Türkiye ile Rusya heyetleri Ankara'da İdlib gündemiyle yeniden bir araya gelerek, bölgedeki son gelişmeleri ele aldılar.

Welayet News - Türkiye ile Rusya heyetleri daha önce de Ankara ve Moskova'da İdlib'i görüşmüşlerdi.

Uzmanlara göre, Türkiye'nin İdlib'deki son askeri operasyonu, Ankara'nın PKK ile mücadele için eylemlerinin meşruluğunu kamuoyu nezdinde aşındırmış ve ABD ile Türkiye düşmanları, ekonomik olarak zayıflamış bir Türkiye'yi istiyor.

Türkiye ile Rusya'nın Suriye krizi ile ilgili yaklaşımları farklı ve çelişkilidir.

İdlib'de sıcak gelişmeler yaşanır ve Türkiye ve Suriye ordusu arasında şiddetli çatışmalar yaşanırken Türkiye ile Rusya heyetleri Ankara'da dün yeniden bir araya gelerek, İdlib çıkmazı için bir çözüm bulmaya çalıştılar.

Ancak sahada yaşananlar, durumun giderek kötüleştiğini gösteriyor. Son olarak Suriye ordusunun Türk askerlerinin mevzilerine düzenlediği hava saldırısında 34 Türk askerinin hayatını kaybettiği, Türkiye güçlerinin de Suriye mevzilerine saldırdığı bildirildi.

Türkiye İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 34 Türk askerinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan saldırının ardından açıklama yaptı. Altun, Ankara'nın Suriye'nin son saldırılarına karşılık verme kararı aldığını duyurdu.

Türkiye İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İdlib'de 34 Türk askerinin hayatını kaybettiği saldırı sonrası Twitter hesabından açıklamalarda bulundu.

Altun bu bağlamda yaptığı açıklamada, Suriye ordusunun İdlib'de Türk askerlerine yönelik hava saldırısına karşı misillemede bulunma kararı alındığını aktardı.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen olağanüstü toplantının ardından konuşan Altun, Suriye yönetim güçlerine ait belirlenen tüm hedefleri havadan karadan bombalamaya devam edeceklerini açıkladı.

Hava ve kara ateş destek unsurlarıyla Suriye'nin bilinen tüm hedeflerinin ateş altına alındığını ve alınmaya devam ettiğini belirten Altun, "Geçmişte Ruanda'da, Bosna Hersek'te yaşananların bugün İdlib'de tekrarlanmasına seyirci kalınamaz, kalınmayacaktır. Astana Süreci tarafları başta olmak üzere tüm uluslararası toplumu üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

Türkiye yönetimi, bu ülkenin ulusal kaynaklarını terör örgütlerinin kısa sürece hayatını sürdürmek için harcamaya devam ediyor. Terör örgütleri er ya da geç, Suriye'den çekilmek ya da Suriye güçlerine teslim olmak zorunda kalacaklar. Ancak bu arada zarar gören taraf, kuşkusuz Türkiye yönetimi olacak.

Türkiye çok iyi şekilde şunu biliyor ki, terör örgütleri kendi işgal ettikleri bölgede çok sayıda cinayet işlemiş ve Suriye halkı bu örgütlerin ülkenin geleceğinde meşru gruplar olarak rol ifa etmeyeceklerine inanıyorlar.

Bu gruplar ve örgütler, geçtiğimiz senelerde Suriye halkının çıkarlarına en ufak bir hizmette bulunmadığı gibi, Suriyeliler'in çıkar ve menfaatlerini tahrip etmişler, ayrıca diğer ülkelerin istihbarat servislerince bölge düzeyinde bir maşa rolü ifa emiş bulunuyorlar.

Nitekim Türkiye Libya krizi boyunca da Suriye'den bu güçleri Libya'ya taşıyarak, Ankara'nın menfaatleri adına bu militanları kullanmaya çalıştı.

Suriye krizinin sürmesi ve Türkiye'nin bu krizden yapıcı olmayan müdahalesi, bölgede istikrarsızlığın tırmanmasına neden olacak ve Türkiye de bu krize yakın bir noktada yer aldığı için krizden payını alacaktır. Ayrıca Türkiye şunu bilmeli ki, terör örgütlerine desteğinin devam etmesi, Türkiye'nin Suriye'deki uzun süreli çıkarına zarar verecek.

Diğer yandan Türkiye, İdlib'de terör örgütleri gibi kozunu kullanıp, buna paralel olarak Batı'ya yakınlaşarak, Rusya'dan düşündüğü tavizleri koparmaya çalışıyor. Bu durum ise, Türkiye politikasının istikrarsız ve perişan halini gösteriyor.

Ancak Türkiye'nin izlediği bu stratejinin yakın gelecekte bir çıkmaz sokağa gireceği düşünülüyor çünkü bu tür oyunun tekrarlanması Türkiye ile diğer aktörler arasında güvensizliğe sırf yol açacak.

Rusya'nın kendi ortaklarıyla yakın işbirliğine göre bu duru, Türkiye'ye karar alma konusunda stratejik bir darboğaza sürükleyip, eski ve potansiyel müttefiklerince izole edilmesine yol açabilir.