Evet… Tüm imkansızlıklara ve kuşatılmışlığa rağmen Yemen halkı tarihte eşine az görülen bir direniş destanını yazıyor.

   Suudi Amerika ile işbirliği yapan işbirlikçiler ile Batı emperyalizmine ve yerli Firavun sistemine karşı baş kaldıran Yemen’in yalınayak mustazaf halkı bir destan yazıyor.

   Türkiye halkı Yemen’e aşinadır. Birçok Anadolu çocuğu Yemen’e gidip geri de dönmemiştir. Yemenli de direnişe/özgürlüğe alışıktır. Tarihin tozlu sayfaları Afgan ve Yemen halkının zulme ve işgale karşı nasıl bir direniş gösterdiği ile ilgili haberlerle dolu…

   Yüzyılın başında İngiliz emperyalizmine ve daha sonra da işbirlikçi Suudi hanedanlığına karşı direniş veren bu mustazaf halkın en şanlı direnişi ise içinde bulunduğumuz bu günler... Bu öyle bir direniş ve savaş ki ihanet açısından Uhud savaşına, imkansızlıklar açısından Hendek savaşına ve yalnız bırakılmışlık açısından ise Kerbela faciasına benziyor…

   Yerli işbirlikçiler ile onların efendileri Batılı emperyal güçler bu mustazaf halkın karşısında saf tutmuş, yalnız maddi kaynaklarını değil, din/tarih ile beraber bu halkın en önemli varlığı olan özgürlüğünü de çalmaya ve elinden almaya çalışıyor.

   On yıllardır Suudi işbirlikçileri ile mücadele eden ve teslim olmayan halk, en sonunda başındaki tiranları da devirerek parçalanmış olan Yemen’i birleştirdi. Petrol ve kaynaklarını sömüren yerli işbirlikçilere karşı direnişe geçen halk arasında, işbirlikçiler kabile/mezhep fitnesini yaymak isteseler de bu Ensarullah Hareketi’nin bilinçli ve başarıyla uyguladığı siyasetler sayesinde tutmadı.

   Irak, Filistin, Lübnan ve Suriye direnişinden sonra Yemen halkı da Batı dünyası, Siyonist işgalci İsrail ve yerli Suudi/Arap işbirlikçilerine karşı tarihin gördüğü en onurlu ve şanlı direnişi gösteriyor. Bu direniş son günlerde öyle bir zirve yaptı ki Hizbullah Hareketi lideri Seyyid Hasan Nasrallah bile son yaptığı açıklamada bu direnişi överken, kendisinin de bu direniş saflarında olamamaktan dolayı duyduğu üzüntüsünü dile getirdi.

   Evet…”Bu günün Kerbelası nedir/neresidir?” desek, buna en güzel ve doğru cevap “Yemen” olurdu.

   Yemen, onurlu bir direnişin, tarihten miras kalan bir özgürlüğün ve inançlı bir aşkın adıdır aslında…

   İslam dünyasının sayı olarak milyarları aştığı, servet olarak milyar dolarlara ulaştığı, iletişim ve ulaşımda teknolojinin zirve yaptığı bir dönemde, Yemen halkı mazlum ve kimsesiz.

   Bu yalınayak fakat onurlu halkın haklı feryadını kimse duymuyor ve duymak da istemiyor.

   Anadolu halkının hususen Ehl-i Sünnet tarikat dünyası ile Alevi/Caferi camianın yakından tanıdığı Peygamber efendimiz (sav)’in sahabesi Veysel Karani’nin ülkesi olan Yemen’in mazlum ve mustazaf halkı bizden önce maddi yardım o yapılamasa bile en azından manevi destek ve dua bekliyor.

   Biz hak ve haklının yanında savaşamıyorsak en azından onların davasına destek çıkarak safımızı belli edelim. Dönemin zalim ve destekçilerinden beri olduğumuzu açıklayarak, bu şer ittifakının zulmünü ifşa ederek adalete katkı ve tarihe de şahid/tanıklık yapalım vesselam…

Murat Nazlı