Hizbullah: Riyad Bir Skandala Neden Oldu; Lübnan Değil Kendileri Özür Dilemeli

Pt, 08/11/2021 - 12:20

Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı, Suudi Arabistan'ın Lübnan'a karşı tutumunu düşmanca olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: ‘Lübnan özür dilenecek hiçbir şey yapmadı, ama özür dilemesi ve geri adım atması gereken Suudi Arabistan'dır, çünkü bu skandala Riyad neden olmuştur.

Welayet News  - Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Pazar günü şu açıklamalarda bulundu: ‘Suudi Arabistan, Lübnan Enformasyon Bakanı George Kordahi'nin bakan olmadan önce yaptığı açıklamalara itiraz ederek Lübnan için sorun yarattı. Riyad'ın Suudi Arabistan'a ya da bir başkasına yanlış yapmamış olan Kordahi’ye yönelik bu baskıcı tutumu, Lübnan'a karşı düşmanca bir duruştur.

Biz, bir ülkenin büyükelçisini, askeri bir sorun, öldürme ya da belirli bir saldırı olduğu durumlarda çağırdığını biliyoruz ama Lübnan bir şey yapmadı ve yaşanan şey,  herhangi bir insanın yapabileceği normal bir açıklamadır.

Lübnan, özgürlükler ülkesidir ve muhalif olsun ya da olmasın herkes konuşabilir. Bu konu değişmez. Suudi Dışişleri Bakanı Faysal b. Farhan'ın açıklamaları, Riyad'ın sorununun Hizbullah ve onun Lübnan'daki varlığı ve gücü olduğunu açıkça ortaya koydu. Ancak Hizbullah ile ilgili doğrudan bir kanıt veya sorun yoktu ve onların Lübnan'a nasıl girecekleri konusunda kafaları karıştı, bu yüzden sıradan açıklamaların yolunu seçtiler. Ancak bunun saçma ve değersiz bir iddia olduğu ortaya çıkınca, sorunlarının Hizbullah ile olduğunu açıklamak zorunda kaldılar.

Suudi Arabistan, Lübnan'a yönelik tüm olumsuz eylemlerini, hiçbir haklı gerekçe göstermeksizin, diplomatik geleneklere aykırı olarak, Lübnan Dışişleri Bakanlığı'na veya Başbakanına saygı duymaksızın ve hatta herhangi bir uyarıda bulunmadan gerçekleştirmiş ve Lübnan büyükelçisini sınır dışı etmiştir; Bütün bunlar Suudilerin Lübnan ile ilişkilere ihanetinin bir örneğidir.

Lübnan hiçbir şey yapmadı ve hiçbir şeyden sorumlu değildir, bu yüzden geri adım atmamalı veya özür dilememelidir, ama özür dilemesi ve geri adım atması gereken Suudi Arabistan'dır, çünkü bu skandal ve rezalete Riyad neden olmuştur.

Suudi Arabistan ve diğerleri ile her zaman normal ilişkilerimiz oldu, ama onurumuzu koruyarak. Koşullu veya dikte edilmiş ilişkileri kabul etmiyoruz. İlişkiler iki bağımsız ülke arasında olmalıdır. Eğer bugünün Lübnan’ını tanımıyorlarsa, Lübnan bugün, güçlü, özgür, bağımsız, topraklarını kurtarmış, başı dik ve İsrail ve tekfircileri çıkarmış bir ülkedir.’

 

Şeyh Naim Kasım, Lübnanlı bazı yetkililere hitaben şunları söyledi: ‘Müstekbirlere boyun eğmeyin, çünkü hiçbir şey onları tatmin etmez. Eğer onlara bir şey verirseniz daha fazlasını isterler, Onlar hak ve doğru değiller.

Sorumluluk Suudi Arabistan'a aittir ve her halükarda Suudi Arabistan, önceki hükümetin Saad el-Hariri tarafından kurulmasından memnun olmadığı gibi ne Başbakan Necib Mikati'den ne de tüm Lübnan hükümetinden memnun değildir, çünkü Suudi Arabistan'ın elinde Lübnan hükümetinin başbakanı yapmak istediği biri vardı ama yapamadı.’

Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı, direniş meselesini en şerefli mesele olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: ‘Siyonist düşmanla ilişkileri normalleştirenler Filistin davasına ihanet ettiler. İlişkileri normalleştirerek ülkeleri ve geleceklerini koruduklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Çünkü ‘İsrail’ rejimi bir yerdeki kontrolü ele geçirmedikçe o ülkeye girmez ve yakın gelecekte İsrail'in bir emiri nasıl devirdiğini veya bir kralı nasıl değiştirdiğini duyacağız.’

Şeyh Naim Kasım açıklamalarının devamında Beyrut limanının bombalanması olayının müfettişi Tarık el-Bitar'ın tutumunu belirli bir grubu hedef alan siyasileşmiş bir tutum olarak nitelendirdi.’

Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı şu açıklamalarda bulundu: ‘Beyrut’un Tayuna bölgesinde “Lübnan Kuvvetleri “ Partisinin çıkardığı fitne, el-Bitar’ın davranışlarının sonucudur ve bu sorunun çözülmesi için bir şeyler yapılmalıdır.

Hizbullah, seçimlerin zamanında yapılmasını desteklemekte ve başarılı olması için çaba göstermektedir.

Kim, ordu, millet ve direniş üçlüsüyle birlikte olursa, seçimlerde ve diğer tüm konularda başarılı olacaktır.’

 

Lübnan ile bazı Körfez ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan arasındaki son kriz, Lübnan Enformasyon Bakanı George Kordahi'nin bakanlık öncesi konuşmasında Yemen'e karşı yürütülen savaşın beyhude olduğunu açıklaması ve buna son verilmesi çağrısında bulunmasıydı.

Bu açıklamaların ardından Suudi Arabistan, Beyrut büyükelçisini çağırdı ve Lübnan'ın Suudi Arabistan büyükelçisinden ülkeyi terk etmesini istedi.

BAE, Kuveyt ve Bahreyn de benzer şekilde Beyrut'taki büyükelçilerini çağırdılar ve bu eylemlerinin Suudi Arabistan ile dayanışma içinde olduklarının göstergesi olduğunu açıkladılar.



Yeni yorum ekle