Kur’an’ı Tefsir mi Tevil mi?

Çar, 22/02/2017 - 15:28

KUR’AN’I TEFSİR Mİ TEVİL Mİ?

İnanç esası insanın öz fıtratının temiz kaldığı kadar temizdir…

Tarih bir aynadır, aynada kendini göremeyen halklar inançlarını gerçek tevile göre değil akıllarının yettiği kadar tefsir edebilirler buda geneli değil umumu bağlar..

Tarihin sayfalarına bir kara leke olarak düşen haricilerin Kur’an’a bakış ve tefsirleri bir çok hazin olayı birlikte getirerek içinden çıkılmaz bir hale sokmuşdur. O tarihden bu yana birçok tefsirler karanlık bir döneme girerek sadece insanları bir demir parmaklıklara hapsetmiştir, tevhidi anlayışı sunarak nübüvvetten geri bırakan tefsirler dışında tevhid ve nübüvvete yönelen Velayet’ten yoksun tefsirler üretmişlerdir.

Elbette ki Tevhid, Nübüvvet, İmamet ve Velayet birbirinden ayrılmaz bir kulptur, eğer biri eksik olursa inanç esası da eksikliğe uğrayacaktır. Bunu kestiremeyen allemeler işin sadece zahiri kısmına bakarak batıni boyutu eksik bırakarak insanların sakat bir inanca sahip olmalarına vesile olmuşlardır. Defahatle söylememiz gerekir ki eğer günün şartlarına uygun teviller yapılmazsa tefsirler gerçek inanç esasında değil sadece belli tevhid kısmını alarak birçok vahim olaya yol açacaktır. Tarih bu gibi vahim olaylar ile dolu olmasına rağmen bugün tefsirler halen eski derleme ve toplamalarla yeniden insanlara sunulmaktadır…

Ehlibeyt (a.s) her dönemde kendi zamanının insanlarına göre hareket ederek canlı Kur’an olmuşlardır, bazı yerlerde sundukları ayetleri bir sonraki dönem müteşabih olarak lanse edip ruhları ihya nefisleri teksiye modeline başvurmuşlardır.

Kendi zamanını tanımayan cahiliye ölümü ile ölecektir sözü burada çok manidar ve uygundur, hayatın her karesinde bazen aynı olaylar vuku bulmasına rağmen tevilleri farklı olabiliyor. Bu zamanını iyi tanımak şartlar ve imkanlar doğrultusunda hareket ederek gücünün üstünde güç yüklememe metodudur ki vahyin de tavsiyesi bu yöndedir.

Tarihi iyi okuyanlar şunu iyi biliyor ki günümüz tefsirleri insanların hayatlarını özgürlük dairesinde değil karanlık bir odaya hapsetmiştir. Bu karanlık odadan kurtulmanın yolu ise zamanına göre tevil edilme yöntemidir. Bu teviller ise bugün amansız bir mücadele içinde olan Hak ile Batılın çerçevesinde yapılmalıdır, zamanın müşrikleri ve münafıkları üzerinde tahlil edilerek halklar bilinçlendirilmelidir.

Biliyoruz ki Ortadoğu da ki karmaşık siyasette ilk tefsirciler ve kendini tevhid ehli gösterenler sıratil mustakimden ayrılarak bilinçsiz bir şekilde batılın yanında yer almışlardır. Bunun tek sebebi derleme tefsirlere bakarak hüküm vermeleridir. Suriye ile başlayan bu olay bugün Yemen ile devam etmektedir ve ilerisi içinde devam edecektir.

Çözüm yolu tefsir değil tevildir, tefsirler günün zamanın şartlarına göre hakkın nizamından dışarı çıkılmadan yapılarak sunulmalıdır.

Irak’daki mücadeleden başlanarak Suriye’de, Bahreyn’de ve Yemen’de olan mücadaleler göz önünde bulunularak vahiy inşası yapılmalıdı.

Tabi ki bu kadar dar alana sığdırılmamalı vahiy geniş kapsamlı teviller yapılmalı her milletin bir yarası olan bu teviller tedavi edilmeli ve yeniden yeryüzü aydınlanıyormuş gibi yürekleri ve ruhları özgürleştirmelidir. Gizli hazineler gün yüzüne çıkarılmalıdır, yıllarca baskı ve zulümden dolayı hakikakatları söyleme imkanı bulamayan gerçek taharet ehlinin sözleri yeniden kalpleri ihya için insanlara sunulmalıdır. Yıllarca ambargo ile mücadele veren bir değerinde artık bu konuda geniş ve kapsamlı bir program yaparak kendi içtimalarında yaptıkları çalışmaları diğer dillere çevirerek dünyanın bataklığına gömülmüş halklara ulaştırılmalıdır. Özellikle batıda yaşayan gençlerimizin eline teslim edilmelidir ve onlar aracılığıyla hem Müslümanlara hem de gayri Müslimlere hidayet nuru sunulmalıdır, eğer kalpler kör olmamışsa bu hakikatın sunulduğu her fert kayıtsız kabul edecektir.

Bizim sözlerimiz kalpleri ihya eder diyen bir değerin doğruluğu tefsirler değil tevillerdir onların içinde bulundukları yaşam şartlarından kaynaklanan eksikliklere yönelik çalışmalarla netice bulacaktır.

Velayetin önemi bugün daha bir önemli hale gelmiştir, tüm tekfiristlerin amacı bu Velayete karşı bir blok oluşturması ile hem zor bir hale gelmiş hem de bu bloku yok edecek tevillere ihtiyaç olduğunu kanıtlamıştır. Düşman ahmaktır, senin değerine saldırırken aslında senin değerinde eksik kalan yönleri de sana göstermektedir, bazen hataları ile de batıl bir akım olduklarını kendileri kanıtlamaktadır.

Bugün canlarını hakka sunan batılın karşısında izzetli bir şekilde mücadele veren yiğitler yeniden okunmalıdır canlı Kur’anı yaşayanlar yeniden insanlara anlatılmalıdır.

Ensarullah hareketleri bir tefsir değil bir tevildir, bu anlaşılmazsa o zaman yine kör kuyularda vahiy sadece okunarak ibadet edilir, meydanlarda ki hak ile batılın savaşı sadece tarihe yazılırsa o zaman gerçek inanç sistemi yine anlaşılmamış olur ki bu da yeryüzü mazlum ve mustazaflarının zaferini ve iktidarını uzatmış olur.

İlahi Tecellinin en büyük ayeti ‘’İNSANDIR’’ insana hayat veren ise anlamdır anlamı anlamlı kılan ise Tevildir.

Vesselam

 

Murat Avcı



Yeni yorum ekle