Şam: Suriye’deki Kürt Gruplar ABD'nin Maşası Oldu

Cu, 23/06/2023 - 09:29

Suriye dışişleri bakan yardımcısı, bu ülkenin kuzeydoğusundaki Kürt grupların ABD’nin politikalarının bir aracı haline geldiğini söyledi.

Welayet News  - Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Eymen Susan verdiği bir röportajda Kürt grupların bu ülkedeki siyasi tavrını ve yönelimini eleştirerek, bu grupların ABD'nin maşası haline geldiklerini söyledi.

Eymen Susan, Kazakistan'daki 20. Astana görüşmelerinin oturum aralarında el-Arabiya'ya kanalına verdiği röportajda şunları söyledi: ‘Kürt grupların durumu çok kötü, şüphesiz Suriye'de bir şey başaramayacaklar. Ne yazık ki bu gruplar, Suriye'ye ve bu ülkenin birlik ve bütünlüğüne darbe vurmaktan başka bir amacı olmayan ABD’nin planlarına ve propagandasına alet olmayı kabul ettiler.

Onların Amerika'nın varlığı olmadan hiçbir konumları ve ağırlıkları yoktur. Size söylediğim gibi Kürtlerin Suriye'den ayrılması projesinin başarı payı yok. Çünkü hem Suriye halkı, hem hükümet, hem de uluslararası toplum bu konuya karşıdır. Öte yandan bu gruplar Kürtleri temsil etmiyorlar, Kürtler Suriye ulusal dokusunun ayrılmaz bir parçası sayılmaktadır.

Kürt grupların liderlerinin çoğu Suriyeli değil ve Suriye'ye bu ülkenin dışından ve Kuzey Irak'taki Kandil dağlarından girdi. Öte yandan onların Amerikalıların gözünde fazla bir değerleri yok ve sadece ABD’nin plan ve projeleri için geçici bir araç olarak görülüyorlar.’

Suriye'nin Kürt bölgelerinde özerklik iddiasında bulunan "Suriye Özerklik İdaresi" grubu, varlığını Temmuz 2013'te Suriye krizinin zirvede olduğu dönemde ilan etti ve o zamandan beri ABD’nin destek şemsiyesi altındadır.

Aynı zamanda Kürt milislerin yüzde 90'ını oluşturan “Suriye Demokratik Güçleri” grubu, Suriye'nin petrol kuyularının ve verimli tahıl topraklarının üçte ikisinin bulunduğu yer olan bu ülkenin kuzeydoğusunda ABD'nin askeri kolu olarak biliniyor.

Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı, röportajının başka bir bölümünde, İran İslam Cumhuriyeti ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasıyla ilgili olarak şunları söyledi: ‘Bu olay, bölgedeki anlaşmazlıkların çözülmesi ve bazı düğümlerin açılması konusunda çok olumlu bir etkiye sahip olacaktır.

İran ve Suudi Arabistan bölgemizdeki en büyük iki ülkedir ve büyük ağırlık ve etkiye sahipler. Dolayısıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin iyi olması bölgenin ilerlemesine yardımcı olacaktır. Özellikle bu uzlaşma, bazı sorunların çözümü alanında, ülkelere en çok zarar veren bölgedeki dış müdahalelerin de sonunu getirecektir. Bölge ülkelerinin ve halklarının çıkarlarından daha önemli ve daha yüksek bir şey yoktur.’

 

Eymen Susan, Astana süreci görüşmelerine ilişkin olarak da şunları söyledi: ‘Bu görüşmeler şimdiye kadar çok şey başardı ve Suriye'de terörün yayılmasını engelleyebildi ve çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması yoluyla istikrar sürecine çok katkıda bulundu. Astana süreci müzakerelerinin sonuçlarının çoğu elde edildi, ancak Türkiye'nin hâlâ bazı maddelere bağlılığı yok.’

Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı, röportajının son bölümünde, bölücü projeye karşı Türkiye ile askeri işbirliği olasılığına değinerek, şunları söyledi: ‘Siyaset dünyasında imkânsız ve zor olan her şey mümkün olabilir.

Ancak bunun için şartların yerine getirilmesi gerekiyor ve bunlardan ilki Türkiye'nin Suriye'den çıkmasıdır ve bunun için de Ankara tarafından belirli bir takvimin açıklanması gerekiyor.’

Türkiye’nin kuvvetlerini Suriye'nin kuzeyinden çekmesi, Şam hükümetinin Ankara ile ilişkileri normalleştirme sürecini hızlandırmasının en önemli şartıdır. Beşşar Esad da dâhil olmak üzere Suriyeli yetkililer, Türk kuvvetleri bölgeden çekilmeden ilişkilerin düzelmesinden bahsetmenin imkânsız olduğunu söylediler.



Yeni yorum ekle