Seçimler ve Türkiye’nin Gelecegi

Yine bir seçim sürecini geride bıraktık.Bir kaç yıl daha halkı soymanın, işçiyi, emekçiyi, esnafı, memuru, öğrenciyi, kadını, Kürdü, Aleviyi ezmenin; halkın parasıyla oluşturulan KİT’leri, köprüleri, otoyolları, ormanları, akarsuları, doğayı ve sunulması gereken her türlü hizmet alanını sermayeye peşkeş çekmenin hesabını yapan egemenlerin çarkları altında ezilmeye devam edecegiz..

Hırsızlık, yolsuzluk ve sömürüyle  malül, çürümüş düzenlerini çoğunluğun desteğini arkalarına alarak aklatmaya, bu çirkin çarkın devamını tescillemeye, kasalarını doldurmaya ve servetlerine servet katmaya geliyorlar.

Türkiye, emperyalizmin derinlemesine sömürü zincirlerini oluşturduğu, iktidarın emperyalizm eliyle belirlendiği yeni sömürge bir ülkedir. Yeni sömürge ülkelerde iktidarın biçimi seçimlerle belirlenmez. Tersine seçimler, yöneten sömürücü güçlerin “halkın seçimi” makyajıyla kamufle olmasına hizmet eder. Emperyalizmin ülkedeki ekonomik, siyasi ve askeri varlığı rejimin niteliğini belirleyen temel faktördür. Emperyalizmin ülkemizdeki iktidarı oligarşik bir yapıya sahiptir. Bugün Türkiye’deki iktidarı belirleyen temel güç, emperyalizmle bütünleşmiş sermaye çevreleri, bunun yanında üst bürokrasi ve ordudur. Türkiye’deki rejim ise dönem dönem açık yüzünü gösteren faşizmdir; bugün AKP’yle birlikte faşizm güncellenmiş, ihtiyaca göre yeniden biçimlendirilmiştir.

Bugün düzen partilerine oy vererek emperyalizmin ve işbirlikçilerinin ülkemizi talan etmesine, emeği ve doğayı sermayeye peşkeş çekmesine, işçi ve emekçiyi, kadını, Kürdü, Aleviyi ezmesine, kardeş Suriye halkının kanı üzerinden rant elde etmesine imkan tanıyoruz

Degişen bir şey yoktur ve sömürü devam edecektir

İslam coğrafyasında hüküm süren batı uşağı sistemler aynı mecranın akan sularıdır.Bunların akıp gittigi adres aynı adrestir (batı çöplügü.!)

Dünyaya huzur getirmeyen Küresel sömürü medeniyetinin kendisinin de huzurlu olması mümkün değildir.

Ahlaktan ve manevî özden yoksun olan hiçbir sistem insanlığa huzur getirmez.

Üç asırdır Afrika’dan Asya’ya, Çin’den Hindistan’a, İslam ülkelerine, Kızılderililere, zencilere kadar tüm dünyayı vahşi bir şekilde sömüren ve kılıçtan geçiren sömürgeci batı, iki dünya savaşı deneyiminden sonra, kendi aralarında savaşmayı bırakıp yeni sömürü birlikleri kurarak ve küreselleşmenin sağladığı yöntem ve imkânlar sayesinde sömürüyü akıl oyununa çevirdiler. Öyle oyunlar ki oyun içinde oyun... Bu küresel matruşkayı açtıkça içinden çıkan ise yine aynı; sömürü, felaket, hastalık, içi boşaltılmış kavramlar ve ölüm..

Murat Avci