Einstein’ın İsrail hakkındaki öngörüsü

Per, 10/06/2021 - 16:13

İngiliz yazar ve belgesel yapımcısı Yvonne Ridley, Middle East Monitor için hazırladığı bir raporda, dünyanın en önde gelen Yahudi bilim elitlerinden Albert Einstein'ın İsrail adında bir rejimin kurulmasına ciddi şekilde karşı çıkmasına değindi. Ridley, raporda, özellikle tarihi belgelerin, Einstein'ın Siyonistlerle herhangi bir etkileşimden şiddetle kaçınmaya çalıştığını ve İsrail rejiminin çökmekten başka seçeneği olmadığını gösterdiğine dikkat çekiyor.

Welayet News  - Yvonne Ridley, raporunda, şöyle yazıyor: “Siyonistlerin başarısızlığa uğrayan İsrail adında sahte bir devlet kurma projesinin yıkılmakta olduğunu analiz etmek çok da bir deha gerektirmez. Ancak, İsrail'in fon toplamak için Siyonist propagandaya destek talepleriyle karşı karşıya kaldığında bu rejimin çökeceğini öngören de bir dahiydi (Albert Einstein).

Ünlü fizikçi Albert Einstein, İsrail rejiminin 1948'de bağımsızlığını ilan etmesinden ve işgal altındaki Filistin topraklarında siyasi rejimini kurmasından 10 yıl önce, İsrail adında bir devletin kurulmasını Yahudiliğin temel doğasına aykırı olarak nitelendirdi. Nazi Almanyası'ndan kaçan ve sonunda Amerikan vatandaşı olan Albert Einstein, faşizmin ne tür özellikler taşıdığını çok iyi biliyordu.

İnsanlık tarihinin en büyük fizikçilerinden biri olan Albert Einstein, diğer bir grup Yahudi seçkin ile birlikte, 1946'da ve İsrail rejiminin kurulmasından önce, böyle bir siyasi rejimin üstelik Filistin halkının topraklarında kurulma fikrini defalarca sorguladı. Einstein, bir İsrail rejimi kurma ihtiyacını anlayamadığını bizzat vurgulayarak, bunun kesinlikle kötü ve yanlış bir fikir olduğunu söylemişti.

1948'de Einstein, diğer bazı Yahudi entelektüellerle birlikte New York Times'a Menahem Begin'in (İsrail Başbakanı) o yıl ABD'ye yaptığı ziyareti şiddetle eleştiren bir mektup yazdı. Güçlü belgelerin eşlik ettiği mektup, Hirot Partisi’ne (Menahem Begin'in partisi) şiddetli eleştiriler yönelterek, uygulamalarını ve ideolojisini Naziler ve faşist partilere benzetiyordu.

Hirot, daha sonraki yıllarda "Likud Partisi" haline gelen sağcı bir Siyonist partiydi. Parti, son yıllarda Benyamin Netanyahu tarafından yönetiliyor. Menahem Begin, Filistin halkına ve hatta işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan İngiliz kuvvetlerine karşı (İsrail rejiminin kurulmasından önce) terör eylemlerini şiddetle savunan isimlerden biriydi. Menachem Begin, İsrail Başbakanı olduğunda bile İngiltere'ye gitmeye cesaret edemedi (1997'den 1983'e kadar İsrail Başbakanıydı). Bunun temel nedeni ise, onun desteğiyle İngilizlere karşı (işgal altındaki Filistin topraklarında) gerçekleştirilen yaygın terör eylemleriydi. Begin, uzun yıllar İngiliz hükümetinin aranan isimler listesindeydi.

Albert Einstein, İsrail rejiminin kuruluşunun başlangıcında Siyonist grupların vahşeti ve şiddetine karşı herkesten daha öfkeliydi. Bu nedenle İsrail Devlet Başkanı olma önerisine şiddetle karşı çıktı. 1952'de İsrail Başbakanı David Ben-Gurion, İsrail devlet başkanlığını resmen Einstein’a teklif etti. Einstein, İsrail'in başkanlık koltuğunu kabul etmenin aslında barışın yaygınlaşması ve tesisi olarak savunduğu şeye aykırı olduğuna derinden inanıyordu.

Einstein'ın Filistin meselesiyle ilgili mektuplarını incelerken, ben (raporun yazarı: Yvonne Ridley) daha az tartışılan ama belki de diğerlerinden İsrail’in mahiyetini daha çok ifşa eden bir mektuba rastladım.Sadece 50 kelimeden oluşan mektup, İsrail ve ona bağlı terörist gruplar tarafından Filistin halkına yönelecek büyük bir felakete karşı şiddetle uyarıda bulunuyor.

Mektup, Batı Kudüs'teki "Deir Yasin Katliamı"ndan sadece 24 saat önce yazılmıştı. Nisan 1948'de gerçekleşen bu olay sırasında, Menachem Begin ve İsrail Başbakanı İzak Şamir liderliğindeki yaklaşık 120 Siyonist terörist ve aşırılık yanlısı, bir Filistin köyüne girerek 100 ile 250 arasında Filistinli erkek, kadın ve çocuğu katletmişti.

Söz konusu saldırı sırasında İsrail güçlerinin Filistin halkına yönelik işkence ve tecavüzünü gösteren bir takım raporlar da yayımladı. Bu olaydan bir ay sonra İngiltere'nin işbirliğiyle İsrail rejimi kuruldu.

Albert Einstein'ın İsrail'in vahşetini ve kaçınılmaz akıbetini eleştiren kısa mektubu şöyle:

“Filistin'de (İsrail tarafından) gerçek ve nihai bir felaket gerçekleşirse, en başta İngiliz hükümeti, sonra saflarımızdan çıkan terör örgütleri bundan sorumlu olacaktır. İsrail'i destekleyen cani ve sapık kişilerle, gruplarla en ufak bir ilişkisi olan hiç kimse ile asla görüşmek istemiyorum”.

Bu mektup, dünyanın en önde gelen seçkin bilim adamlarından birinin İsrail rejimini kınama konusunda yazdığı önemli temel belgelerden biridir.

Einstein, 1929'da Manchester Guardian'a yazdığı bir mektupta da, İsrail'i ve onun terörist gruplarını benzer şekilde eleştirdi ve bu olayı (İsrail adında sahte bir rejimin kurulmasını) tam bir felaket olarak nitelendirdi. Einstein işgal altındaki toprakları hiç ziyaret etmedi ve bunun temel nedenini ise İsrail rejiminin barut ve Filistinlilerin kanı üzerine kurulmuş olması olarak görüyordu.

Einstein'ın terörist bir rejimin bir tezahürü olarak gördüğü İsrail rejiminin kuruluşundan bu yana İsrailliler birçok katliam gerçekleştirdi.

Ancak tüm bunlara rağmen, şu anda ve Binyamin Netanyahu başkanlığındaki İsrail rejiminin Gazze Şeridi'ne ve bu bölgedeki masum sivillere yönelik son saldırısından kısa bir süre sonra, İsrail rejimi hiçbir zaman şu andaki kadar kendini güvensiz ve kırılgan bir konumda bulmamıştır. Bu, aslında İsrail'in geleceğini birçok belirsizlikle karşı karşıya bırakan ve çöküşünü daha da belirginleştiren bir durum.

Şu anda dünya genelinde Likud (12 yıldır iktidarda olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun partisi) gibi partilerin faşist ve aşırılıkçı uzantılarının etkisinde kalarak, derinden vahşi yöntemleri izleyen ve her türlü şiddeti kendince haklı çıkarıp aklayan kişi ve gruplar bulunuyor. Bu belki de İsrail gibi tehlikeli bir rejimin hayatta kalmasının en önemli zararlardan birini göstermektedir.

 Tam da bu nedenle Albert Einstein, dünyanın önde gelen Yahudi seçkinlerinden biri olarak, aşırı Siyonist görüş ve fikirlerin etkisi altında siyasi bir rejim kurma tehlikesi konusunda sürekli uyarıda bulunmuş ve bundan endişe duymuştur. Elbette bu o kadar açıktı ki, Einstein gibi önde gelen bir elitin bu konuda uyarmasına gerek yoktu. Ancak o öyle yaptı ve aşırılık yanlısı terörist bir rejimi rezil etmek için üzerine düşeni yerine getirdi."

Welayet News 



Yeni yorum ekle