Ebu Dabi’nin Irak ekonomisine yönelik uğursuz projesinin perde arkası

Per, 11/11/2021 - 10:18

Bölgedeki en önemli duraklarından birinin Irak olduğu BAE'nin yıkıcı rolü, güvenlik ve siyasi düzeylerle sınırlı kalmayıp, Irak ekonomisi için uğursuz bir projeyi de içeriyor.

Welayet News  - 1970'lerden öncesine kadar pratikte var olmayan ve coğrafi bölgesi "Uzlaşmış Emirlikler" ve "Umman Sahili Emirlikleri" olarak bilinen Birleşik Arap Emirlikleri, Fars Körfezi bölgesinde yükselen bir Arap şeyhliği olarak, son yıllarda bölgesel bir konum bulmak için büyük çaba sarf etti. BAE'nin Arap bölgesindeki en önemli müttefiki, Suudi Arabistan’dır. Bu iki ülke arasındaki en büyük işbirliği Yemen’deki yıkıcı savaşa dönüyor. 2015 yılında Ebu Dabi, bölgede rol oynama ve güney Yemen'e hakim olma açgözlülüğü ile Yemen karşıtı bu yıkıcı savaşı dayatmada Riyad'ın ana müttefiki oldu.

BAE’nin bölgesel bir konum bulma ve Suudi Arabistan ile rekabet etme çabası

Elbette bu savaş, Suudi Arabistan ve BAE arasındaki anlaşmazlıkların alenileşmesi için bir başlangıçtı ve iki ülke arasındaki ilişkiler, Yemen savaşındaki geniş görüş ayrılıkları ve iki ülke arasındaki rekabet nedeniyle yakınlaşma aşamasından uzaklaşma kulvarına girdi. Mevcut aşamada, Riyad ve Ebu Dabi petrol ve ekonomi alanında iki ana rakip haline geldi ve hatta BAE bölgede Suudi Arabistan'ın yerini almaya çalışıyor.

BAE'nin Arap ülkelerindeki yıkıcı rolü

BAE'nin dış politikası da diğer Körfez şeyhlikleri gibi, özel bir şekilde ABD'ye bağımlıdır ve Siyonist rejimle de yıllardır gizli ilişkiler içindedir. Ancak iki taraf arasındaki ilişkilerin alenileştiği ve ilişkileri normalleştirme anlaşmasının imzalama noktasına kadar ilerlediği son bir yıldan bu yana BAE büyük ölçüde, ABD'nin taleplerini yerine getirmenin yanı sıra, bölgedeki ülkelerde, özellikle de etkisi altındaki ülkelerde İsrail'in çıkarlarını güvence altına almaya çalışıyor.

Aslında BAE, iç krizlerden muzdarip Arap ülkelerine sızmak için hiçbir girişimden kaçınmıyor. Ebu Dabi'nin bu konudaki en etkili eylemlerinden biri, Arap ülkelerinin siyasi ve askeri figürlerini etkileyerek bu ülkelerde sabotaj projesine yaslanmasıdır. BAE, Yemen'den Filistin'e, Ürdün'e, Mısır'a, Sudan'a, Lübnan'a ve Irak'a kadar fırsat bulduğu her yerde bu projeyi uygulamıştır.

Bu arada Irak, BAE’nin en önemli sabotaj duraklarından biridir. Ebu Dabi'nin bu konudaki eylemlerinin çoğu gizli olarak yürütülüyor.

a1_0.jpg

Irak; Ebu Dabi'nin bölgedeki en önemli sabotaj durağı

Ekim 2019'da bazı Arap ülkelerinde Irak'a da yayılan protestoların ardından Iraklıların parlamento seçimlerinin şüpheli sonuçlarıyla boğuştuğu şu ana kadar BAE’nin bu ülkedeki yıkıcı rolü açıkça görülmektedir. Ekim 2019'da Irak'ta halk protestolarının başlamasıyla birlikte Ebu Dabi, planladığı askeri darbeyi gerçekleştirmeye çalıştı. Ekim 2019 protestoları sırasında Irak kaynakları, Irak halkının gösterilerini kendi lehlerine yönlendirmeyi amaçlayan BAE bağlantılı bir çetenin Irak'ta tutuklandığını bildirdi. Çete, BAE ulusal güvenlik danışmanı ve Ebu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed'in kardeşi Tahnun bin Zayed ile doğrudan bağlantılıydı. Irak'taki 2019 protestoları sırasında BAE'ye bağlı medyanın yaygın faaliyeti sır değil.

Ebu Dabi, 2017'de Irak Kürdistanı’nda düzenlenen referanduma tam destek verdi ve o zaman bu konu Bağdat’ın muhalefetine yol açtı. Bir yıl sonra, BAE'den Irak'a Basra limanları üzerinden yapılan uyuşturucu ve silah sevkiyatları durduruldu, ancak olayın açığa çıkmaması için yoğun bir baskı yapıldı. Şu anda BAE'den Irak'a uyuşturucu kaçakçılığı daha önce görülmemiş bir oranda artmış durumda. Uyuşturucu madde mamülleri, afyon ve psychedelics haplar içeriyor. Birçok Iraklı sosyal kullanıcı, BAE'nin ülkelerine yönelik bu türden davranışını şikayet ederek, bunu Iraklı gençleri ruhen ve psikolojik olarak yok edip saptırma çabalarının bir işareti olarak nitelendirdi.

a3_1.jpg

BAE'nin Irak'taki teröristlere verdiği destek, Ebu Dabi'nin ülkedeki yıkıcı rolünün bir başka boyutu. Son zamanlarda, Irak halkı ve Iraklı aktivistler, BAE ve Suudi Arabistan'ın teröristlere verdiği desteğin parmak izlerinin açık olduklarını belirterek, yargıyı ve parlamentoyu bu hükümetleri cezalandırmak için uluslararası düzeyde harekete geçmeye çağırdılar. Irak'tan kaçırılan antik eserlerin Ebu Dabi Müzesi'nde sergilenmesi de BAE'nin Irak'taki IŞİD ile bağlantısının bir başka kanıtı.

a4_0.jpg

BAE'nin Irak ekonomisi ve İpek Yolu’na yönelik uğursuz projesi

Ancak belirtildiği gibi, BAE'nin Irak'taki yıkıcı rolü sadece güvenlik ve siyasetle ilgili değil; Ebu Dabi'nin Irak ekonomisine karşı kapsamlı eylemleriyle de ilgilidir.

Bu bağlamda, Irak Fetih Koalisyonu üyesi Emel Atiyye, geçtiğimiz günlerde BAE'nin İpek Yolu'nu sapote etmek için Fav limanına yatırım yaptığını ve mevcut Irak hükümetinin başka ülkelerle herhangi bir anlaşma imzalama hakkının olmadığını, çünkü bu hükümetin münhasıran yeni hükümet kuruluncaya kadar ülke işlerini yöneten bir hükümet olduğunu açıkladı.

Öte yandan Kanun Devleti Koalisyonu başkanı Nuri el Maliki de, özellikle Irak Ulaştırma Bakanı Nasır Hüseyin el-Şibli'nin daha önce Katar ve BAE nin büyük Fav limanına yatırım talep ettiğini açıklamasının ardından, BAE'nin bu girişimlerine karşı uyardı.

BAE'nin İpek Yolu projesini sabote etmekten duyulan korku, Jebel Ali Limanı başta olmak üzere BAE limanlarının önemini ve dünya limanları arasındaki yerini korumaya devam etmesi amacıyla Fav limanının yapımını kesinlikle yavaşlatmaya çalışacağı gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Fav limanı, Umman Denizi ve Kızıldeniz'den geçen rotaya kıyasla ticari malların Akdeniz'e taşınması için mesafeyi kısaltabilmektedir.

a5_0.jpg

Ayrıca Ebu Dabi'deki Irak dosyasından sorumlu kişi olarak gösterilen BAE istihbarat ve güvenlik idaresi başkanı Tahnun bin Zayed, Adil Abdulmehdi hükümeti döneminde yaptığı bir açıklamada, “Önümüzdeki 30 yılda BAE ekonomisini gölgede bırakacak bölgenin limanları arasında bizin açımızdan bir fark yoktur; ister Çin'in sömürmeye çalıştığı (Pakistan'ın) Gwadar limanı olsun ister (Irak’ın) Fav limanı. BAE'nin çölleşme çağına dönmesi pahasına bazılarının büyümesine ve gelişmesine izin vermeyeceğiz” demişti.

BAE'nin son dönemde Irak'taki yıkıcı projeleri –ki bu ülkedeki parlamento seçimlerinin sonuçlarına da yansıdı –aşağıdaki şekildedir:

- Mevcut parlamento başkanı Muhammed el-Halbusi de dahil olmak üzere Irak siyasi güçlerini, seçim kampanyalarını finanse edip oy satın almalarına yardım ederek ve BAE'nin Irak hükümeti hizmetlerinde bu ülkenin çıkarlarına hizmet edebilecek parlamenter fraksiyon oluşturmak amacıyla desteklemek.

- Genellikle elektronik casuslukla suçlanan DARK MATTER şirketi üzerinden seçim sürecine teknik müdahalede bulunmak. Irak parlamento seçimlerinde hile yapıldığına dair hipotezleri güçlendiren de bu husustur.

- BAE'nin, seçimler sırasında yaşanan usulsüzlükler ve teknik hatalara karşı yaygın halk protestolarına henüz ikna edici bir yanıt vermeyen Irak parlamento seçimlerinin mevcut sonucuna bağlı ekibi desteklemesi. Oysa, Yüksek Seçim Kurulu ve diğer ilgili kurumların yanlış yönetimi nedeniyle, seçim sonuçlarına yönelik barışçıl protestolar kısa sürede şiddetlendi ve güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çıkan geniş çaplı çatışmalarda çok sayıda kişi öldü ve yaralandı. Bu nedenle birçok gözlemci, Irak'ta son zamanlarda yaşanan huzursuzluğun BAE'nin yıkıcı rolünden ayrı görülmemesi gerektiğine inanıyor.

- BAE’nin yakın zamanda Irak Kürdistanı'nda Erbil şehrinde düzenlenen işgalci Siyonist Rejim ile ilişkilerin normalleştirilmesi konferansını desteklemesi.

- Ebu Dabi’nin, ABD'nin ünlü “Irak'ı bölme planı” çerçevesinde ülkenin üçe bölünmesinin önünü açacak olan Kürdistan Bölgesi'ni Irak'ın merkezi hükümetinden ayırma projesini desteklemesi.

a6_0.jpg

- BAE’nin, Ekim 2019 protestoları ve Irak parlamento seçimleri sırasında STK'lara geniş destek sağlaması.

Bahsedildiği gibi BAE'nin bu iddialı politikası sadece Irak ile ilgili değil, tüm Arap ülkelerinde, hatta Asya kıtası dışında da devam ediyor. Ebu Dabi'nin bu yaklaşımı, özellikle Siyonist rejimle uzlaşma anlaşmasının imzalanmasından sonra daha da güvenliksel bir renk ve mahiyete bürünmüş ve özellikle Ebu Dabi'nin Siyonistlerle ortak casusluk operasyonları ve İsrail casusluk teknolojisini kullanması, Irak gibi sürekli dış müdahalelerin sonuçlarıyla boğuşan ülkeler de dahil bölge ülkeleri için alarm zillerini çalmaya başladı.

Çev: Mehmet Gönül - Welayet News 

Tags: 


Yeni yorum ekle