DOSDOĞRU YOL MUHAMMED RESULALLAH

Pt, 06/03/2017 - 14:57

DOSDOĞRU YOL MUHAMMED RESULALLAH

Bismillahirrahmanirrahim

„Muhakkak ki sen çok yüce bir ahlak üzerindesin“ Kalem Suresi 4.ayet

İçinde bulunduğumuz bu mübarek ayı, şu kutsal günleri Vahdet haftasını tüm inananlara tebrik ediyor. Peygamberi Ekrem‘in bu mübarek velayetinin tüm ümmet ve insanlığa kurtuluş ve saadet getirmesini temeni ediyoruz.

Bu kutlu olay tüm ümmeti Peygamberi Ekrem etrafında bir kez daha toplamıştır. Abbas Musevi‘nin deyimiyle Vahdet ilahi bir kelimedir.

Bu birliktelik tüm beşer için ilahi kurtuluş vesilesidir, vahdete birleşmek zillete uğramamanın yegane yoludur.

Pegamberi Ekrem‘in kutsal doğumuna gittiğimizde büyük olan üstünlüklerle vuku bulan bu miladın velayetin o günden bu güne insanlığın ıslahat ve kurtuluşuna ışık tutuğunu görmekteyiz.

Tarihler 571 yılını gösterdiğinde toplum büyük bir kaos içerisindeydi, büyük bir cehalet girdabında olan o günün insanı Pegamberi Ekrem‘in gelişiyle büyük bir devrim yaşadı.

Bu tarihte Adem oğularının gördüğü yaşadığı en kapsamlı, en mükemmel ve en hızlı değişimdi. Cehaleti yaşam tarzı yapmış bir toplum islamı kabul ederek hızlı ve olağanüstü bir devrim geçirdi ve o günün medeniyet modeleri olan Roma ve Pers imparatorluklarını her türlü manada geçip yenildiler. Kandavalarıyla birbirlerini öldürenler islamla kardeş oldular, birbirilerinin malarını gasb edenler islamın emanet ilkesiyle canları pahasına bunları korudular. Kadını meta bilen bir toplum Kuran‘ın annelik tanımlamasıyla cenneti onların ayakları altında bildiler. Kız çoçuklarını sevebilme iznini bile kendilerine vermeyip onları kendi elleriyle toprağa gömenler kızlarını kendilerine varis edindiler. Kötülükte, şerde yarışanlar takva ve hayırda yarışmaya başladılar. O güne kadar gadarlık ve kötülüğü marifet bilenler islamın teskiye amelesini gerçekleştirerek her türlü kirden kendilerini arındırdılar. Bu temizlenmiş kalbler kalblerine hikmeti ektiler, Peygamberi Ekrem‘e kendilerini teslim edenler onun kamil olan yüce ahlakını sergilediler.

Nefislerine zulm edenler nefislerini ıslah ettiler. Peygamber etrafında toplanmış bu müstesna topluluk bu yüce değerleri o günden bu güne taşıdı. Peygamberi Ekrem‘in çağrısına icabet edenler kendilerinin kurtuluşunu gerçekleştirirken kurtuluş yolunuda göstermiş oldular, yol belirlendikten sonra başka yol aramıyanlar Sıratıl Müstakimde kalabildiler (Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur ) .İlk emri okumak olan bir dinin mensupları ilim yoluna kendilerini adıyarak fitne ve şeytan karşısında çok güçlü bir zırha büründüler. Öyle bir din ki kalemle yazmayı öğreten, namazla yaşamı ikameleştiren, teskiyeyle temizleyen, tevazuyla süsleyen, takvayla koruyan ve akıla düşündürüp akl ettiren delilleri hakka dayanan akla hitap eden ilkesi kendisi için istediğini mümin kardeşi için istemek olan size din olarak islamı seçtim diyen rablerine hayatım ve ölümüm yanlız ve yanlız alemlerin rabbi içindir diyenler Peygamberi Ekrem‘in kurtuluş dinini tüm beşere hayatlarından çağlara yansıyan bir ayna gibi bıraktılar.

O gün olduğu gibi bu günde bu kutsal emaneti taşıyanlar bu zor misyonu canları pahasına yerine getirmekteler. Allah‘u teala sadece Kuran‘a tabi olmamızı değil onun yanında peygamberinede tabi olmamızı bize emr etmekte, zira Kuran peygamberin hayatından bize yansıyan ve anlatılandır. Eğer peygambere ihtiyaç hasıl olmasaydı muhakkak ki rabbimiz kitablarını onlar olmadan yollardı ancak hiç bir emir peygambersiz bize ulaşmamıştır ve hiç bir kitapta peygambersiz bize sunulmamıştır. Sıratıl Mustakimde kalabilmenin yolu ancak onun peygamberini tanımaktan geçer.

Bugün ümmetin muhtaç olduğu yegane erdem peygamberlerini yeniden tanıma ve onun gibi yaşamaya calışmadır. Ancak bu yapılırsa hakikatler bizim için tanınmış olur aksi halde bir yandan peygamber deyip öte yandan tağut düzenlerin ayakta kalması için dua ederiz. Elbete bunu açıktan bize teklif ettiklerinde hayır deriz ancak hakkı tanımada yeterince gayret sarf edilmese bu neticeden kaçmakta mümkün olmaz. Biz kendimizi nasıl tanımlarsak tanımlayalım yaşantımız olduğumuz şeyi yansıtır. Müslümanların herşeyden daha çok herşeyden daha zarihiri ihtayacı vahdet etrafında birleşmedir, bizler alemlere rahmet bir peygamberin gelişini kutlarken bizede rahmet olması için can ve başla çalışmak zorundayız. Bu dini hayatlarımızın mihveri bilmediğimiz sürece kendimizi Muhammedi ve onu tanıyan olarak göremeyiz, ancak onun çizgisinde olan bir hayat ondan oluşumuzu ispatlar.

Peygamberi Ekrem buyurmakta: ‚Müslümanlar bir vücudun azaları gibidirler eğer bir aza zarar görürse tüm vücut bundan etkilenir açı çeker.‘.Eğer biz bu hadisdeki gibi iman edebilseydik bugün yeryüzünde bu denli zulüm vuku bulamazdı, yani yaşadığımız yanlış din anlayışı bizi birbirimize karşı Malesef duyarsız ve hissizleştirmistir. Şüphesiz Peygamberi Ekrem‘in tüm hayatı ve yaptıkları bize yol göstericilik etmekte, peygamberimizin şu hadisi nerde olduğumuzu tahlil etmede bize oldukca yardım edicidir ‘Kişi sevdiğiyle beraberdir‘ Öyleyse alemlere rahmet olanın ümmeti olan bizler tekrar düşünmeliyiz, kalbelerimiz kimlere sevgi ve kimlere buğz etmekte. Kalpler varlığıyla hayat bulan o büyük Peygamber ne kadar bizim hayatımızda, yani nefsimizden daha evla olmadıkca kamil iman sahibi olamadığımız o yüce nebi alemler hürmetine yaratılan sebebi hayatımızın neresinde ve de biz onun ümmeti olarak neredeyiz. Bu en elzem sorudur! cevabını kendimiz vermemiz gerekir. Tüm insanlığın saadet ve huzuru için Peygamberi Ekrem‘in yüce ahlakının tüm müslümanların hayatında hayat bulması ve vahdete birleştirmesi ümidiyle.

Kevser Şimşek



Yeni yorum ekle