Pratik sekülerizm ve kalbî iman iddiası, bir kuruntudan başka bir şey değil

Cu, 23/10/2020 - 10:02

Tahran Medreseleri Yönetim Kurulu Başkanı Ayetullah Reşad, “Pratik sekülerizm ve ilhad ile birlikte kalbî iman iddiası bir kuruntudan başka bir şey değil. İmanın söylem ve amellerde aşikar olmaması mümkün mü?” dedi.

Welayet News - Tahran Medreseleri Yönetim Kurulu Başkanı Ayetullah Ali Ekber Reşad, üst düzey fıkıh dersini verdiği İmam Rıza (a) Medresesi’nde, ‘İman nedir?’ sorusuna cevaben şu ifadelerde bulundu:

İman, çoğu zaman derûni bir hal ve kalbî bir nitelik olarak tasavvur edilir. Ondan daha kötüsü, iman denilen bu cevherin bir duyguya indirgenmesi ve sadece bir duygu veya duyguların bir türü olarak adlandırılmasıdır. Bu duyguyla ilgili yapılan en kötü yorum ise, insanın kalbi temiz olmalı deyip bu inanca göre her türlü günah ve çirkin amelin işlenmesidir. Bunca günahla, suçla birlikte kalbin temiz kalması, kirlenmemesi mümkün mü? Günah, kalbin temiz olmayışının göstergesidir, zira günahın ilk çıkış noktası (mebde) kalptir ve kalp bir şeyi istemediği sürece insanın cevarihi (dış uzuvları) ona doğru gitmez; temiz olmayan söylem ve davranıştan duru düşünceler doğabilir mi?

İmam Ali (a) buyurur ki: İmanın üç ayağı vardır; birincisi, marifet ve bilgi ile ilgilidir, zira iman gaybî hakikatlerin sahih bilgisinden başlar. İkincisi, dille izhar ve ikrardır; mü’min kalben iman edip de iman ettiğini dile getirmemesi mümkün değildir. Üçüncüsü ise, erkanla amel etmektir.

Mü’min insan cevarihi ile, dış uzuvlarıyla mü'mince davranışlar sergilemelidir. Bir kimsenin cevarihi kafir olduğu halde cevanihinin (kalp, zihin vs gibi içsel uzuvları) mü’min olması mümkün değildir. Böyle bir kişilik çatışması imansızlığın alametidir. Esasen amel, deruni ilim ve inançla uyumlu, hemâhenk ve paraleldir.

Pratik sekülerizm ve ilhad ile birlikte kalbi iman iddiası bir kuruntudan başka bir şey değildir. Dile gelmeyen bir iman, iman değildir ve amele akmayan bir iman kişinin mü’min olmadığını gösterir.



Yeni yorum ekle