Batılı ülkelerin timsah gözyaşlarına mı yoksa kimyasal silahlarının kurbanlarına mı inanalım?

Pa, 27/11/2022 - 09:38

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin Batılı ülkelerin desteği ve teşvikiyle İran'da son dönemde yaşanan olaylarla ilgili uluslararası soruşturma başlatılmasına ilişkin tasvip edilen kararı, Birleşmiş Milletler de dahil bu tür uluslararası mahfillerin doğasına aşina olanlar için yeni bir şey değil.

Welayet News  - Bütün uluslararası çevreler ve batılı insan hakları örgütleri Filistin'de yetmiş yıllık soykırımı, Afganistan ve Irak'ın işgalini, bu iki ülke halklarının katledilmesi ve yerinden edilmesini, Suriye ve Libya'nın yıkılmasını, bu iki ülke milletlerinin yerlerinden edilmesini ve Yemen'de yaşanan insani faciayı –ki Birleşmiş Milletler’in deyişiyle çağın en büyük insani felaketidir –görmezden gelip sessizliğe gömülürken, İran vatandaşları için gözyaşı döküyorlar. Bu gözyaşlarının timsah gözyaşı olduğu çok açık.

Uluslararası insan hakları örgütlerinin başına –Filistin’de kadınları, çocukları, yaşlıları ve gençleri soğukkanlılıkla katleden –Siyonist rejim ile –muhaliflerini testereyle parçalayan, çocukların kafasını kılıçla kesen ve bir tweet için 40 yıl hapis cezası veren –diktatör Suudi rejimi gibi cani rejimler atandığında bilin ki dünyayı münafıklar yönetiyor.

Amerika, Fransa, İngiltere ve Almanya kırk yılı aşkın bir süredir İran’ın İslami düzenini bahane ederek yaptırımların baskısı altında İranlı kadınların belini kırmaya çalışırken İran milletinin, özellikle de kadınların haklarının savunucusu haline geliyorlarsa, bilin ki merhum Mehsa Emini bahanedir.

Almanya, Saddam'ı kimyasal silahlarla donatarak, genellikle Kürtlerden oluşan binlerce İranlının alenen katledilmesinde parmağı bulunduğu halde, İran milletini savunma bahanesiyle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nden İran'a karşı bir karar çıkarmasını ve uluslararası bir araştırma komitesi kurmasını istiyorsa, bilin ki bu ülkenin Kürtler için döktüğü gözyaşları bir entrikadan başka bir şey değildir.

Amerika, Fransa, Almanya ve İngiltere, Halkın Mücahitleri adlı münafıklar güruhunun sığınağı haline geliyorsa ve onlara her türlü medya ve siyasi destek ve silah yardımı sağlanıyorsa, bilin ki İran'da son dönemde yaşanan kargaşaların ana sebebi bu ülkelerdir.

Binlerce İranlı, kelebek hastalığı da dahil olmak üzere çeşitli hastalıklarla mücadele ederken, Batı'nın acımasız yaptırımları ve ilaca erişim veya ilaç satın almak için mali kanallara erişim eksikliği nedeniyle can veriyorsa, sözde uygar Batı’da terörizmin ve canilik huyunun nereye kadar ilerlediğini görün.

Batı, ölçüsüzlüğü ve laubaliliği diğer milletlere “medeniyet” olarak dayatıyorsa, Siyonist grupları Filistin'e göndererek bu ülkede yozlaşma ve yolsuzluk piyasası kuruyorsa, diktatör rejimleri destekleyip halkçı sistemlere düşman oluyorsa ve dilediğine savaş açıp başka ülkeleri istediği gibi işgal ediyorsa, devam etmemesi gereken bir zulmün dünyaya hakim olduğunu bilin.

Çeviri: Mehmet Gönül - Welayet News



Yeni yorum ekle