Irak Hizbullahı: Amerikalılar tamamen çekilene kadar direniş cephesinin saldırıları devam edecek

Sa, 13/10/2020 - 19:03

Irak Hizbullah Tugayları İran Temsilcisi Ali Abbudi, Irak'tan tamamen çekilene kadar işgalcilere karşı direniş gruplarının saldırılarının devam edeceğini  açıkladı. Abbudi, Veliyy-i Fakih’e itaati büyük bir iftihar olarak nitelendirdi.

Welayet News  - Irak Hizbullah Tugayları’nın İran’daki siyasi ilişkiler ofisinden sorumlu yetkilisi Ali Abbudi, Rasa Haber Ajansına verdiği mülakatta, BM Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert’ın Haşdi Şabi Heyet Başkan Yardımcısı Ebu Fedek el-Muhammedavi ile yaptığı son görüşmeye atıfta bulunarak, “Plasschaert, Amerika tarafından direniş grupları için bir mesaj taşıyordu ve o mesajda, işgalciler direniş gruplarının Amerikan güçlerine ve üslerine yönelik saldırılarının durması ve 60 gün süreyle ateşkes sağlanması talebinde bulunmuşlardı!” dedi.

Abbudi, bu talebin direniş gruplarınca fırlatılan füzelere karşı işgalci güçlerin zaafının yanı sıra, yaşadıkları ağır zayiatı da ortaya koyduğunu ve bu düzeyde, böyle bir heyetin gönderilmesinin kendisi ve Haşdi Şabi’nin mücahit ve büyük şahsiyetleri ile görüşme talebinin de işgalci güçlerin Irak direniş güçleriyle karşılaşmada yaşadıkları acziyetin başka bir kanıtı olduğunu söyledi.

Amerika Irak’tan çıkmadığı sürece direnişin yıkıcı darbelerinin hedefinde olacaktır

Abbudi’nin dediğine göre, bu görüşmenin sonuçları henüz resmi olarak medyaya yansımamış olsa da ancak görüşmeyle ilgili ortaya çıkan haberlerden, Ebu Fedek’in işgalcilere karşı yapılan operasyonların Haşdi Şabi ile ilişkisini reddettiğini ve Haşdi Şabi’yi, Irak Silahlı Kuvvetler Başkomutanı’nın gözetiminde faaliyet yapan ve başkomutanın emri olmadan operasyon yapması mümkün olmayan askeri bir teşkilat olarak nitelendirerek, karşı tarafın bu konuyu doğru anlaması gerektiğini söylediği anlaşılıyor.

Ebu Fedek’in bu görüşmede Amerikan güçlerinin Irak'tan çekilmesini talep ettiğini de belirten Abbudi, “Amerikan güçleri ve askeri üsleri aralıksız saldırıların hedefinde olacaktır. Amerikalılar Irak'tan çıkmadıkları sürece direnişin saldırıları durdurması ve ateşkesi kabul etmesi uzak görünüyor. Amerika kendi heybetini, güç ve imkanlarını korumak için Irak'tan çıkmalıdır. Yoksa direniş güçlerinin kesintisiz hedefinde olacaktır” dedi.

Irak'ın geleceği, aydın ve parlaktır  

Irak Hizbullah Tugayları’nın İran’daki siyasi ilişkilerden sorumlu yetkilisi, Irak'ın mevcut durumu ve geleceği hakkında şu ifadelerde bulundu: “Irak’ın geleceği, aydın ve parlaktır. Bu günlerde Irak’ta şahit olduğumuz geniş kapsamlı istikrarsızlıklar, fitneler bu ülkedeki işgalcilerin, onlarla işbirliği yapan ajanların ve büyük şeytanın elçiliğinin varlığından kaynaklanıyor. Bu, Irak toplumu için bir musibettir. Biz tabi bunu geçici bir aşama olarak görüyoruz; mümin ve salih güçlerin ortaya çıktığı, kirli insanlarla temiz insanların birbirinden ayrıldığı, küfür ve nifak cephesi ile iman cephesinin ayrıştığı ve kimlerin hak ve direniş cephesinde yer aldığı, kimlerin şirk, küfür ve dalalet tarafında durduğunun netleşmesi için gerçekte bir nevi eleme sürecinin yaşandığı bir merhale olarak değerlendiriyoruz”.

Irak’ın yaşadığı sorunların ilahi bir imtihan olduğunu belirten Abbudi, şöyle dedi: “Mümin insanın bu imtihanı başarılı bir şekilde geçmesi gerekir. Benim kişisel görüşüm şu ki, yaşanan gelişmeler sebepsiz, nedensiz değildir. Irak’ın karşılaştığı olumsuz olayların Irak’ta ilahi adalet devletinin kurulması için zemin hazırladığına dair bir takım rivayetler de vardır. Biz de bunu bekliyoruz; gözlerimizi bu devlet-i kerime ile aydınlatmasını Allah’tan diliyoruz. Bu sorunları, imtihanları aşıp daha güçlü, daha kuvvetli bir iman ve irade ile bu devleti karşılamaya gideceğiz ve onun askerlerinden olacağız. Dolayısıyla, asrın ve zamanın sahibi Hz. Mehdi’nin (Accallah ferecehu’ş-şerif) elleriyle güvenliğin sağlanması ve ilahi adalet devletinin kurulması bu zorlukların hasılı olacaktır Allah’ın izniyle”.

Veliyy-i Fakih’e itaat, bizim iftiharımızdır 

Irak Hizbullah Tugayları İran Temsilcisi, Irak ve Lübnan Hizbullah’ı İran’dan talimat alıyor mu şeklindeki bir soru üzerine ise, şu açıklamalarda bulundu: “İran’da halkın seçtiği, bu seçime göre de cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu heyetinin belirlendiği bir hükümet ve bu hükümetin kendisine özgü politikaları var. Bir de buna ilaveten, gerekli şartları kendisinde cem eden adil bir fakihin başında bulunduğu bir nizam vardır. Bizim İran hükümeti ve bakanlar kurulu heyeti ile bir işimiz yoktur. Bizim İslami nizamla, Veliyy-i Fakih ile işimiz ve ilişkimiz vardır. Evet, ben İslam Cumhuriyeti’nin talimatları ile amel ediyorum, zira onun başında bir taklit mercii ve masum imamın halefi bulunuyor. Bizim ölçümüz, Allah'a itaattir; Allah Kuran’da kendisine, Resulüne ve ulu’l-emre uymamızı emretmiştir. Allah’a itaat etme ölçüsüne ulaşmamız için gaybet döneminde taklit mercilerine ve gerekli şartları kendisinde cem eden (camiuş-şarait) adil bir veliyy-i fakihe başvurmamız gerekir ki Allah'ın rızasına nail olalım. Velayetin ve bu sancağın sahibinin bir askeri olmam, benim için iftihardır, kıvanç vesilesidir. O, bu sancağı, Allah’ın izniyle, Asr’ın Velisi Hz. Mehdi’nin (a.f) eline ulaştıracaktır. Veliyy-i Fakih’e yapılan bu itaatin problemi nedir? Yani İmam- Zaman’ın bir askeri olduğumuz için bizleri ayıplayacak mısınız?! Bunun bir ayıp olmaması bir yana, aksine bir iftihardır, zira Veliyy-i Fakih bizleri masuma, masum ise bizleri Allah'a ulaştırır ve bu benim ölçülerime mutabıktır”.     

İstikbarla mücadele ve işgalcilerin bölgeden çıkarılması Hizbullah Tugayları’nın başlıca önceliğidir

Irak Hizbullahının faaliyetlerine değinen Abbudi, direniş ekseni kalıbında zülme ve Amerikan işgalciliği ve emperyalizmine karşı mücadele ve cihadın Hizbullah Tugayları’nın en önemli faaliyet olduğunu belirterek, kültürel, siyasi ve medyatik faaliyetlerin de önem verdiğimiz diğer faaliyetler arasında yer aldığını söyledi.

Amerikan güçlerinin Irak’tan çıkarılmasını öngören yasanın bu ülkenin parlamentosu tarafından onaylanmasına da değinen Abbudi, şu ifadelere yer verdi: “Bu güçlerin Irak'tan çıkarılması şu anda yasal bir konudur ve başta Hizbullah Tugayları olmak üzere direniş gruplarındaki kardeşlerimiz yasal bir talepte bulunuyor. Ayrıca, Irak halkı da yabancı işgalci güçlerin çıkmasını istiyor. Elbette bu hususta taşeron ve kiralık basın organlarıyla işiniz olmasın, çünkü genel olarak Irak halkı, Iraklı elitler ve asli grupları işgalcilerin çıkmasını istiyor. İşte burada, söz konusu yasaya ve Irak milletinin genel talebine istinaden Amerikan işgalcilerin dışarıya atılması adına girişimde bulunmak için iş direniş gruplarına düşüyor.

Amerikalılar zorun dilinden başka bir dili anlamaz

Amerikalıların diplomatik ve barışçıl dilden anlamadığını, onlarla sadece ve sadece zorun diliyle konuşulması gerektiğini tecrübe ile anlamış bulunuyoruz. İmam Humeyni’nin (r.a) Amerika’yı büyük şeytan olarak adlandırmasının nedenlerinden biri, bu mevzu idi. Bütün direniş grupları müstekbir güçlerle nasıl bir yaklaşım içinde olacaklarını biliyorlar. 2009'da Amerikan güçlerinin Irak’tan çıkmasının nedeni, direniş grupları tarafından yediği sert darbelerdi ve Hizbullah Tugayları’nın da bunda önemli bir rolü olmuştur.

Program şu şekildedir; Amerikalılar, Irak parlamentosunun işgalcileri ülkeden çıkarılmasına ilişkin onayladığı karara boyun eğene kadar sert ve yıkıcı darbelerin hedefinde olacaktır. Direnişteki kardeşlerimiz, tedrici olarak çekilme sözüne umut bağlamaması gerektiğini Irak Başbakanı’na da söylemişlerdir. İşgalciler bütün bölgelerden derhal çekilmelidir. Bu konu, bütün direniş gruplarının ittifakla kabul ettiği bir konudur ve biz bu hususta siyasilere belimizi bağlamayız.

Korgeneral Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi el-Mühendis’in şehadetinin ardından Amerikalı işgalcilere yönelik saldırılar, neredeyse her gün dakik bir şekilde sürdürerek işgalcilere büyük zayiatlar verilmiştir. BM Irak Temsilcisi’nin ateşkes için arabulucu olması da bunun önemli kanıtıdır. Direniş, bu prosedürü sürdürmeye devam edecektir”.

Çev.: Mehmet Gönül - Welayet News 



Yeni yorum ekle