Nasrallah: İşgale ve İç Savaşa Hiçbir Şekilde İzin Vermeyeceğiz

Ct, 23/10/2021 - 11:26

Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Hz. Muhammed’in (s.a.a.) kutlu doğum yıldönümü münasebetiyle bir konuşma yaptı ve “El-Tayuna olaylarının failleri siyasi ve medya çevrelerinde kınanmalıdır” dedi.

Welayet News  - Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının başında şunları söyledi: ‘Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.a.) kutlu doğum yıldönümü münasebetiyle dünyadaki tüm Müslümanları tebrik ederiz. Bizler bugünleri İslami Vahdet Haftası olarak geçiriyoruz. Aslında İslami Vahdet Haftası, Resulullah'ın (s.a.a.) doğum günü ile süslenmiştir.’

İran, Müslümanların birliğinin sebebidir

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının devamında şu ifadelerde bulundu: ‘İmam Humeyni'nin ve İran İslam İnkılâbının nimetlerinden biri, İran İslam Cumhuriyeti'nin Müslümanlar arasındaki bariz bir ihtilaf noktasını bir birlik ve vahdet noktasına dönüştürmesiydi; Böylece Rebiülevvel ayının 12'sinden 17'sine kadar Vahdet Haftası olarak adlandırıldı.

Peygamberimizi (s.a.a.) iyi tanımalıyız. Resulullah’ı (s.a.a.) günümüzde ve günlük hayatımızda örnek alabilmek için Onun kişiliğinin farklı boyutlarını bilmemiz gerekir; Zaten Allah-u Teala biz Müslümanlardan bunu istemektedir.

Eğer İslam'ı ve İslam hukukunu bilmek istiyorsak, öncelikle Peygamber’i (s.a.a.) iyi tanımalıyız. Peygamber’i (s.a.a.) tanımadan İslam hukukunu bilmek mümkün olmayacaktır. Peygamber’i (s.a.a.) tanımaktan kasıt,  onun davranışlarını, sözlerini ve genel olarak hayatını bilmek ve tanımaktır.

Peygamber’in (s.a.a.) en önemli başarılarından biri putperestliği tevhide dönüştürmesidir. Onun diğer başarılarından biri ise insanlığa karşı bakış aşısını değiştirmesiydi. O, bir ümmeti karanlık bir cehaletten İslam dinine ulaştırdı.

Resulullah (s.a.a.) insanların birbirine karşı üstünlükleri konusunda yeni bir unsuru açıkladı ve o, takvaydı. Hz. Peygamber (s.a.a.) insanların birbirine üstünlüğünün ölçütü olarak takvayı ortaya koydu. Peygamber (s.a.a.) gönderilmeden önce cahiliye toplumu ile karşı karşıyaydık. Ancak O risaletine başlayınca cahiliye toplumu havası tamamen değişti.

Örneğin cahiliye çağında kadının insani konumuna gülünç bir bakış, tavır ve yaklaşım hâkimdi. Ancak Hz. Peygamber (s.a.a.) bu bozuk değerlere karşı Kur'an-ı Kerim ve sergilediği ahlaklı davranışlarla mücadele etmiştir.’

Filistin tüm finansal araçlarla desteklenmelidir

Seyyid Hasan Nasrallah şunları söyledi: ‘Peygamber Efendimiz’in (s.a.a.) kutlu doğumunu kutluyorsak, Onun takipçileri olarak karşımıza çıkan ilk konu Filistin davasıdır. Hiçbir özgür insan Filistin davasının kendisini ilgilendirmediğini söyleyemez. Bu, bugün Filistin'de direnişin en önemli araçlarından biridir. Maddi gücü yeten ve bu konuda Filistin davasına yardım edebilecek hiç kimse bu yardımı esirgememelidir.

Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Arap rejimleri, milletlerimizi Siyonist rejime karşı nefretten vazgeçerek, Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirmeye çağırıyor. Bahreyn ve Yemen halkının ve alimlerinin siyonist rejimle ilişkilerin normalleşmesine karşı gösterileri ve Filistin meselesine destek açıklamaları, onların görev ve sorumluluklarını yerine getirdiklerini ve buna bağlı olduklarını göstermektedir.’

Hizbullah Genel Sekreteri, Yemen'deki son gelişmelere ve işgalci Suudi koalisyonunun Yemen ordusu ve halk komitelerinin operasyonlarını durdurma çabalarına atıfta bulunarak, şunları söyledi: ‘Kuşatma devam ederken ateşkes sağlamak, Yemen'de savaşı sürdürmekten başka bir şey değildir. Yemen halkının devam eden kuşatması gölgesinde ateşkesin hiçbir anlamı yoktur.’

Seyyid Hasan Nasrallah, IŞİD'in terör eylemleri hakkında şu ifadelerde bulundu:  ‘IŞİD'in İslami sloganlarla işlediği suç ve cinayetler üzücüdür. Bu vahşet, ABD yetkililerinin, IŞİD'in kendileri tarafından oluşturulduğunu açıkça kabul ettikleri bir durumda gerçekleşmektedir. Ancak bazı insanlar hala Washington'un bunu kabul ettiğini duymak bile istemiyor.

İslam dünyasında Müslümanların, seçkinlerin ve âlimlerin en önemli görevlerinden biri, Peygamber’in (s.a.a.) adını savunmaktır. Herkes bu acımasız terörist gruba karşı durmalı ve onunla mücadele etmelidir. Amerikalıların bu terör örgütünü oluşturduklarını ve kurduklarını kabul ettikleri bir durumda, bu örgüt suç ve cinayetlerini İslami sloganlarla işliyor.

Lübnan'daki direniş, düşmanları ve müstekbirleri yenmeyi başardı. Filistin'de de direniş siyonist düşmanı yenmeyi başardı. Kuşkusuz direnişin çeşitli bölümleri birlikte çalışır ve birleşirse daha fazla zafer kazanılacaktır.’

El-Tayuna'daki olaylar hakkında ciddi ve doğru araştırma yapılmalıdır

Seyyid Hasan Nasrallah, konuşmasının başka bir bölümünde Beyrut'un el-Tayuna bölgesinde Perşembe günü yaşanan olaylara değinerek şunları söyledi: ‘Beyrut'ta yaşanan Perşembe günkü olaylarla ilgili olarak Pazartesi günkü sözlerimle yetinmeyi tercih ederim. Hepimizin bu olayla ilgili ciddi, doğru ve cesur bir soruşturma yürüttüğünü bir kez daha vurguluyorum. Bu olayın faillerinin ve saldırganların tüm siyasi ve medya çevrelerinde kınanması gerektiğine inanıyoruz.’

Hizbullah Genel Sekreteri, Siyonist rejimle sınırların çizilmesi konusuna değindi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Sınır belirleme konusu hakkında yorum yapmıyoruz ve tamamen hükümete bırakıyoruz. Uluslararası Para Fonu ile müzakerelere gelince, müzakerelerin prensibiyle ilgili bir sorunumuz olmadığını söylemeliyim. Lübnan'ın bu müzakerelerde entegre ve gerçek bir delegasyona sahip olmasını umut ediyoruz. Lübnan heyetinin başkalarının emir ve dayatmalarına göre değil, sorumluluk temelinde müzakere etmesi gerektiğine inanıyoruz.’

İç savaş çıkmasına izin vermeyeceğiz

Seyyid Hasan Nasrallah şunları söyledi: ‘Vurgulamak istediğim şey direnişin cihat yoluna güçlü bir şekilde devam edeceği ve bu yoldan geri dönemeyeceğidir. İşgal altındaki toprakları ve kutsal yerleri geri almak için Resulullah'ın (s.a.a.) çağrısına icabet ettik. El-Tayuna olayıyla ilgili olarak, akıllıca ve kararlı adımlar atarak bir iç savaşı önlediğimizi belirtmeliyim. Direnişin gücü Lübnan'ı savunmak içindir. Tel Aviv'in ulusumuzun zenginliğine tecavüz etmesine izin vermeyeceğiz. Direniş her zaman Siyonist rejimin açgözlülüğüne karşı durmuş ve şimdi de bu rejimin açgözlülüğüne karşı durmaktadır ve Lübnan topraklarının hiçbir şekilde işgal edilmesine izin vermeyecektir.’ 

Tags: 


Yeni yorum ekle