Middele East: İran Direnişle Bağımsızlığını Bir Kez Daha Kanıtladı

Çar, 21/10/2020 - 10:25

Londra merkezli bir haber sitesi, ABD'nin çabalarına rağmen İran'ın silah ambargosunun sona ermesini Tahran için diplomatik bir zafer olarak nitelendirdi ve İran'ın kendi politikalarını izleyen Ortadoğu’daki bağımsız ülkelerden nadir bir örnek olduğunu yazdı.

Welayet News  - BM Güvenlik Konseyi tarafından İran'a uygulanan 13 yıllık silah ambargosu, Nükleer Anlaşma’nın teyit ettiği 2231 kararı uyarınca Pazar günü sona erdi.

Middle East Monitor haber sitesi konuyla ilgili olarak şunları yazdı: ‘Bu, İran'ın konvansiyonel silahları alıp satabileceği anlamına geliyor. Bu aynı zamanda, son iki aydır kısıtlamaları genişletme çabaları, Güvenlik Konseyi üyelerinden Çin ve Rusya'nın muhalefetiyle karşılaşan ABD'ye karşı diplomatik bir zaferdir; Bu iki ülkenin İran'la silah anlaşması yapacak olan ilk ülkeler arasında olacağı düşünülüyor.

Ancak Trump kontrolündeki Beyaz Saray, BM Güvenlik Konseyi'nden tek taraflı çekilmesine rağmen, kendisini hala BM Güvenlik Konseyi'nin bir üyesi olarak görüyor ve BM yaptırımlarının Snapback olarak bilinen bir mekanizma altında geri döndüğünü söylüyor. Ancak, Nükleer Anlaşmayı imzalayan BM Güvenlik Konseyi’nin Avrupalı ​​imzacıları ABD’nin bu anlaşmadan çekilmesinden üzüntü duydular ve anlaşmaya olan bağlılıklarını yeniden teyit ettiler.’

Middle East’ın haberinin devamında İran İslam Cumhuriyeti Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin Amerika’nın tetik mekanizmasının aktif hale geldiği yönündeki iddialarına tepki gösterdiği konuşmalara da değinildi ve şu ifadelerde bulunuldu: ‘ Sonuçta İran, batının desteklediği Irak’ın saldırıları karşısında insani olarak ve Amerika’nın yönettiği yaptırımlar gibi nedenlerden dolayı ekonomik olarak büyük bedeller ödeyerek 1979'da İslam Cumhuriyeti olduktan beri bağımsızlığını savunan bağımsız bir ülkedir. Hatta daha geriye gidip, 1953 yılında demokrasiyi ve yabancı sömürgeden özgürlük talep etmeyi baltalamak için yapılan CIA destekli darbe de hatırlanabilir. Bunlar kesinlikle İran’ın Halk Devrimi'nin yolunu açan olaylardır.

İran’ın Washington’un diktatörlüğüne karşı direnişi nedeniyle, ABD’nin İran'ı cezalandırmadaki son başarısızlığı (silah ambargolarının sona ermesi), İran'ın azim, irade ve öz güven bileşenine dayanan bağımsız ve özgür bir ülke olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu elbette, ağır bedeller ödeyerek elde edilebilecek bir şeydir.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, BM Genel Kurulu'nda yaptığı çevrimiçi bir konuşmada, "ABD bize ne müzakere ne de savaş dayatabilir. Yaptırımlar altında yaşamak zordur, ancak hayat, bağımsızlık olmadan daha da zor olacaktır” dedi.

Middle East, Hasan Ruhani’nin konuşmalarını aktardıktan sonra şunları yazdı: ‘Bu, özellikle de güçlü bir ulusal çıkar, onur ve haysiyet bileşeni oluşturduğu zaman, Batı'nın, bölgedeki müttefiklerinin ve müşterilerinin İran'la nasıl mücadele edeceklerini düşünürken, hesaba katmadığı bir şeydir.’

Bu haberin devamında, ABD'nin yaptırımları ve ekonomik baskısının bir sonucu olarak İran'ın ekonomik sıkıntılarına değinildi ve şu ifadeler yer aldı: ‘Bütün bunlara rağmen, yine de İran varlığını sürdürüyor ve İran, Ortadoğu'da kendi politikalarını ve kaderini izleyen bağımsız ülkelerin nadir bir örneğidir. Herkesin hoşuna giden bir örnek olmayabilir (sorunlardan dolayı), ancak İran, bağımsız, özgür ve Müslüman bir ülke olmak için gereken her şeye sahip olduğunu her zaman göstermiştir.’

Tags: 


Yeni yorum ekle