Gadir-i Hum'a Bir Bakış

Pt, 03/07/2023 - 14:17

 " Gadir" hadisesi, İslam tarihinin en seçkin hadiselerinden biri olup, vahiy mektebinin özeti ve nübüvvet meyvesi olan ilahi dinlerin özüdür. "Gadir", dinin ünvanı ve sembolü ve İslam'da iman ve inancın temelidir.

Welayet News  - "Gadir"  tam bir Şii tablosu ve İslam hukuku kitabıdır ve Kıyamet Gününe kadar Müslümanların yolunun belirlenmesine alamettir.

 Gadir-i Hum tepelerinde  Peygamber (s.a.a)  Ali (a.s)'ın elini kaldırıp mutlak Veli olan Hazret-i Hakk'ın mesajını ilettiği andan itibaren bu büyük destanın tarihte hep yaşatılması ve her daim akıp giden berraklığının gelecek nesilleri de sulaması için şiirler ve hikayeler yazıldı, nice kitaplar düzenlendi . Ancak tüm bunlara rağmen Gadir hala yalıtılmış ve gereken şekilde tanıtılmamıştır. Belki de Gadir, bilerek veya bilmeyerek sadece "vilayet'i ilan ve iletim günü" olarak özetlendiği içindir. 

Ancak " Gadir" hadisesi, İslam tarihinin en seçkin hadiselerinden biri olup, vahiy mektebinin özeti ve nübüvvet meyvesi olan ilahi dinlerin özüdür. "Gadir", dinin ünvanı ve sembolü ve İslam'da iman ve inancın temelidir.

Gadir olayındaki temel soru: 

 Bi'setin başlangıcından ve Yevmu'l İnzar "Uyarı Günü"nden ve ondan sonra, Ali ibin'i Ebi Talib'in Vilayeti, İslam peygamberi(s.a.a) tarafından minberde ve minber dışında pek çok kez ilan edilmemiş miydi? 

Ali(a.s) hakkında " Vilayet Ayeti" ve "Mubahale Ayeti" ve diğer ayetler Gadir gününden önce inmemiş miydi? 

Hz. Peygamber (s.a.a) kendisi, Ali ibn'i Ebi Talib'in şeref ve makamı hakkında defalarca " Menzilet Hadisi" gibi bir çok rivayet zikretmemiş miydi?

 Tarihin tanıklığına göre, Ali bin Ebi Talib'in vilayetinin tebliği ve beyanı Gadir'den önce birçok kez yapıldığı çok açık ve kesindir. 

Peki Gadir ne içindi?  İslam Peygamberi Gadir'de daha önce yapmadığı hangi önemli görevi yapması gerekiyordu? Ve Gadir'de Ali'nin (a.s) düşmanlarının öfkesini ve nefretini ateşleyen ne oldu?

Cevap olarak şunu söylemek gerekir ki, Gadir sadece Ali'nin (a.s) vilayetinin ilan etme günü değildi; aksine Gadir, Ali'den (a.s) Mehdi'ye (a.s) kadar on iki İmam'ın idrak, sağlamlaştırma ve nesnelleştirildiği gündü. 

Veda Haccı

İslam Peygamberi (s.a.a) Mekke'den Medine'ye hicret ettikten sonra beş defa Mekke'ye gitti ancak bu yolculuklarda Hac merasimi gerçekleşmemişti. Peygamber efendimizin Mekke'ye son yolculuğu hicretin 10. yılında Hac yapmak için olmuştu. İmam Sadık(a.s) buyuruyor: "Peygamber (s.a.v) Medine'de on yıl kaldı ve bu ayet nazil oluncaya kadar Hac yapmadı : " bütün insanlara Haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse çok uzak diyarlardan yola çıkan ve yolculuktan zayıf düşmüş yorgun develer üzerinde sana gelsinler." (Hac: 27)

Bu ayete istinaden Resulullah(s.a.a) o yıl Zilkade ayının başından itibaren halka bir duyuru yaparak bütün Müslüman bölgeleri ve Hicaz'ın Müslüman kabilelerini, bu ay Hac yapmak üzere Mekke'ye gideceklerini haber verdi. Böylece İslam tarihinde" Veda Haccı" olarak bilinen Peygamber Efendimiz (s.a.a)'in Haccına katılacak Müslümanların en kalabalık toplantısı oldu.

Hac Yolculuğunun Başlangıcı

Resul-i Ekrem'in (s.a.a) yolculuğuna, kamuoyuna yapılan duyuruda Veda Haccı denildiği için, Müslümanlar, Peygamber Efendimiz (s.a.a)'in huzuruna varmak için farklı bölgelerden akın ettiler. Hicretin onuncu yılının Zilkade ayının son günlerinde, Resûlullah (s.a.a) bütün aile fertleri ve muhacirlerin çoğu ile Ensar ve sayıları doksan bin kişi tahmin edilen diğer Müslümanlarla beraber muhrim olmak için Medine-i Nebi'den "Zil Halife" bölgesine doğru yola çıktılar. O sırada yaklaşık on iki bin kişi de Ali(a.s) ile birlikte Yemen'den Mekke'ye hareket ettiler. 

O zamana kadar Allah'ın bütün önemli emir ve hükümleri Müslümanlara beyan edilmişti,   ancak Hac hükümleri ve resmi atama ile Peygamber'in (s.a.a) "Velisi" ve vasisine resmi biat gerçekleşmemişdi. 

Veda Hac yolculuğunda, Hac ve umrenin kuralları ve ritüelleri, Peygamberimiz(s.a.a) tarafından Müslümanlara eksiksiz ve uygulamalı olarak anlatılmıştı. Ancak geriye kalan " Vilayet" meselesi ve Peygamber'in halefi meselesiydi ki Gadir-i Hum'a kalmıştı. 

Hac merasiminin bitmesiyle birlikte Peygamber Efendimiz bütün müslümanlara Gadir-i Hum'a doğru hareket etmelerini emretti. Hac'dan bu uzaklaşma, Gadir meselesi Hac ibadetlerinden ayrı bir şey olduğunu göstermek için olabilir .

Gadir-i Hum'da Durma Emri: Zilhicce'nin 18. günü kervan dağılmadan önce Cebrail peygamber efendimize vahyederek şöyle buyurdu: " Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan, peygamberlik görevini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, kafir topluma yol göstermez" (Maide suresi: 67)

Cebrail'in (a.s) nüzul etmesiyle, Peygamber Efendimiz (s.a.a) tarafından kervanlara üç gün süreyle durma emri verilmişti.

Peygamber Efendimiz (s.a.a)'in Hutbesi

Öğle vakti Bilal'in ezan okumasıyla Gadir-i Hum'da cemaat namazı safları oluşturularak, Peygamber Efendimizin önderliğinde namaz tüm ihtişamıyla kılındı. Cemaatle kılınan namazdan sonra Peygamberimiz minbere çıkarak Ali'yi (a.s)  sağ yanına çağırdı. Sonra kalabalığın sağına soluna bakarak bütün kervanların minberin önünde toplanmasına kadar bekledi , sonra  Hz. Resul önemli ve etkili sözlerine başladı. (Gadir-i Hum hadis belgeleri sıklık sınırını aşıyor.)

Gadir-i Hum Hutbesinden Birkaç Özet 

. Hutbenin başında peygamber Efendimiz,  Allah'a hamd ve sena ederek nispeten uzun süre dinleyicilere Yüce Allah'ın sıfatlarını beliğ bir ifadeyle dile getirmesi.

.  Allah'ın önemli bir emrini  iletme emrini ve tebliğ ayetinin vahyedilişinin açıklaması.

. Cebrail'in bu duyuru yapmak için kaç kez indiğini ve Allah'ın Peygamberini münafıkların fitnelerinden koruma vaadini buyurması.

. Peygamber'in böylesine kalabalık bir toplulukta son hazır bulunuşu olduğunu duyurması; 

. Ve Muhammed (s.a.a)'in haram kıldığı şeyler kıyamete kadar haram, helal olanlar da kıyamete kadar helaldır demesi,

. Ve şu ki İslam ümmetinin imametinin kıyamete kadar Ali (a.s) ve evlatlarının sorumluluğunda olduğunu duyurması,

. Ali'nin (a.s)  ilim ve fazilet mertebelerini anlatması,

. Ali'nin(as) vilayetini inkar etmek de affedilmez bir günahtır demesi,

. Peygamber'in sözlerinden veya İmamlardan herhangi birinin sözlerinden şüphe edenler cahiliye kâfirleri gibi olurlar buyurması,

.  Bu tarihi cümleyi söylemesi " من کنت مولاه فهذا علی مولاه»

. Sakaleyn  Hadisi'nin  yeniden beyanı ve Kuran ve Ehl-i Beyt'in birlikte tamamlanması,

. Ali'nin(a.s) vilayeti, hilafet ve halefi üzerine bir kaç kez vurgusu,

. İmam Ali'nin dostları için dua ve düşmanlarına bedduası bu ifadeyle « اللهم وال من والاه و عادی من عاداه» 

. Cebrail (as)'ın inişi ve dinin onun tarafından tamamlandığını ilan etmesi,

. İmametin konumunu vurgulamak ve insanları İmama haset etmemeye karşı uyarmak,

. Münafıkların bozgunculuk yapacağına işaret etmesi,

. Ali'nin (a.s) Evlatlarından, Mehdi Kaim'de imametin son bulmasını söylemesi,

. İnsanları Ali'den (a.s) sonra gelen sahte imamlara uymamaları konusunda uyarması,

. Orada bulunanlara Gadir-i Hum  mesajını başkalarına iletmelerini emretmesi,

. Ve en büyük marifet , Peygamber Efendimiz'in Gadir'deki sözlerini anlamak ve başkalarına aktarmaktır,

. İnsanlara Ehl-i Beyt ile dost, düşmanlarına düşman olmayı emretmesi,

. Müslümanlara Ali'ye  Emir el- Mu'minin diye hitap etme emri,

. İmam Mehdi ve hükümetinin tasvirinde yirmiye yakın cümleyi ifade etmesi,

. İmam Ali'nin diğer faziletlerini anlatması ve insanların İmam ve Peygamber'in  halefi olarak ona biat etmelerini emretmesi,

.Gadir-i Hum'da Emir el--Mu'minin'e biat etmek için genel emri vermesi,

 

Welayet News 



Yeni yorum ekle