Esad: ABD ve Türkiye Suriye'den çekilmezse halk direnişi başlar

Per, 08/10/2020 - 16:37

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, cihatçı grupların ortadan kaldırılmasının ardından ABD ve Türkiye'nin Suriye'den çekilmemesi…

Welayet News  - Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Rus RIA Novosti ajansına verdiği röportajda, Beyaz Miğferler, cihatçı gruplar ve Türkiye ve ABD'nin Suriye'deki varlığına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Esad'ın RIA Novosti'ye verdiği röportajın bir bölümü şöyle:

-Suriye Beyaz Miğferler'e karşı dava açacak mı? Örgütün faaliyetlerine dönük uluslararası soruşturma açılmalı mı? Belki BM gözetiminde?

-Bir suç işlendiğinde, vakada kullanılan bıçak veya başka bir silah yargılanmaz, suçlu yargılanır. Bu durumda Beyaz Miğferler yalnızca bir araç, terörizm tarafından kullanılan bir silah. İngiliz yetkililer tarafından kuruldu, ABD ve tabii ki Fransa ve diğer Batı ülkeleri tarafından desteklendi, Türkiye tarafından doğrudan kullanıldı. Tüm bu rejimler Beyaz Miğferler'in gerçek sahipleri, her şeyden önce onların yargı önüne çıkması lazım, Beyaz Miğferler'den hemen önce. Burada soru şu: Uluslararası hukukun bunu yapacak araçları var mı? Hayır yok. Öteki türlü ABD işlediği suçların cezasını çekmekten kurtulamazdı, örneğin Irak'ta, Yemen'de ve diğer yerlerde işlediği suçlardan. Yalnızca ABD değil. Aynı zamanda Fransa, İngiltere, diğer ülkeler; Suriye'de bulunan ABD de dahil. Ancak dediğim gibi, ilgili yasaları yürürlüğe koyacak kurumlar mevcut değil. Bu nedenle hayır, suçluya, gerçek suçluya ve gerçek yöneticilere daha fazla yoğunlaşmalıyız. Bunlar Batı ülkeleri ve bölgede bulunan kuklaları.

-Ancak belki de Beyaz Miğferler'le ilgili belirli adımlar atılmalı. Sonuçta faliyetlerine devam ediyorlar.

-Evet, tabii ki suçlular. Başka bir şeyi kastetmiyorum. Onlar Beyaz Miğfer olmadan önce El Nusra'ydı. Bu suçluların videoları ve fotoğrafları var. Suriye'de yargılanmamalılar. Ancak Beyaz Miğferler'i bir örgüt olarak ele alırsak, bu örgüt Batı'da yaratıldı. Örgütün içindekiler suçlu, ancak Beyaz Miğferler bir Batı kurumu, El Nusra'ya dayalı radikal terör örgütü

-ABD ve Türk ordusunun Suriye'deki varlığını yasa dışı buluyorsunuz. Bunu durdurmak için ne yapacaksınız?

-Bu bir işgal. Böyle bir durumda iki şey yapmamız gerekiyor: İşgal için üretilen bahanelerden kurtulmak, yani teröristlerden, IŞİD'den kurtulmak. IŞİD'in ABD'liler tarafından yaratıldığını ve onlar tarafından kullanıldığını, diğer ABD'nin kendi birlikleri gibi onlara görev verdiğini dünyanın büyük bir bölümü biliyor. Bu bahaneden kurtulmalıyız, Suriye'deki teröristlerin ortadan kaldırılması önceliğimiz. Bunun ardından ABD'liler ve Türkler buradan ayrılmazsa, halk direnişi başlar. Bu tek yol. Görüşmeler ve uluslararası hukuk yoluyla ayrılmazlar, çünkü öyle bir durum yok. Bunun direnişten başka yolu yok, Irak'ta da aynısı yaşandı. ABD'lilerin 2007'den oradan çekilmesinin ağlayan şey ne? Bu, Irak halkının direnişi sonucu gerçekleşti.

-ABD ve Suriye Kürtleri arasındaki petrol üretimine yönelik anlşama hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konuda tedbirler alacak mısnız?

-Bu bir soygun, bunu durdurmanın tek yolu bölgelerimizi işgalden kurtarmak. Bu yapılmazsa, tedbirler onları durduramaz, çünkü onlar soyguncu. Bir hırsızı, onu hapse atmadan veya hırsızlık yaptığı bölgeden izole etmeden durduramazsınız. Aynısı bu hırsızlar için de uygulanmalı. Bölgeden çekilmeliler, tek yol bu. Suriye hükümetiyse, durumun normale dönemsi için ülkenin her bir bölümünü kontrol etmeli.

-İdlib'deki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Suriye buradaki teröristlerin püskürtülmesini nasıl gerçkleştirecek? Tahminlerinize göre orada kaç kişi kaldılar?

-2013 yılından bu yana, teröristlerin kontrol ettiği yerleşim yerleri ve kentlerle ilgili belli metodolojiler geliştirdik. Teröristlere silahları bırakma ve hükümet tarafından affedilme fırastı sunduk. Bu metot, Suriye'nin çoğu bölgesinde işe yaradı. Ancak teröristlerin uzlaşmayı reddettiğini bölgelerde askeri güçlerimizi kullanmak zorunda kaldık. 2013 yılından bu yana işgalden kurtardığımız tüm bölgelerde bu yaşandı. Bu metodoloji, teröristlerin Suriyeli olduğu ve uzlaşmanın sağlandığı bölgelerde uygulandı. Ancak İdlib'de durum farklı: BurasıSuriye'de bulunan yabancı uyruklu teröristlerin toplandığı nokta. Yani, ya Suriye'ye geldikleri yol olan Türkiye'ye gitmeliler, ya ülkelerine dönmeliler, ya da Suriye'de ölmeliler.

-Avrupa'ya mı dönmeliler?

-Genel olarak Avrupa. Bazıları Rusya'dan, Arap ülkelerinden geldi. Dünyanın birçok ülkesinden geldiler. Bu cihatçıların tümü Suriye'ye savaşmak için geldi.

-Şu anda bu bölge Rusların, Türklerin ve bazen ABD'lilerin gözetimi ve ortak hareket koşulları altında. Size göre bu ortaklık etkili oluyor mu? Bu deneyim gelecekte nasıl değerlendirilebilir?

-Hayır, etkili olduğunu basit bir sebepten dolayı düşünmüyorum: Etkili olsaydı, Halep ve İdlib'in çoğu bölgesinde çatışmalar yaşamazdık. Çünkü Türk rejiminin burada teröristlerin bölgeyi terk etmesine ikna etmesi ve Suriye ordusu, hükümeti ve kurumlarının burayı kontrol etmesini sağlaması gerekiyordu, ancak bunu yapmadı. Her defasında aynı taahhütü verdiler, ancak sözlerinin ve taahhütlerinin hiçbirini yerine getirmediler. Bu sebplerden dolayı bu ortaklığın etkili olduğunu düşünmüyorum. Ancak bakalım. Hâlâ teröristlere İdlib'de M4'ün kuzeyinden çekilmeleri yönünde baskı yapma şansları var. Bu, Rus tarafıyla yaptıkları mutabakat çerçevesindeki son yükümlülükleri, ancak bunu yerine getirmediler. Bekleyip görelim.

-İsrail'le çatışmaların sonlandırılması yönünde müzakere yapma ihtimali var mı? Ayrıca Suriye'nin bazı Arap ülkelerinin son zamanlardayaptığı gibi gelecekte İsrail'le diplomatik ilişkiler kurma ihtimali var mı?

-Bu konuda konumumuz 90'larda yapılan barış görüşmelerden bu yana açık. Bundan yaklaşık 30 yıl önce, Suriye'de barışın, egemenlik haklarımıza bağlı olduğunu söyledik. Topraklarımız bizim hakkımızdır. İsrail'le ilişkilerimiz ancak topraklarımızın bize geri verilmesiyle normalleşebilir. Her şey çok basit. İsrail buna hazır olduğunda bu mümkün olabilir, ancak hazır değil. Hiçbir zaman hazır olmadı: İsrail rejiminde barış yolunda bir adım atmaya hazır olan bir yetkiliyi hiç görmedik. Yani teorik olarak bu mümkün, pratik olarak mümkün değil



Yeni yorum ekle