İmam Hamanei: İslam ümmetinin acıları bir arada olmamaktan kaynaklıdır

Cu, 14/10/2022 - 18:48

İslam İnkılabı Rehberi, İslami Vahdet Konferansı'na katılan konuklarla bir araya geldiği toplantıda, “Resul-i Ekrem’in doğum günü sıradan bir gün değil, çok önemli ve büyük bir gündür. Bayramı kutlamak sadece bir kutlama, devamlılık, anma ve buna benzerler şeyler değildir; bu günü kutlamak, ders çıkarmak ve Resul-i Ekrem’i örnek olmaktır” dedi.

Welayet News  - İslam İnkılabı Lideri İmam Hamanei, Rebiülevvel ayının 17’si ve İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) ve İmam Sadık’ın (a.s) doğum yıl dönümü ile eş zamanlı olarak İslami Vahdet Konferansına katılan yabancı konuklar ve bir gurup devlet yetkilisi ile bir araya geldiği toplantında, İslam ümmetinin yeni güç sisteminde rol oynaması ve yüksek bir konuma gelmesi için en önemli ihtiyacının birlik ve beraberlik olduğunu söyledi. İmam Hamanei, bu görevi gerçekleştirmek için İslam dünyasının bilgeleri, elitleri ve aydın görüşlü gençliğinin çok önemli konumuna atıfta bulunarak, “İslami birlik ve yeni dünyada etkili bir varlık göstermek, gerçek bir çaba ile, zorluklara ve baskılara karşı direnme şartı ile mümkündür ve olabilir. Bunun açık bir örneği, müstekbir güçlerin karşısında teslim olmayan ve direnen İslam Cumhuriyeti’dir ve bu örnek şimdi kesilmesi hayal bile edilemeyen köklü bir ağacı haline gelmiştir” dedi.

Buluşmada, İmam Sadık’ın (s.a) ve Resul-i Azam’ın (s.a.a) mükerrem viladetini tebrik ederek İslam Peygamberi’nin bisetinde doruk noktasına varan eşsiz şahsiyetine vurgu yapan İslam İnkılabı Lideri, “İslam Peygamberi’nin (s.a.a) doğum gününü kutlamak, İslam ümmetinin ders çıkarması ve onu ‘üsve-i hasene’ olarak örnek alması için bir fırsat olmalıdır” şeklinde konuştu.

İmam Hamanei, İslam ümmetinin çektiği acı ve zorlukları Peygamber için acı verici ve Müslümanların düşmanları için de sevindirici olarak nitelendiren ayetlere işaret ederek, günümüz dünyasında İslam ümmetinin çektiği acıların nedenlerini ele aldı ve şöyle dedi: İslam dünyasının karşılaştığı sorunların ve zorlukların pek çok nedeni vardır ancak en önemli nedeni, Müslümanların arasındaki tefrika ve ayrışmadır.

İnkılap Lideri, tefrika ve ayrışmanın kaçınılmaz sonucu ise “zillet” ve “izzetten uzaklaşma” olduğunu belirterek şunları vurguladı: İslam dünyasının elitlerinin ve etkili insanlarının görevi, Müslümanlar arasında birlik için pratik yollar ve zeminler oluşturmaya odaklanmaktır. Zira bunun karşısında düşman, bölgede ve Filistin topraklarında siyonist rejim adında kanserli bir hücre icat ederek ve acımasız, katil, fasid ve habis siyonistleri orada yerleştirmek suretiyle Müslümanlar ve İslam ülkeleri arasında azami ihtilaf çıkarma peşindedir. 

Bazı İslam ülkelerinin Siyonist rejim ile ilişkilerinin normalleşmesini ihanetlerin en büyüğü olarak nitelendiren İslam İnkılabı Lideri, “Bazıları, İslam ülkelerinin şu anki kimi başkanlarının varlığına rağmen şu anki şartlarda vahdetin sağlanmasının mümkün olmadığını söyleyebilir, ancak İslam dünyasının aydınları, alimleri, bilgeleri ve seçkinleri, atmosferi düşmanın istediğinden farklı hale getirebilirler. Bu durumda birlik sağlama olasılığı daha kolay olacaktır” dedi.

İnkılap Lideri, “Birlikten kastedilen nedir?” sorusunu gündeme getirerek, “İslam dünyasında birlikten kastedilenin, ırksal ve coğrafi bir birlik değil, İslam ümmetinin çıkarlarını korumaya ayarlı bir birlik olduğunu” anımsattı.

Ayetullah Hamanei, “İslam ümmetinin menfaatlerini ve Müslümanların kimlerle ve nasıl dost veya düşman olmaları gerektiğini doğru anlamak ve istikbarın planlarına karşı ortak eylemde buluşmak, birliğin gerçekleşmesi için çok önemli olduğunu” sözlerine ekledi.

İslam İnkılabı Lideri, dünyada siyasi sistemin değişmesi konusunda ortak bir anlayışa varılmasının ortak eylem için önemli ve temel bir nokta teşkil ettiğini vurgulayarak şöyle dedi: “Dünyanın siyasi haritası değişiyor, tek kutuplu sistem reddedilmeye doğru ilerliyor ve küresel istikbarın hakimiyeti de her geçen gün eskisinden daha fazla meşruiyetini kaybediyor. Dolayısıyla yeni bir dünya kuruluyor. Ve çok önemli olan soru şu: İslam dünyası ve İslam ümmetinin yeri bu yeni dünyanın neresinde?”. Ayetullah Hamanei, devamla şunları vurguladı: Bu şartlarda İslam ümmeti, vahdet-i kelimeye varıp Amerika'nın, Siyonistlerin ve büyük şirketlerin bölme ve ayartmalarından kendini kurtarması halinde yeni dünyada yüksek bir konuma sahip olabilir, olgu ve öncü olabilir.

İnkılap Lideri, “Müslümanların vahdet-i kelimeye varması ve değişen dünyada yüksek bir konuma gelmesi mümkün müdür?” sorusunu da sorarak şöyle dedi: Evet, Müslüman milletler arasında birlik mümkündür, ancak bunun olması için çaba, eylem gerekir, baskılar ve zorluklar karşısında direnmek gerekir.

İslam İnkılabı Rehberi, bu bağlamda en fazla umudun İslam dünyasının elitleri ile aydın görüşlü gençlerinde ve kamuoyunu yönlendirmedeki rollerinde yattığını vurgulayarak, şunları kaydetti: Etkili bir varlık olmanın mümkün olduğunu gösteren bir örnek, İran İslam Cumhuriyeti’dir. İmam Humeyni'nin (r.a) rehberliğindeki bu küçük fidan, o zamanın iki süper gücünün karşısında durmuştu ve o fidan artık köklü bir ağaca dönüşmüştür ki, onu yerinden sökmeyi düşünmek bile kimsenin haddine değildir.

İnkılap Lideri şunları anımsattı: Biz direndik ve ilerledik. Elbette direnmenin de her iş gibi kendi zorlukları vardır. Tabi, teslim onlanlar da zorluklarla karşılaşır şu farkla ki, direnmek ilermenin ve teslim olmak ise gerilemenin nedenidir.

İmam Hamanei, mezhebi ihtilafların çatışmaya dönüşmesini engellemenin İslami vahdetin gerçekleşmesinin bir gereği olduğunun altını çizerek, “İslam’ın kendisine karşı olan Amerikan ve İngiliz politikacılar kendi mahfillerinde Şii-Sünni bahsine girdiklerini ve bunun oldukça tehlikeli olduğunu” hatırlattı.

Daha önce yaptığı “İngiliz Şiisi” ve “Amerikan Sünnisi” tanımlamalarını ve bazı kimselerin bu ifadeleri tahrif etmeye dönük çabasını anımsatan İnkılap Lideri, “İngiliz Şiisi veya Amerikan Sünnisi demek, hangi komunda, mevkide ve ülkede olursa olsun, DAİŞ gibi kavga, tefrika çıkararak ve tekfir ederek düşmana hizmet eden kimse demek olduğunu” belirtti.

İslam İnkılabı Lideri, DAİŞ'in Irak ve Suriye'de işlediği cinayetler ve özellikle Afganistan'da öğrencilerin katliamından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, şunları kaydetti: Hem Şia’da hem Ehli Sünnet’te her iki tarafta da Şiilik ile, Sünnilik ile bir alakası olmayan aşırılık yanlısı kimseler bulunuyor ve bu aşırılar mezheplerin aslını itham etmeye zemin oluşturmamalıdır ve bir mezhep adına diğer tarafın duygularını galayane getiren kimselere karşı ciddi bir önlem alınmalıdır. 

Filistin'de ve İslam dünyasının diğer bölgelerinde artan sıkıntıları, baskıları ve cinayetleri İslam ümmetindeki teşettütün ve dağınıklığın bir sonucu olduğunu diyen İnkılap Lideri, Müslümanların birçok ortak yönüne işaretle, “İran İslam Cumhuriyeti bugüne kadar İslam birliğinin pratikte gerçekleşmesi için elinden gelen herşeyi yaptı. Filistin'deki Sünni kardeşlere çok yönlü desteği bunun açık bir örneğidir ve bu destek bundan sonra da tüm gücüyle devam edecektir” dedi.

İslam İnkılabı Lideri, İslam dünyasında oluşan direniş cephesinin İslam Cumhuriyeti tarafından desteklendiğini vurgulayarak, “Allah'ın lütfuna ve inayetine inanıyoruz ve büyük İslam birliği hayalinin pratikte gerçekleşmesini umuyoruz” diye kaydetti.

Çev: Mehmet Gönül - Welayet News 



Yeni yorum ekle