Kuzey Suriyede gönüllü tıp hizmetleri veren Dr. Micahel Wilk Türkiyenin Suriyedeki Kürt bölgesine saldırılarına tanık oldu. DW ile yaptığı röportajda saldırı sonrası yüzlerce yaralıya ve binlerce yerinden edilen insana tanık olduğunu aktardı. Bölgede geleceğe kuşkuyla ve güvensizlikle bakıldığını da ifade etti.

Welayet News - DW: Siz Suriyenin Kuzeyinde bulunan  Tell Tamerde bir hastanede hizmet veriyorsunuz. Tel Tamer sadece 30 km Türkiyenin güvenlik bölge olarak adlandırdığı bölgeye uzak. Orada 120 saatlik ateşkes dönemini ve sonrasını yakından yaşadınız, nelere tanık oldunuz?

M.Wilk: Bizim bulunduğumuz yerde bir ateşkesden söz edilemez. Hastanemiz ilk önce 20 km ateşkes ilanından sonra 10 km savaş cephesine yakın durumundaydı. Savaş cephesi sürkekli yakınlaşıyordu. Bunun anlamı şudur; Türkiye güçleri ve yandaş örgütleri alanlarını genişletmeye sürekli devam ettiler. Son olarak şehir(Tel Tamer) Kürt Savunma güçleri ve Suriye devletinin yolladığı askeri birliklerin elinde. Ama malesef bir ateşkes söz konusu değil. Bize her gün ağır yaralılar hatta ölüler getiriliyordu, bu yaralılar ve ölüler arasında bir çok sivil vardı.

DW: Siz bir buçuk yıl öncede Türkiyenin Afrini ele geçirmesine tanık oldunuz. Aynı sonuçlar yine tekrarlanacak mı?

M: Wilk: Afrin 2017 yılında Türkiye tarafından bombalandı ayrıca Türkiyenin yandaş örgütleri şehiri viraneye çevirdiler.Türkiye, şehire hava saldırılarını başlatınca Halk Savunma Güçleri(YPG) ve halkın bir bölümü şehiri terk ettiler. Ben o dönem Şeba’daydım ve insanların nasıl hayal kırıklığına uğradıklarını gördüm. Türkiye adeta Afrini kendi topraklarına ilhak etmiş durumunda, türk postaneleri, türk polisi, okullarda türk ders kitapları şehiri bir Türkiye parçası haline getirmiş görünüyor. Bölgenin en kötü durumda Türkiye ve yandaş örgütlerinin eline geçmesi olur Afrinde olduğu gibi; 120 km uzunluk yani Tell Abyad ile Ras Al-Ayn arası ve 30 ile 35 km derinlkte bir bölge Türkiye tarafından ele geçirilebilir.

Bu İşgal sonunucnda 200.000 ile 300.000 insan yerinden edildi ve evsiz kaldı. Hatırlatmam gerekir ki bu bölge saldırı öncesi gayet sakin bir bölgeydi. İşid yenilgiye uğradıktan sonra bölgenin insanları yıkılan yerleri yeniden inşaa ettiler. Ama şimdi yine yerlerinden ve yuvalarından oldular. Okullar bile işgal gücünün eline geçti. 70.000 çocuk okulsuz kaldı. Daha önemlisi gıda ve içecek su eksikliği  gitgide büyük bir soruna dönmeye başladı. Tıp hizmetleri giderek zorlaşıyor, Kürt Kızılay’ı bu son saldırının insani bir faciaya sebep olduğunu duyurdu.

DW: Kimler ve ne kadar insan şehirde kaldı?

Wilk: Ben Serekaniyede çalışan bir çok arkadaşımla konuştum, burası da işgal edilen bölgeye dahil. Arkadaşlarım tüm aile bireyleriyle ve eşyalarıyla şehiri terk etmişler.onlar nüfusun sadece küçük bir bölümünün şehirde kaldığını söylediler. Çünkü öz yönetimde herhangi bir görev alan kimse şehirde kalamazdı, ister doktor, ister trafik polisi, ister, memur olsun özellikle Kürt olanın yeni gelenlerle büyük sorunlar yaşardı. Tabii bazı insalar da Türkiye işgaliyle uzlaşabileceklerini ön gördüler ve orda yaşamayı seçtiler. Yeni kurallar uygulancak ve mesela kadınlar için daha sınınrlı haklar tanınacak. Kuzey Suriyede öz yönetimi korumak için bir çaba ve mücadele olsa da bu koşullar altında bunu başarmak giderek zorlaşıyor.

Kaynak : DW

Welayet News