Ukrayna’daki savaşın ana düğüm noktası nerede?

Çar, 25/01/2023 - 21:33

NATO eksi Ukrayna, Kiev eksi Kırım!

Welayet News  - Uluslararası sistemde bölgesel ve stratejik kör düğümlerin yaratılması, Amerika ve Avrupa Birliği dış politikası alanında stratejik bir formül haline gelmiştir. Bu tehlikeli yaklaşımın yansıması Ukrayna'daki savaşta ve ona bağlı alanlarda kendini göstermiştir. Ukraynalılara sunulan son talimat, Rusya ile savaşa devam etmektir! Örneğin Fransız yetkililer bir yandan Ukrayna'nın NATO'ya girmesinin imkansız olduğunu düşünürken diğer yandan Moskova ile Kiev arasındaki savaşın devamına vurgu yapıyorlar. Böylesine topyekun bir çatışmayla alakalı idealler ve gerçekler arasındaki uyumsuzluğu gösteren bu savaş karşısında Alman ve İngiliz dış politikası alanında karar vericiler arasında da önemli çelişkiler bulunmaktadır. Gerçek şu ki, iki aktif Atlantik aktörü olan Washington ve Londra, diğer Avrupalı aktörleri uzun vadeli ve yıpratıcı bir çatışmanın içine soktu. Kuşkusuz Rusya, NATO'nun doğuya doğru genişlemeyeceğinden emin olmadığı sürece savaşı durdurmayacaktır. Öte yandan, İsveç ve Finlandiya'nın Kuzey Atlantik Paktı'na katılma kararı, doğal olarak Rusya'nın kuzeyinde 27 Avrupalı NATO üyesini (ve İsveç ile Finlandiya da dahil olursa 29 Avrupalı üyesini) de içine çekecek başka gerilimler yaratacaktır. Amerikan ve İngiliz devletlerinin Ukrayna'yı Orta Asya ve Avrupa bölgesinde jeostratejik bir kör düğüme dönüştürme ısrarı, Avrupalı aktörlere birçok stratejik maliyet getirecektir.

Batılı yetkililer açısından “Ukrayna savaşı” ile “Ukrayna krizi” arasında bir ayrım yapılmalıdır. Bu müdahaleci yaklaşıma göre, bir savaşın sona ermesi (ortak bir barış kararı verilmesi pahasına da olsa) o bölgedeki krizin sona ermesi anlamına gelmemelidir! Buradan hareketle, savaşın çıktığı bölge, diğer aktörleri caydırma ve tehdit etme doğrultusunda yıllarca “Amerika/Avrupa” oyun sahası haline getirilmelidir. Bu temelde, Ukrayna çatışmalarda ve askeri ittifaklarda tarafsız bir aktör olarak kalmayı garanti etse bile, Batı yine de Ukrayna'yı Rusya etrafında “stratejik bir kör düğüm” haline getirecektir. Kremlin yetkililerinin Ukrayna'daki savaşa ilişkin Batı’nın perde arkasından önerdiği tekliflere karşı kapalı bir tavır almasına yol açan da bu konudur. Ruslar “Ukrayna krizi”ne odaklı iken, Batılı aktörler “Ukrayna savaşı”na odaklanmak istiyor! Birincisi gelecekle ilgili, diğeri ise şimdiki zamanla! Bu karmaşık denklemde, Batılılar, her zaman olduğu gibi, Rusya'nın periferisine kronik müdahaleciliklerini önleyecek herhangi bir garanti vermekten kaçınıyorlar ve bu, kolayca çözülemeyecek temel ve önemli bir anlaşmazlıktır.

100 yıllık teorisyen Henry Kissinger ve diğer Batılı stratejist ve teorisyenlerin öne sürdükleri önerilerin basit bir şifre çözümü, Kiev'i NATO'nun tutuşturduğu savaş ateşinden kurtarmak için “NATO eksi Ukrayna” ve “Ukrayna eksi Kırım” şeklinde 2 önerme oluşturma yolunda olduklarını gösteriyor. Fakat Ruslar savaş sonrası süreçten ve NATO üyelerinin “Rusya'yı gayr-i askeri olarak dizginleme” politikasını izleyeceğinden endişeli. Kuzey Atlantik Antlaşması üyeleri, Ukrayna'nın NATO'ya üye olmaması veya Kırım'ın ayrılması gibi tavizler vererek Ukrayna'yı Rusya karşısında potansiyel bir tehlike merkezinden çıkarıp “sakin bir aktör” haline getirmeye asla niyetli değiller! Batılı aktörler, savaş bitse bile Ukrayna'nın bu ittifakın resmi üyesi olmaksızın NATO'nun öncelikli ortağı olarak kalması gerektiğini vurguluyor! Net olarak görüldüğü üzere, bu uğurda Kiev’deki aparatlarıyla oynamaktan da çekinmiyorlar!

Bu stratejik denklemi değiştirebilecek tek konu, NATO üyeleri arasındaki Atlantik içi çatlakların derinleştirilmesi olacaktır. Bu çatlaklar şu anda giderek büyümekte ve NATO üyesi Avrupalı yetkililerin konuşmalarında ve pozisyonlarında kendini göstermektedir. Bu süreç kesinlikle devam edecek, çünkü Ukrayna'daki savaşın geçici veya kalıcı olarak sona ermesinden sonra Avrupalı  yetkililer Ukrayna'daki savaşın “maliyeti/faydası”sını hesaplamaya ve bunun kendi ulusal ve kolektif çıkarlarıyla karşılaştırılmasına yöneleceklerdir. Bu maliyet/fayda hesaplamasının sonucu ne olursa olsun, kesinlikle batılı aktörlere bir fayda sağlamayacaktır! Bu durumda Ruslar kesinlikle NATO'da meydana gelen çatlaklardan en iyi şekilde yararlanacaktır. Bu nedenle, genel bir sonuç olarak, “Ukrayna savaşı”nın sona ermesi, özellikle Batı'nın krizin potansiyel bileşenlerini Rusya'nın periferisinde tutma konusundaki ısrarına bakılırsa, “Ukrayna münakaşası”nın sona ermesiyle eş anlamlı olarak değerlendirilemez.

Çeviri: Mehmet Gönül

Welayet News 

Tags: 


Yeni yorum ekle