Kani: Direniş Dünyada Zaferler Kazanıyor

Çar, 25/05/2022 - 09:16

"Hürremşehr’i özgürleştirme kültürü, Siyonistlerin güney Lübnan'dan kaçmasına neden oldu"

Welayet News  - İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kani, İmam Hüseyin (a.s) Askeri Üniversitesi şehitlerini anma töreninde yaptığı konuşmada, 3 Hordad (24 Mayıs) Hürremşehr’in kurtuluş gününe değindi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Bugün Hürremşeher’in kurtuluşunun ve bu kana bulanmış şehrin Hürremşehr’e dönüşmesinin günüdür. Bugün İslam İnkılabı ve Kutsal Savunma tarihinde önemli bir gündür.

Hürremşehr’in kurtuluşu çok büyük bir olaydır ve Hürremşehr’in kurtuluşuna yol açan Kudüs Operasyonunun azameti, sekiz yıllık kutsal savunma dönemini ihtişamlı bir şekilde dünyaya tanıtmak için yeterlidir.

Hordad’ın üçünün (24 Mayıs’ın) ve tüm askeri ve operasyonel büyüklüğü ile Hürremşehr’in kurtuluşunun azametinin, sadece Hürremşehr topraklarının kurtuluşu olmadığını biliyoruz. Bu operasyonun büyüklüğünün boyutlarından biri, askeri operasyonun gerçekleştirilmiş olmasıdır ve tüm dünya Hürremşehr’in kurtuluşuna hayran kalmış ve bizim karşımızdaki düşman olan katil Saddam, “İranlılar Hürremşehr’i ele geçirirse, onlara Basra'nın anahtarını vereceğim” iddiasında bulunmuştur.

Hürremşehr’i, genel olarak genç yaşta ordu komutanı olan ve İmam Humeyni (r.a) mektebinde yetişmiş gençler kurtardı. Onların çok az ve sade teçhizatları vardı ama İmam Humeyni (r.a) mektebinde yetiştikleri ve İmam Humeyni gibi bir komutanları olduğu için çok büyük ve hayret verici bu operasyonu gerçekleştirdiler.’

Tuğgeneral Kani, İmam Humeyni’nin (r.a) “Hürremşehr’i Allah kurtardı” cümlesine değinerek şunları söyledi: ‘Bu kurtuluşun azameti, bu meydanın komutanının, Hürremşehr’i Allah’ın kurtardığını söylemesidir. Hürremşehr'in fethinin değerinin zirvesi, bu şehri Allah kurtardı ifadesinin kullanılmasıdır ve bu ifade, tüm dünyanın Hürremşehr'in kurtuluşu konusunda kullandığı vasıftan çok daha yücedir.

Hürremeşhr’in İmam Humeyni’nin (r.a) mektebinde yetişen bu gençler tarafından kurtarılması ve İmam’ın (r.a) “Hürremşehr’i Allah kurtardı” buyurması, savaş sırasında dünyanın tüm özgür uluslarının, bunun bir savaş alanı değil, bir insan yetiştirme üniversitesi olduğunun farkına vardığı gerçeğini ortaya koymaktadır.

İmam Humeyni (r.a) ve bugün tam olarak aynı yolu izleyen İmam Hamanei, böyle zorlu ve çok çetin savaş alanını bu yöntem ve bakış açısıyla bir insan yetiştirme üniversitesine çevirdiler.

 

Bu mektep, dünyadaki bu iftihar dolu direniş ve mücadele tarzını, onurlu bir şekilde yaşamak ve hedeflerine ulaşmak istiyorlarsa hangi tarzda ve bağlamda hareket etmeleri gerektiğini tüm özgür ve Müslüman insanlara ve hatta Müslüman olmayan özgür düşüncelilere öğretebilecek olan bir mekteptir.’

İmam’ın (r.a) mektebi Lübnan Hizbullah'ını kuran gençleri eğitti

Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı şu ifadelerde bulundu: ‘Hürremşehr’in fethiyle eşzamanlı olarak ve kısa bir süre sonra, cani Siyonist düşman Lübnan'ı güneyden işgal ederek Beyrut'u ve kuzey Lübnan'ı yok etti. Kendisi ise çok az bir askeri hasarla, yaklaşık iki hafta içinde katılaşmış bir kalple 3 binden fazla insanı şehit etti.

Bu suç ve cinayetleri işlediler. Ancak bir örneği Hürremşehr’in kurtuluşu olan İmam’ın (r.a) mektebinden alınan ders, Lübnan'da Hizbullah'ın kurucuları olan gençlerin yetiştirilmesine yol açtı. Bugün, yaklaşık 40 yıl sonra, Yüce İmam’ın (r.a) mektebi sayesinde mücadele ve direniş sahasına giren Lübnan'daki Hizbullah'ın bu genç erkek ve kadınlarının ne kadar büyük ve azametli olduğunu görüyorsunuz.’

Bugün Siyonist rejim Lübnan Hizbullah'ına tek bir ok bile atmaya cesaret edemiyor

Tuğgeneral İsmail Kani, Hizbullah'ın Lübnan'daki otoritesine değinerek şunları söyledi: ‘Bugün Siyonist rejim bir Hizbullah gencine tek bir kurşun bile sıkmaya cesaret edemiyor. Geçen yıl Hizbullah'ın evlatlarından biri Suriye'de katil Siyonist rejimin saldırısı sonucu şehit olmuş ve Lübnan Hizbullah’ı misilleme yapacağını açıklamıştı.

Hizbullah'ın bu açıklamasından itibaren Siyonist cephede subay üniformalı tek bir kişi görmediniz ve herkes firari oldu. İşte İmam’ın (r.a) mektebinin yüceliği budur.  Allah'ın kurtardığı Hürremşehr’in kurtuluşunun değeri, böyle insanların o mektepte yetişmesidir.

Şehitler, şehitlerin yolunu devam ettirmede, yani İslam'ı ve devrimi koruma konusunda başarılı oldular. Elbette şehitler için yapılan anma toplantıları bazı şehitler adına yapılmış olabilir ama şehitler adına yapılan her toplantı tüm şehitlere aittir. Şehitleri anma törenleri bir yas değil, bir onur, gurur ve iftihar toplantısıdır.

 

Hürremşehr’in fethinin hünerlerinden biri, kahraman Hizbullah'ın doğuşuydu. 3 Hordad’ın (24 Mayıs) bir başka hüneri ise, 4. Khordad'ın (25 Mayıs) ortaya çıkışı ve Siyonistlerin güney Lübnan'dan kaçışıydı ama ne yazık ki takvimlerimizde buna çok az değinilmektedir.’

Hürremşehr’i özgürleştirme kültürü, Siyonistlerin güney Lübnan'dan kaçmasına neden oldu

Kudüs Gücü Komutanı, Lübnan'ın Siyonistlere karşı verdiği mücadeleye ve Siyonistlerin 2000 yılında Lübnan'dan kaçışına değinerek şunları söyledi: ‘2000 yılında ve 1982'de Siyonistler tarafından işlenen suç ve cinayetten sonra, İsrail askerleri güney Lübnan'da baskının zirvesine girdiler. İmam'ın (r.a) mektebinde yetişen öğrenciler, aynı Hürremşehr’i fethettikleri kültür ve sahip oldukları en asgari donanımla Siyonist rejim karşısında geri çekilmek yerine 4 Hordad (25 Mayıs) 2000'de Siyonist rejimi güney Lübnan'dan çıkarmayı başardılar.

Siyonistler güney Lübnan'dan kaçtıklarında, öğle yemekleri ocaklarının üstündeydi ve radyoları açıktı. Lübnan direnişinin evlatları ve Hizbullah, İmam'ın düşünce tarzıyla ve 3. Hordad (24 Mayıs) kültürüyle bu şekilde Siyonistleri yenmeyi başardı.’

2 Hordad (23 Mayıs) ideolojisini destekleyenler ya direniş ehli değillerdi ya da devrim ve direniş sahnesinden kopmuşlardı

İsmail Kani sözlerine şöyle devam etti: ‘2 Hordad (23 Mayıs) adı verilen başka bir olay daha var. Hordad’ın 3 ve 4’ü (24-25 Mayıs) doğrudan direnişle bağlantılıdır ve 2 Hordad da (23 Mayıs) doğrudan direnişle ilgilidir.

Bu günlerin art ada gelmesi, İmam’ın (r.a) mektebinde hareket edersek, işte o zaman 3 ve 4 Hordad (24-25 Mayıs) olacağını ve herhangi bir nedenle geri kalırsak da 2 Hordad’da (23 Mayıs) yer alacağımızı düşünmemiz için Allah’ın bir inayetidir.

Bizim bazı insanlarla bir savaşımız yok. Basiret, Devrim Muhafızları güçlerinin ve direnişin evlatlarının en önemli özelliklerinden biridir. 2 Hordad (23 Mayıs) hakkında çok fazla sözlenen şey var ama hepsini toplayacak olursak, bu söylenenlerin özü şudur: ‘2 Hordad (23 Mayıs) düşüncesini destekleyenler ya direniş ehli değillerdi ya da devrim ve direniş sahnesinden kopmuşlardı. Hiçbiri direniş alanının ve direnişin devamının adamı değildi. İslam İnkılabı direniş sahasının adamı olacak kişiler istiyor.

 

Direniş, İslam İnkılabının kalesinin zirvesidir. Direnişin doruk noktasına ulaşmasıyla İslam İnkılabının zaferi sonucuna ulaştı. Şah her şeyi devralmıştı ve Şah'ın SAVAK cehennemi, özgürlükten bahsetmek isteyen herkesi en kötü hapishanelerin köşesine attı. İnsanlar karakolların önünden geçmek istediklerinde bile karakollara bakmaya cesaret edemiyorlardı. Şah'ın cehennem rejimi işte halka bu şekilde bir korku salmıştı. Tüm dünya ve en çok da katil Amerika ve Siyonist rejim Şah rejimini destekledi. Ancak yüce İmam (r.a) hem direndi hem de evlatlarına direnişi öğretti ve İslam Devrimi zafere ulaştı.

Bundan sonra da adım adım direniş gösterdiğimiz her yerde kazandık ve tarihimizde bugün ve yarın, takvimlere direniş ve istikrar günü olarak yazılan iki gündür. Şehit Süleymani'nin şehadet günü olan 3 Ocak da tarihte direniş günü olarak geçmektedir ki bunların hepsi çok anlamlıdır. Daha önemli olan ise İslam İnkılabının her alanda direniş ve istikrar göstermiş olmasıdır.

İslam rejimi ve İslam İnkılabı Devrim Muhafızları ve özellikle bu yoldaki üst düzey şehitlerimiz, tüm tatlı zorluklarıyla birlikte bu yolda dirençli olduklarını ve Allah’ın dinini ihya etmek için ayakta duran bu rejimin canlı, taze ve diri olduğunu iftiharla kanıtlamışlardır. Bu direnişin örneklerini son yıllarda defalarca gördünüz. Dünyada direnişin ne kadar etkili olduğunu, direnenlerin ne kadar onurlu olduğunu ve ne zaferler elde ettiklerini gördünüz. Buna karşılık olarak da mücadele alanında sabrı ve direnişi olmayanların da ne kadar kaybettiğini gördünüz?

Bugün Batı Asya bölgesinin siyasi coğrafyasında Amerikalılar, Amerikalılarla iyi ilişkileri olan her ülkenin sorunlarının ve sıkıntılarının çözüleceğini fazlasıyla tebliğ ediyorlar. Ama Amerika Birleşik Devletleri ve Siyonist rejimle ilişki kuran ülkelere baktığımızda onların şartlarının ne olduğu ortadadır. Buna karşılık olarak İran İslam Cumhuriyeti ise tüm baskılara rağmen ABD'nin karşısına durdu ve izzet ve onuruyla dünyada parladı. İran İslam Cumhuriyeti bugün hem itibarını koruyor hem de başkalarına izzet ve onur dersi veriyor ve onlara yardım ediyor.’



Yeni yorum ekle