Batı düşünce sistemi insanı Allah’ın yerine koymaktadır…

Pt, 20/02/2017 - 14:53

Batı düşünce sistemi insanı Allah’ın yerine koymaktadır..." "...batı dünyası kaynaktan yoksundur. Allah’ın halifesi unvanına sahip olması gerekirken, bu şekilde bir düşünce sistemi insanı Allah’ın yerine koymaktadır ki Hümanizm denilen şey de aslında budur. Buna göre insan, kendi heva ve hevesine göre fertlerin ve eşyanın ontolojik konumlanmasını tayin etmektedir. İhanet dolu karikatürlerin çizilmesi de bu düşüncenin çirkin ürünüdür."

Welayet News - Ehlibeyt (as) haber ajansının bildirdiğine göre: Mahnâme aylık Asr-ı Endîşe dergisi Âyetullahi'l-Uzmâ Abdullah Cevadî Âmulî ile görüştü. Bu görüşmede Âyetullahi'l-Uzmâ Abdullah Cevadî Âmulî şuna değindi: İlimlerin konusu ya Allah'ın fiili veyahut da insan fiilidir. Resim sanatında olduğu gibi konusu insan olan ilimlerin düsturları ilahî kaynaklı olursa bu ilimler dinî olur; aksi halde ilahî ilimlere dâhil olmazlar. Konusu Allah'ın fiili veya sözü olan ilimlerin ise dinî ilim olarak addedilmemesi mümkün değildir; dolayısıyla kesinkes dinîdirler.

Üstat, açıklamalarında şunlara değindi: Dinî ilim ne anlama gelmektedir, bu bağlamda değerlendirilebilecek bir ilim var mıdır soruları söz konusu olmaktadır. Bu nedenle, meselenin ilk etapta ne şekilde açıklanacağı ve tartışmanın hangi mecrada gerçekleştirileceği önem arz etmektedir. Tüm ilimler içerisinde yukarıda işaret ettiğimiz suallere cevap verebilecek tek ilim felsefedir. Çünkü her ilim dalının kendine has bir kapsamı bulunmaktayken felsefenin kapsamı tüm dünya ve varlığı kapsadığından daha geniş bir çerçeveye sahiptir.

Şia taklit mercii ayrıca mülakat için şu demeci verdi: Felsefe çarpık bir şekle girmeden Allah'ın ve dinin varlığını kabul ederse öncelikle kendi hürmetini korumuş olur. Böyle olduğunda felsefe, ilahî bir ilim olur. Bundan sonra da tüm ilimlere şeref vererek onları sabit kılar. O zaman da tüm âlemin Allah'ın fiili olduğu ortaya çıkar. Hiç şüphesiz Allah'ın fiili hususunda araştırma yapmak dinî bir ilim sayılır. Binâen aleyh, bu bağlamda ortaya konulacak her araştırma ve tahkik Allah'ın fiilini konu edinmesi dolayısıyla ilahî olacaktır.

Âyetullahi'l-Uzmâ Abdullah Cevadî Âmulî sözlerine şu şekilde devam etti: Dinî amellerin bir kısmı ibadîdir; yani onların bazılarının yerine getirilmesinde Allah'a yakınlaşma niyeti gerekmektedir. Bir kısmı ise gündelik işler gibi rutindir. Onların yerine getirilmesi esnasında Allah'a yakınlaşma niyetine ihtiyaç bulunmamaktadır. Ancak bunlar da Allah'ın fiilinin misdakı olduğundan dinî olmaktadır.

Büyük taklit mercii insanî ilimlerin düzenlenmesi hakkında da şunlara değindi: İslamî olan insan bilimlerinin düzenlenmesi hususunda önemli nükte şudur; İnsanî bilimler hangi ölçüye göre düzenlenirse insaniyet ölçülerine uygunluk arz eder? Zira insanî bilimlerin ana konusu insandır. Allah (cc) mutlak anlamda yaratıcı olması hasebiyle insanın geçmiş ve geleceğine dair görüş belirtebilecek tek mercidir. İnsanın ebedî oluşuna inanmak -ki insan, ölümle ölümsüzlük diyarına geçmektedir-, insanî bilimleri değişime uğrayacaktır.

Üstat Âmulî (dâmet berekâtuh) Batı dünyasında insanî bilimlerde meydana gelen bozulmalar hakkında da şu misale yer verdi: Batıda devlet işlerinin yürütülmesi için bir ana başlık altında kanun çıkarılacağı zaman, kanun koyucular özgürlük, eşitlik, bağımsızlık vb. başlık altında değerlendirmeler yapmaktadırlar. Bu hususların ana mihveri adalettir; tüm başlıklar adalet altında değerlendirilmesi gereken hususlardır. Adalet denilen şey ise herkes için açıktır. Adalet, her şeyi yerli yerine koymaktır. Adaletin bu şekilde tanımlaması bizler ve Batı arasında müşterek bir durumdur. Ancak bizim Batıdan ayrılan yönümüz, adaleti tesiste vahyi ölçü almamızdır. Zira fertlerin ve eşyanın konumlanması ne şekilde olacağına ancak fertleri ve eşyayı yaratan karar verebilir.

Hazreti Üstat sözlerini şu şekilde bitirdi: batı dünyası kaynaktan yoksundur. Allah'ın halifesi unvanına sahip olması gerekirken, bu şekilde bir düşünce sistemi insanı Allah'ın yerine koymaktadır ki Hümanizm denilen şey de aslında budur. Buna göre insan, kendi heva ve hevesine göre fertlerin ve eşyanın ontolojik konumlanmasını tayin etmektedir. Batı'da vahiy kaynaklı bir düşünce sisteminin olmaması onun Hümanizme ulaşmasına neden olmuş ve düşünce neticesinde birçok insan hayatına mâl olan birinci ve ikinci dünya savaşları vuku bulmuştur. Hakaret dolu karikatürlerin çizilmesi de bu düşüncenin çirkin ürünüdür.

Çeviri: Hasan Hüseyin Güneş

İntizar

 
 


Yeni yorum ekle