Bu kıssayı sondan okumak daha muhteşem

Pa, 23/01/2022 - 09:44

Bin dört yüz küsür yılın ardından Hz. Fatıma'nın çabaları ve ümmetin annesinin şehadeti meyveye durmuş ve “Humeyni asrı”ında feleğin çarkı İslam’ın başlangıcına uygun bir dönüşü başlatmıştır...

Welayet News  -  Konu Zehra-i Marziyye’ye (a.s) gelince, insanların dili bir yana, meleklerin dili bile onun melekelerini, hasletlerini ifade ederken kekeliyor. “Topraktan ten nerde, pak alem nerde”. Yine de atalarımız, “Denizin tüm suyunu içemiyorsan susuzluğun kadar tatmalısın” demiş. Bu yüzden ve de kadınların efendisi Hz. Zehra’nın (a.s) dergahına olan bağlılığımızı dile getirmek için, kendi seviyemizde ve ufak birikimimiz ölçüsünde, yaratılışın o aziz dürdanesi hakkında bir noktaya işaret edeceğiz.

Bir yumak ip ile Yusuf’u satın almak için Mısır pazarına giden o yaşlı kadının hikayesini duymuş olmalısınız. Onun bunun ayıplamasıyla karışık şaşkınlığı karşısında şöyle demişti yaşlı kadın: Bu değersiz ip yumağı karşılığında Yusuf’u vermeyeceklerini biliyorum ancak, Yusuf’u satın almak isteyenlerin listesinde benim de adım yazılsın istiyorum!

Zehra-i Marziyye (s.a) hakkında dile getirilmiş birçok özellik arasında hazretin velayeti savunması en belirgin özelliği olarak zikredilmiştir. Fatıma (selamullah aleyha)’nın veladet yıl dönümünde o yüce kadının yaşadığı hayat-ı tayyibe’nin son günlerine değinmek kolay değildir! Ancak, bu kıssanın sondan okunması daha da muhteşem ve hazretin hayat kitabının son bölümleri, ilk bölümlerinin müfessiri ve yorumlayıcısıdır.

Aziz Fatıma (s.a), halk Ali'nin (a.s) velayetinden uzaklaşırsa zalim hükümdarların velayetini kabullenmek zorunda kalacağını biliyordu. Resulullah’ın (s.a.a) kızı, İslam aleminin Ali’nin (s.a) imametinden mahrum kalmasında “cemel fitnesi”ni ve Emirel Mü’minin Ali’ye karşı saf tutarak kendilerinin paymal ettiği hakkı talep eden ve kendilerinin akıttığı kanın intikamını isteyen ahde vefasızları görüyordu.

Fatıma (a.s), Sıffin aldatmacasında Muaviye’nin kendinden geçercesine attığı narayı duyuyordu. İblis’in Amr bin As’ın cismine hulul ederek, Kuran-ı Natık’ı bir kenara bırakıp kitabın parçalarını mızrakların ucuna taktığını görüyordu! Nehrevan’da Havaric’in (bu günkü DAİŞ’çilerin akidevi ataları) cehaletine bakarak, hicretin 40. yılının Ramazan ayının on dokuzuncu kanlı şafağında, Küfe mescidinin mihrabında Ali'nin (a.s) yarılmış başını görüyordu ve mazlumiyetine ağlıyordu. Yıkılan eşrafiyetin/aristokrasinin yeniden meydana çıktığını görüyordu. Maviye’nin pençesine yakalanan halkın mahrumiyeti karşısında içi yanan ve dinini dünyasına satan havas tarafından yalnız bırakılan İmam Hasan’ı (a.s) görüyordu. İmam Hüseyin'in (a.s) mübarek başının havassın tertiplediği hile ve kanlı hengame sırasında mızrağa takıldığını görüyordu. Allah Resulü’nün evladının kesilen başını önüne koyup (elindeki cubukla) dudak ve dişlerine vuran, Bedir’de, Huneyn’de cehenneme yollanan atalarını intikamı izlemeye çağıran ve “Bedir’de öldürülen kabilemin büyükleri keşke şimdi olsaydı ve Hazrec kabilesinin kılıç ve mızrakların vuruşu karşısında ağlayıp sızlamasını görselerdi...! Haşimoğulları mülk/devlet ile oynadılar çünkü ne gelen bir haber vardı ne de inen bir vahiy...!” diyen Yezid’i görüyordu... Beni Ümeyye ve Beni Abbas’ın kanlı pençesinde inleyen mazlum halkı görüyordu. Ve nedamet parmağını ısırıp hasret eliyle başlarına vurarak, “Keşke mahrumların dostu, mazlumların hamisi Ali’nin velayetinin kadrini bilseydik ve Haccac bin Yusufların, Mansur Davanikilerin boynumuzda boza pişiren velayetine kalmasaydık” diyen Müslümanları görüyordu.

Ancak bugün, bin dört yüz küsür yılın ardından Hz. Fatıma'nın çabaları ve ümmetin annesinin şehadeti meyveye durmuş ve “Humeyni asrı”ında feleğin çarkı İslam’ın başlangıcına uygun bir dönüşü başlatmıştır. Artık her yerde gündemde Humeyni ve Hamanei var ve onların izinde safa duran fedai yarenleri.

 

Keyhan Gazetesi / Hüseyin Şeriatmedari 

Çeviri: Mehmet Gönül - Welayet News



Yeni yorum ekle