstermektedir ve bölgede gelişen ikili ilişkileri de güçlendireceği açıktır.

El- Meyadin: Amerika'nın bu gelişmeler karşısındaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin bakış açınıza göre Amerika, İran'ın dünyanın yükselen güçleriyle ilişkilerinin gelişimini yavaşlatmak için ne gibi eylemlerde bulundu ve İran'ın bu eylemlere tepkisi nedir?

Velayeti: Amerikalılar bu yeni olgudan ve İran'ın bölge ülkeleriyle olan ilişkileri ve dış politikasından kesinlikle memnun değiller ve düşmanlıklarını sürdürecekler. Bu eylem ve İran'ın BRICS'e üyeliği, ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra doları altınla değiştirerek dünyaya dayattığı oyunu, ekonomik gözlemcilerin gözünde zayıflatacak ve etkisiz hale getirecektir.

BRICS, küresel düzeyde etkin ekonomik gücü artırmak ve bütünleştirmek için iç kurumlarını geliştiriyor. Bu kurumların öncelikli hedefi üyelerinin kalkınma planlarının ilerlemesini desteklemek ve bölgesel ve uluslararası konumlarını güçlendirmektir. Batılı kurumlardan bağımsız finans kuruluşlarının kurulması, BRICS'in yakınlaşmayı teşvik etmedeki en önemli başarısı ve küresel ekonominin yeni yapısında en önemli avantajı olarak değerlendirilebilir.

BRICS grubuna katılmanın özellikle İran açısından avantajlarından biri de Yeni Kalkınma Bankası adı altında BRICS Bankası'nın kapasitesinden yararlanmaktır. Çok uluslu kalkınma bankası olarak anılan bu bankanın üye ülkelere yönelik ödeme bildirim sistemi bulunmaktadır ve küresel bankalar arası iletişimin finansal sistemi SWIFT'in yerini alacaktır.

BRICS'in bir diğer hedefi ise dünya ticaretinde işlem gören para birimi olan dolardan ayrılarak üye ülkelerin para birimine dayalı uluslararası bir döviz rezerv fonu oluşturmaktır. İran İslam Cumhuriyeti'nin küresel olarak gelişen ekonomik grup olan BRICS'e daimi üyeliği, dış ticaretin gelişmesi ve küresel ekonomideki büyük oyuncularla bağlantı kurulması için önemli bir fırsat sağlamaktadır ve bu fırsatların iyi kullanılması gerekmektedir.

BRICS gündeminin en önemli hedeflerinden biri, üyeler arasındaki uluslararası borsaların dolarizasyonu meselesidir. Artık, dünyanın büyük ülkeleri arasında 1944 yılında imzalanan ve doların dünya rezerv para birimi olarak kabul edildiği önemli anlaşmalardan biri olan Bretton Woods para sisteminin üzerinden neredeyse 80 yıl geçti. Bu anlaşmayla dünyada geçerli uluslararası para birimi olarak altın yerine doların kullanıldığı yeni bir para sistemi oluşturuldu.

O tarihten bu yana Amerika dünya ekonomisindeki yerini sağlamlaştırdı ancak zaman geçtikçe ve dünyanın tek kutuplu sistemden çok kutuplu sisteme geçmesiyle birlikte doların gücü de azaldı ve bugüne kadar bölgenin güçlü ülkeleri Şangay ve BRICS gibi örgütler oluşturarak yeni bir ekonomik sistem oluşturmaya çalışıyorlar ve bu çalışma başarıyla yürütülüyor. 



Yeni yorum ekle