Suudi Medyadan İran'da Kaos Yaratma Girişimi

Pa, 13/06/2021 - 09:41

İran'da Cumhurbaşkanlığı adaylarının belirlenmesinin ardından, bölgesel hasım medya ve özellikle de Suudi Arabistan ve BAE'ne bağlı medya organları, seçimler ile ilgili hasmane siyasetlerini, seçimleri boykot etme ve ardından kaos yaratma hedefleri çerçevesinde hayata geçirmeye çalışıyorlar.

Welayet News - Bu medya organları, İran Cumhurbaşkanlığı makamının imajını bozma ve seçimlere katılmanın işe yaramadığını lanse etmek gibi farklı hilelere baş vurarak  İran'daki siyasi koşullar hakkında yanlış ve temelsiz görüntü vermeye çalışarak durumu tamamen karanlık olarak göstermek istiyorlar.  Gerçekte bu medya organlarının  hedef kitlesi, İran halkı olmaktan ziyade  İran'ın dışındaki insanlar özellikle de  Arap ülkelerinin halkları bilhassa Fars Körfezi çevre ülkelerdeki kitleler olmuştur.  Bu medya organlarının bu süre içerisindeki  içeriklerine baktığımız zaman,   haberler, raporlar ve davetliler ve konukları ile yapılan röportajlar ve de sosyal medyada dolaşan asılsız video klipler ve görüntüler yayınlayarak  İran'dan yanlış bir görüntü vermek için çalıştıklarını söyleyebiliriz.

Suudi Arabistan'a bağlı medyanın bu temelsiz görüntüleri yayınlamaktan amacı, ülke içindeki muhataplarının kafasında,  İran'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinin formalite ve gösteri olduğu düşüncesini  yaratmaktır.  Bu çerçevede,  bu medya organları, kimi despotluk bataklığına saplanmış Fars Körfezi çevre ülkelerindeki muhatapları üzerinde bu yanlış izlenimi bırakıp dolaylı bir şekilde   Fars Körfezi çevre ülkelerindeki despot ve monarşik yönetimleri savunmaya çalışıyorlar. Zaten İran İslam Cumhuriyeti'ndeki seçimler  bu rejimlerin hep serzeniş kaynağı olmuştur. Bu bağlamda sosyal medyada da bu rejimlere İran seçimlerinden dolayı eleştiriler yağmıştır.   Örneğin son günlerde sosyal medyada kullanıcılar Arap yarımadasında seçimlerin olmayışından dolayı dalga geçiyorlar. Buna rağmen Suudi Arabistan yetkilileri İran'daki seçimleri eleştirmeye kalkışmışlardır. Halbuki Arap yarımadasında yapılan son seçimler, Arap aşiretlerinin  Peygamber Efendimiz'i -saa- öldürmek için kendi aralarında çektikleri kuraya denk geliyor.

Bu yüzden, Suudi Arabistan'a bağlı medya organları ve uzantılarının neden her daim  İran'daki seçim ortamını sorgulamaya çalıştıkları aşikardır.  Bu çerçevede,  Suudi Arabistan kraliyet yapısına bağlı propagandif organlar, son günlerde,  İran'daki seçimlerin sağlığını ve imajını bozmaya çalışıp  cumhurbaşkanlığı makamının konumunu da ağır ve temelsiz propagandif iddialar ile zedelemeye çalışıyorlar. Bu organlar, esasında İran'da cumhurbaşkanlığı makamının  yetkisiz olduğunu, diğer üst düzey makamlar ve organların asıl karar vericiler olduğunu lanse etmeye çalışıyorlar.

Aslında bu tür iddialara yapılan vurgu, Suudi Arabistan'daki siyasi sistemle ilgili medyada ve sosyal ağlarda oluşan eleştiri ortamına bir tepkidir. Bu bağlamda rakip ülkedeki seçimlerin imajını bozma ve itibarsızlaştırmak sureti ile bu eleştiri ortamı temizlenmeye ve etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu yüzdendir ki minimum katılım ve seçimleri boykot etme gibi klişe ifadeler temelsiz iddialar olarak ortaya atılmaktadır.  Böylece bu hasım medya organları İran'da kaos için ortam hazırlamak istiyorlar.  Bunu da temelsiz ve kaynağı belirsiz görüntüler vasıtası ile , medya kolları ile bu görüntüleri yaymak sureti ile gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bu bağlamda adaylarının birinin görüntülerinin ateşe verilmesi hasım medyaya bağlı hesaplarda elden ele dolaşmaktadır.

Hasım propaganda ajansları, seçim ortamında İran'da bu "kaos yaratma" amacını gerçekleştirmek için haberlerinin ve raporlarının çoğunda İran'da 1398 olaylarını ve İran'da bir Ukrayna yolcu uçağının düşmesini malzeme olarak kullanmaya çalışmışlardır.  Suudi medyası, Münafıklar Terör Örgütü liderleri ve mensupları için bir propaganda hoparlörü görevi görmesine ek olarak, dolaylı olarak izleyicilerini böyle bir yöne yönlendirmeye ve böyle bir atmosfer yaratmaya çalışmaktadır. Özellikle Münafıklar terör örgütünü "onaylamak" ve "meşrulaştırmak" amacıyla ve de İslam Cumhuriyeti'ne bir "alternatif" olarak bu örgütü tanımlamak hedefi ile, sözde düşük katılım oranını bu örgüte ve bu örgütün çağrılarına bağlamak istiyorlar. Halbuki bu terör örgütün gerçek yüzü daha önceleri İran halkı için ortaya çıkmıştır.



Yeni yorum ekle