Afganistan'da neler oluyor?

Pa, 27/06/2021 - 08:35

Afganistan'da neler oluyor? Taliban’ın ilerleyişi ilginç ve kuşkulu değil mi? Bu gelişmelerin Amerikalı güçlerin bu ülkeden çıkmasıyla bir ilişkisi var mı? Peki ya Amerika ve Taliban arasında yapılan görüşmelerle bir ilişki var mı?

Welayet News - Bir süredir İran'ın komşusu Afganistan'dan, ‘Taliban’ın çeşitli Afganistan şehirlerinde hızlı ilerleyişi ve bu ülke şehirlerinin bir bir düşmesi!’ gibi önemli ve aynı zamanda ilginç ve belirsiz olan haberler geliyor.

Son 10 gün içinde neredeyse gün yoktu ki Afganistan'da bir şehrin düşme haberi gelmesin. Şehirlerin düşme haberleri arasında bazı şehirlerin devlet güçlerince geri alındığına dair bir takım haberler gelse de ancak Taliban'ın hızlı ilerleyişi haberi, diğer haberlerin gölgeleyebileceği bir şey değildi. Öyle bir noktaya geldi ki, bazı günlerde Afganistan'da 8 şehrin bir günde Taliban'ın eline geçtiği ilan edildi! Şimdi de gelen haberlere göre, Taliban ülkenin %80'inin kontrolünü ele geçirdiğini iddia ediyor ve önümüzdeki haftalarda veya en fazla aylarda Kabil'in düşüşünü duymamız pek uzak bir olasılık değil! NBC News dünkü haberinde, “Taliban’ın da kendi ilerlemelerinin hızı karşısında şaşkınlığa uğradığını" yazdı.

Afğanistan’da neler oluyor? Taliban’ın ilerleyişi ilginç ve kuşkulu değil mi? Bu gelişmelerin Amerikalı güçlerin bu ülkeden çıkmasıyla bir ilişkisi var mı? Peki ya Amerika ve Taliban arasında yapılan görüşmelerle bir ilişki var mı? Ve nihayetinde bu gelişmelerin İran için bir tehdidi olacak mı?

Bu soruları yanıtlamak için, öncelikle, sözünü ettiğimiz şu anki Taliban’ın İŞİD gibi baş kesip Şiilerin katlini muhah ve hatta kimi yerlerde helal gören eski Taliban olup olmadığını ve buna benzer bazı noktaları açıklığa kavuşturmak gerekir.

1- Afganistan ve dünya basınında bu ülkedeki güncel gelişmelerle ilgili çıkan haberler, bu gelişmelerde IŞİD'in Irak'taki suçlarına benzer korkunç suçların olmadığını gösteriyor. Taliban, ülkedeki Şiilerle hiçbir işlerinin olmadığını bile belirtti (ve bu yazının yazıldığı ana kadar grubun en azından Afğan Şiilerine karşı suç işlediğine dair bir haber çıkmadı). Gelen haberlere göre, masum sivillerin öldürülmesi ve evlerin tahrip edilmesine dair bir bilgi yok ve olan sadece devlet güçleriyle çatışmaktan ibaret. Hatta bu ülkedeki haber kaynakları da çatışmaların Afğanistan devletine bağlı askeri güçlerle yaşandığını ve genellikle bu silahlı güçlerin de yerli yetkililerle birlikte, direnmeden, çok rahat bir şekilde Taliban’a katıldığını söylüyor. Belki de bu yazıdaki sorulardan birinin yanıtı ve Taliban’ın hızlı ilerleme sırrı da burada yatıyor! Silahlı kuvvetlerin ve yerel yetkililerin neden direnmediği ise yerinde incelenmesi gereken bir konu olup burada sadece işaret edip geçiyoruz. İran'da yaşayan Afğan uzmanlara göre, Taliban, en tepeden en aşağıya kadar koordineli ve eğitimli bir askeri güç olarak hareket eden birleşik ve münsecim bir güç değil. Ancak grubun birçok üyesi, ailelerini kargaşada kaybeden ve yoksulluk, geçim kaygısı, hatta intikam almak veya görev duygusu nedeniyle gruba katılan savaş mağduru gençlerdir. Afğanların önemli bir kesimi de, hükümetlerine duydukları güvensizlik gibi bir takım nedenlerle sorunlarını genellikle hükümet merkezlerine başvurarak değil, aksakallı kanaat önderleri veya Taliban liderleriyle çözüyor. Diğer bir deyişle, bugün bahsettiğimiz Taliban güçleri, evvela, tek tip ve koordineli bir güç değil; saniyen, bildiğimiz ve mesela kafa kesen Taliban ile bazı farklılıkları bulunuyor. Taliban bu tarz değişikliğini resmi olarak duyurdu, ancak bu iddiaların ne kadar doğru veya yanlış olduğunun ciddi şekilde araştırılması gerekiyor.

2- Batı medyasında, özellikle de Amerika’da Afğanistan'daki gelişmelerle ilgili hakim atmosfer, Amerikalılar Afganistan'dan çıkarken ülkenin de bu yüzden düşme halinde olduğu yönünde. Bu bağlamda, öncelikle şunu söylemek gerekir ki, Amerikalılar, Taliban ile koordineli olarak ve onlarla yapılan resmi görüşmeler sırasında Afğanistan'dan ayrılmaktadır ve eğer ‘Amerika’nın geri çekilmesi Afğanistan’ın düşmesine neden olacaktır’ dersek, otomatik olarak Taliban'ın bu ilerlemelerde ABD ile tamamen koordineli olduğunu çıkarsayacağız. Şuna da dikkat edilmeli,  ABD Afğanistan'dan çıkarken bu 20 yıldır Afganistan'da bulunma nedenlerini kaybetmemek için Pakistan'a demir atıyor! Son haftalarda, iki büyük askeri ve istihbarat üssü kurmak için Pakistan'ı en üst düzeyde ziyaret eden Amerika askeri ve istihbarat yetkililerinin çok sayıda haberi geldi! Bu, ABD'nin bölgede hala var olduğu anlamına geliyor. Ancak bu arada önemli olan, ABD'nin Afğanistan'ı terörizme (El Kaide ve daha sonra Taliban) karşı mücadeleyi ilan etmek amacıyla işgal etmesidir. Ve sıraladığımız tüm bu gelişmeler (Taliban ile müzakereler, bu militan grupla koordinasyon vs.) ABD'nin amacına ulaşamadığını gösteriyor. Amerikan medyasının yaptığı analiz türü (bu yazının 2. paragrafının giriş satırlarında atıfta bulunulmaktadır), Amerika Taliban ile tam bir koordinasyon içinde Afğan halkından intikam almaktadır diye de yorumlanabilir. Amerikalılar bölgede trilyonlarca dolar harcadılar ve belirtilen hedeflerine ulaşamadılar, bu yüzden ülkeyi kolayca terk etmeleri pek mümkün görünmüyor. ABD'nin Taliban ile yaptığı gizli ve açık müzakerelere bir göz atılacak olunursa, Afğanistan'daki mevcut gelişmeler, ikisi arasındaki bir işbölümünün sonucu olabilir. Amaç ise, önceki Taliban'dan görünüşte farklı bir “Taliban hükümeti” kurmak. Ne için? Bölgeye askeri güç konuşlandırmakla gerçekte hedef aldığı bir ülkeyi yani İran’ı gücendirmek için!

3- Afğanistan'daki mevcut gelişmelerin komşusu olan bizler için ne kadar tehlikeli olabileceğini değerlendirmek için henüz çok erken. Son gelen haberlere göre Afğanistan halkı, Taliban'ın ilerleyişine karşı koymak için silahlandı ve durum böyle devam ederse ülke kanlı günler görecek. Amerikalıların bunu kolayca bir Şii-Sünni savaşına dönüştürebilecekleri ve bölgede uzun süredir devam eden emellerinden birini gerçekleştirebilecekleri teorisiyle, Afğan Şiilerinin bağımsız olarak savaşa girdiğine dair kayda değer bir haber yok. Ayrıca, bu savaş böyle devam ederse ülkemize Afğan mülteci akınını beklemek zorunda kalacağız.

4- Afganistan'daki gelişmelerle ilgili önemli bir nokta da Sayın Eşref Ghani'nin hükümetine kadar uzanıyor. Birçoğu, Afğanistan'ın şu anki başkanını, Amerikalıların yıllar boyunca söylediği her şeyi harfiyen yapan Batı yanlısı bir figür olarak görüyor. Bu yaklaşımın sonucu ise bugün kendini göstermiştir! Siz bu satırları okurken, kendisi ABD yetkilileriyle konuşmak (ve muhtemelen yardım almak) için Washington ziyaretine çıkmış bulunuyor. Afğanistan'da olup bitenlerin temelinde, Amerikan medyasının analizinde yer vediği nedenle, Amerika vardır. “Taliban, Amerika ile müzakereler sonrasında ve bu ülke ile koordinasyon içinde ilerliyor” şeklindeki  analizi doğru bulacak olursak, Sayın Eşref Gani yanlış yolda olduğunu anlamış olmalı. Amerikalılara güven olmayacağının en yakın kanıtı, Afğanistan'ın bu durumudur. İç krizler her şeyden önce iç çözümler ister. Afğan krizinin çözümü kesinlikle krizin nedenine başvurmak değildir. ABD Afğanistan'ı inşa edecek olsaydı, onu bu 20 yılda inşa ederdi.

5- Eğer Taliban 1998'den 2001'e kadarki Taliban ile aynıysa, bu grubun Afganistan'da güçlenmesi İran'ın veya bölgedeki herhangi bir ülkenin çıkarına olmayacak ama, Amerika'nın çıkarına olacaktır! Ancak, bu etkili grup eğer tarzını değiştirip sadece iktidara ortak olmak istiyorsa bu durumda işler farklı olacaktır. Bu grup, ABD'nin çekilmesinden sonra tam anlamıyla müzakerelere girmek ve daha fazla güç kazanmak için de ilerliyor olabilir. Bu arada Türkiye gibi fırsatçı ülkelere de dikkat edilmelidir. Bu ülke, bazı emellere ulaşmak için maceracılığa olumlu yaklaştığını göstermiştir. Dağlık Karabağ, Suriye, Irak, Yunanistan, Libya vs. hikayesindeki maceraları, bazı ülkelerin kriz çıkarmaktan beslendiğini ortaya koymuştur!

6- Napolyon Bonapart’ın ülkenin bazı sorunlarına ve kimi zaman karmaşık olan yurtsal sorunlara ilginç bir çözüm bulduğu söyleniyor. Bakanlardan, askeri komutanlardan ve diğer yetkililerden hükümetin bazı güncel sorunları hakkında mektuplar aldığında, onları masaya koyardı ve “zamanın geçmesi”nin bunlardan bazılarını çözeceğine veya çözümüne yardımcı olacağına inandığı için mektupları okumazdı. Afğanistan meselesi, çok sayıda yerli ve yabancı aktörünün olması nedeniyle karmaşıktır ve bir sonraki gelişmelerini analiz edip tahmin etmek zordur. Afganistan'daki mevcut gelişmeler bağlamında önümüzdeki günler ve haftalar son derece hassas olacak ve Afğanistan'ın geleceğini diğer herhangi bir uzman ve analistten daha iyi gösterecektir. Bu gelişmeleri daha doğru analiz edebilmek için Taliban'ın, ABD'nin, Türkiye'nin, Afğanistan'ın mevcut hükümetinin ve en önemlisi de bu ülke halkının bundan sonraki adımlarını bekleyip görmemiz gerekiyor. Bu arada bahsettiğimiz aktörlerin hiçbirinin uyanıklığı ve girişimi, Afğanistan'ın cesur insanlarından daha önemli ve etkili olmayacaktır.

 

Keyhan Gazetesi

Çev:Mehmet Gönül - Welayetnews

Tags: 


Yeni yorum ekle