Türkiye'nin Suriyeliler Konusundaki Çelişkisi

Ct, 14/05/2022 - 08:46

Türkiye'de muhalefet partilerin vatandaşların hassasiyet gösterdiği Suriyeli göçmenler konusunu siyasi bir oyun haline getirirken, Erdoğan hükümetinin 200 bin Suriyeliye vatandaşlık verdiği belirtildi.

Welayet News  - Türkiye’de son günlerde, Suriyeli sığınmacılar ve diğer ülkelerden gelen göçmenler, gündemin ana başlıkları haline geldi.

Televizyon kanalları, medya organları, gazeteler, Twitter ve diğer sosyal medya ağlarının hepsi Suriyeli sığınmacılar hakkında konuşuyor. Bununla ilgili çok sayıda bilginin servis edilmesi algı operasyonu ve önemli bir siyasi oyunun tasarlandığını ve yönetildiğini gösteriyor.

Ülkede muhalefet partilerinin vatandaşların hassasiyet gösterdiği Suriyeli göçmenler konusunu siyasi bir oyun haline getirmiştir.

Erdoğan'a karşı en önemli muhalefet isim olarak bilinen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  Suriyeli göçmenlerin iade edilmesi gerektiği konusunu gündeme getirip Erdoğan hükümetini sıkıştırıyor. Genellikle sert bir dil kullanmyan Kılıçdaroğlu, göçmenler konusuna odaklanmanın milliyetçi aşırılık yanlılarını harekete geçireceğini iyi biliyor.

Yabancı düşmanlığı ve ırkçılığı resmi politika olarak benimseyen yeni kurulan Zafar partisinin lideri Ümit Özdağ, böyle bir vaat ve plandan söz ediyor: "Suriyeli göçmenleri zorla ülkelerine yollaycağız. Gitmezlerse tırlarla sınıra göndereceğiz”

Ümit Özdağ'ın kullandığı ifade onu birden bire parti kurmuş milliyetçi bir akademik-güvenlik figüründen popüler bir siyasi figüre dönüştürdü.

Yabancı sığınmacıların toplu şekilde tehcirini savunan Özdağ'ın Türk seçmen oylarının en az yüzde 2'sine sahip olduğu belirtiliyor. Zafar partisinin liderinin bu politikayı sürdürmesi halinde hükümete ortak MHP lideri Devlet Bahçeli’yi devirebileceği söyleniyor.

Erdoğan'ın Suriyeli Göçmenler İle İlgili İddialı Projesi

Son günlerde Ankara hükümeti, İdlib'de 77 bin tanesinin projelendirildiği briket evlerin 57 bin 306'sını tamamladıklarını,  yıl sonuna kadar 100 bine ulaşmayı hedeflediklerini duyurdu.

Erdoğan, bu evlerin sayısının yakında 500 bine ulaşacağını söylemişti.

Ancak AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş,  hükümetin aldığı tedbirlerle 1 milyonu aşkın Suriyelinin yurtlarına geri döneceğini açıkladı.

Kurtulmuş,  son günlerde Türkiye'de uluslararası göçmen krizinin gündem olduğunu belirterek, "Biz Avrupa'nın faşist, aşırı ırkçı, radikal bazı çevreleri gibi bunu bir insanlık suçu dille asla konuşamayız; gündemimize getiremeyiz. 'Anadolu toprakları' dediğimiz, ana kucağı gibi tarihi boyunca dünyadaki bütün mazlumlara kucak açmış, mazlumlara yardım elini uzatmış olan bir coğrafyadır. Göçmen meselesi sadece bir sonuçtan ibarettir. O sonucu ortadan kaldırmaya odaklanılmazsa sorunun tam manasıyla kaldırıldığı anlamına gelmeyecektir. Mesela herkes göçmen meselesinden konuşuyor, ‘Türkiye'de Afganlılar var. Afganlar geldi burayı dolduruyorlar’ diyor. İyi de kardeşim '50 senedir Afganistan'ı niye işgal ettiniz' diye niye Batı'ya bir şey söylemiyorsunuz? Eğer Amerika'nın ondan evvel Rusya'nın işgali olmasaydı bugün bir tane Afgan hayatını dünyanın başka bir yerinde geçirmek için mücadele etmeyecekti. İnsanlara sadece ölümü, sadece açlığı, sadece iç çatışmayı, sadece geri kalmışlığı dayatırsanız o insanlar hayatta kalmak için dünyanın neresine olursa oraya gelmeye çalışır. Bu göçlerin arkasındaki temel meselelerden birisi işgallerdir" dedi.

Kurtulmuş, göçmen meselesinde insani olanın yapılacağını söyleyerek, "Biz bu soruna hamasi bir ırkçılık üzerinden asla bakamayız. Biz bu soruna, insanları ötekileştiren bir perspektifle asla bakamayız. Biz bu soruna insani gözle bakmak zorundayız ve inşallah ümit ediyoruz şu anda 500 bine yakın Suriyeli kardeşimiz geri döndü. Bu operasyonların sebeplerinden birisi de budur. Orada güvenliği ve esenliği sağlamaktır. En kısa zamanda diğer bölgelerde de güvenlik sağlandıktan sonra 1 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimiz yurtlarına geri dönecektir ve inşallah Suriye'nin tamamıyla bir barış devleti, bir barış ülkesi olduğunu göreceğiz. Suriye, Irak, Lübnan dediğimiz yer, yakın coğrafyada bahsettiğimiz ülkelerin tamamı bizim dostlarımızın, kardeşlerimizin, akrabalarımızın olduğu yerlerdir. İnşallah Türkiye barış perspektifiyle nasıl Ukrayna-Rusya arasında barışın sağlanmasını, Karadeniz'in bir barış adı denizi olmasını istiyorsa bu coğrafyanın da bir barış bölgesi olması için mücadele ediyor." ifadelerini kullandı.

200 Bin Suriyeliye Türk Vatandaşlığı Verildi

Erdoğan hükümetinin son birkaç  yıldır Suriyeli sığınmacılar sorunuyla ilgili en önemli girişimlerden biri, bazı Suriyelilere vatandaşlık verilmesi oldu.  Suriyelilerin vatandaşlık hakkı kazanabilmesi için belirlenen üç önemli şart şölye;

*Varlıklı olan veya Türkiye’de yatırım yapan Suriyelilere vatandaşlık verilmesi

Ankara hükümetinin bu şartıyla, Türkiye'de Suriyelilerin kurduğu işletmeler ve şirketlerinin sayısının 3 bini geçmesine yol açmıştır. Ayrıca Türkiye’de onlarca Suriyeli kuyumcu altın ve kuyumculuk piyasasında çalışmaktadır.

*Doktorlar, sağlık uzmanları ve yetenekli yabancılara vatandaşlık verilmesi

Türkiye bugüne kadar yüzlerce Suriyeli doktor ve hemşire ve yetenekli yabancılara vatandaşlık vermiş ve Suriye'nin insan kaynağının en önemli kısmını ülkede tutmuştur.

*Siyasi liderlere ve sözde Suriyeli muhalif grupların üyelerine vatandaşlık hakkı

Son günlerde Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Suriyelilerin sayısını açıkladı.

Soylu, "Bugüne kadar kriterlerini sağlamak suretiyle vatandaşlık hakkı kazanan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Suriyeli sayısı 200 bin 950'dir" dedi.

Soylu sözlerine şöyle devam etti:

"113 bin 654’ü reşittir. 60 bin 930’u erkek, 52 bin 724’ü kadındır. 87 bin 296’sı da çocuktur. Afganistan uyruklu sayısı da 37 bin 69'dur. Bunun 17 bini Türkmendir. Ayrıca 25 bin 969 yabancı yatırımcı da, yine gerekli kriterleri sağlayarak vatandaşlık hakkı kazanmıştır. Bu yabancı yatırımcıların ülkemizde yaptığı yatırım 7 milyar 530 milyon dolardır."

Kanıtlar, Suriyeli sığınmacıları desteklemek için her zaman insani jestler yapan Türk hükümetinin, Suriye'nin milli servetinin en önemli ve değerli kısmını, yani insan kaynakları sektörünün ekonomik, bilimsel ve kültürel alandaki seçkinlerine vatandaşlık verdiğini gösteriyor. Hiç şüphesiz böyle bir girişim Suriye'nin geleceğine ciddi anlamda zarar verecektir.



Yeni yorum ekle